Ben bir kütüphaneciyim ve yapmaya çalıştığı şey bütün bilgi kaynaklarını onlara ulaşmak isteyen olabildiğince çok insana ulaştırmak. | TED | أنا أمين مكتبة, وما أحاول أن أفعله أن أجعل كل أعمال المعرفة بمتناول أكبر عدد ممكن من الراغبين بقراءتها |
Bombalanmış köy ve şehirlerden kurtulmak isteyen siviller için artık kurtuluş yolu yoktu. | Open Subtitles | لا باب الخروج ن أحرزنا عرضت للمدنيين الراغبين في مغادرة المدن والقرى للقصف. |
Farz edin ki apartmanlarda yaşamak isteyen insanların yarısının bir dairesi var; diğer yarısının daha yok. | TED | تخيل ان نصف الناس الراغبين في الحصول على شقق سكنية, قد حصلو عليها فعلا النصف الاخر مازال بالانتظار |
En değerli varlığınız, sizin için ücretsiz çalışmak isteyen binlerce insandır. | TED | أثمن أصولكم هم الآلاف من الناس الراغبين في العمل عندكم دون مقابل. |
Meseleyi ele almak isteyen çok sayıda insan var. | TED | ثمة عدد كبير من الأشخاص الراغبين في اتخاذ زمام المبادرة بأنفسهم. |
En iyi durumda, bize yardım etmek isteyen Kadimlerle karşılaşırız. | Open Subtitles | أفضل سيناريو ،ان نجتمع مع القدماء الراغبين بمساعدتنا. |
20.000 kapasiteli bir açıkhava mekandı, ve içeriye girmek isteyen 50.000 kişi vardı. | Open Subtitles | مكان 20.000 مقعدا في الهواء الطلق. وكانت هناك 50.000 الناس الراغبين في الحصول على. |
O mahkeme salonunda olmayı isteyen çok fazla zanlı vardı. | Open Subtitles | الراغبين في أن يتم إسناد قضاياهم الى محكمتها |
Seninle kalmak isteyen savaşçılarla birlikte kışı burada geçireceksiniz. | Open Subtitles | ستقضي الشتاء هنا مع باقي الجنود الراغبين بالبقاء معك. |
O paralarla, Rusya'dan kaçmak isteyen mültecileri tespit ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نستخدم هذه القطع النقدية لتحديد اللاجئين الراغبين للهروب من روسيا. |
Belediye binası ve karakol da doğrudan kasırga darbeleri almıştı ve bu sebeple yardımcı olmak isteyen veya bilgi almaya ihtiyacı olan insanlar | TED | مبنى البلدية وقسم الشرطة عانيا من إصابات مباشرة ايضاً، ولذا فقد توجه الناس الراغبين في المساعدة أو الذين يريدون الحصول على المعلومات |
Ben kimim ki o yaşamak isteyen insanları yargılayayım? | Open Subtitles | من أنا لأقيّم هؤلاء الراغبين بالحياة؟ |
"İlişkiler başlamadan önce... koparılmış Willahara ayağı... üremek isteyen çiftin altına yerleştirilmelidir." | Open Subtitles | قدم ( الفيلاهارا ) المبتورة يتم وضعها تحت الزوجين الراغبين في الانجاب |
Her nasılsa, standart Amerikan tipi beslenme ve hastalık arasındaki bağ hakkında konuşmak isteyen doktorların büyüyen hareketi ile bağlantı kurmayı başarabildim. | Open Subtitles | مع ذلك، تمكّنتُ من الإتصال مع حركة متزايدة لمجموعة من الأطباء الراغبين بالتحدّث عن الصلة بين نمط الغذاء الأمريكي النموذجي والمرض. |
Tabii ki bunu göremezsiniz, çünkü insanların akıllı telefonun ne olduğunu bilmediğini varsayan anketler yapıyorsunuz, o yüzden tabii ki iki yıl içinde akıllı telefon almak isteyen insanlar hakkında veri dönüşü alamazsınız. | TED | "بالتأكيد لن تروا ذلك،" لأنكم تصدرون الدراسات وتفترضون أن الناس لا تعرف ما هو الهاتف الذكي، ولذلك لن تستقبلوا أية بيانات في المقابل عن الراغبين في هاتف لمدة عامين. |
Hamile kalmak isteyen çiftlere. | Open Subtitles | الازواج الراغبين في الانجاب |