Göz ve kas arasındaki tek bağlantı beyin. | Open Subtitles | الرابط الوحيد بين العين والعضلات هو الدماغ |
Bir süre beraber çalışmışlar, bulduğum tek bağlantı bu. | Open Subtitles | كان هنالك فترة يعملان بها معاً لكن هذا يكون الرابط الوحيد الذي عثرت عليه |
Aklıma gelen tek bağlantı, patronu Senatör O'Hara'nın başkanlık makamlarının komitesine bir rapor hazırlamaya yardım etmekti. | Open Subtitles | الرابط الوحيد كما أعتقد هو أنني ساعدت على إعداد تقرير لجنة تترأسها رئيسته، سيناتور اوهارا، |
Hayır. Eğer uçak işe yaramadıysa bu, Solano'ya dair elimdeki tek bağlantı. | Open Subtitles | كلا، إذا لم تنجح الطائرة، فهذا هو الرابط الوحيد لـ(سولانو) الذي أملكه. |
Yani, o notla tek bağlantımız sensin. | Open Subtitles | لذا، أنتَ الرابط الوحيد بتلكَ الملاحظة |
Sophie-Anne, Russell ve ekselansları arasındaki tek bağlantı sensin. | Open Subtitles | الرابط الوحيد بين (صوفي آن)، (راسل) والمُحاسب، هو أنت |
Bulabildiğimiz tek bağlantı bu. | Open Subtitles | إنه الرابط الوحيد الذى لدينا |
Bunu sorgulamıyorum ama, Eladio Buente şu anda bu ölümle ve Maria Dorantes'in ölümüyle ilgili sahip olduğumuz tek bağlantı. | Open Subtitles | أنا لا أشكك في هذا ولكن (إلاديو بونتي) هو الرابط الوحيد لدينا... لهذه الوفاة, وموت (ماريا دورانتيس). |
Rossi, tek bağlantı şu anda Charleston. | Open Subtitles | روسى) الرابط الوحيد الان هو تشارلستون) |
- Hızlı çalış. Loksat ile tek bağlantımız bu. | Open Subtitles | إنّه الرابط الوحيد الذي لدينا لـ(لوكسات). |