"الرجال على" - Traduction Arabe en Turc

    • Adamlar
        
    • adamların
        
    • Erkekler
        
    • erkeklerin
        
    • erkeklere
        
    Adamlar günde bir sıcak öğün yiyordu: Bir kâse buhar. Open Subtitles يحصل الرجال على وجبة طعام ساخنة في اليوم وعاء بخار
    O Adamlar muhtemelen o kadar uzaktan bizi takip edemez. Open Subtitles أولائك الرجال على الأرجح لن يستطيعوا مطاردتنا إلى هذا المكان
    Ben, tüm gemideki adamların arasından senin beni tartıp seçtiğine inanayım mı? Open Subtitles أنا أعتقد أنك وزنتي، وقيمتي واخترتني من بين كل الرجال على متن السفينة؟
    Bu adamların bazılarını gemide bırakmak isterseniz, size söz veriyorum, zarar görmeyecekler. Open Subtitles إذا كنت تُريد أن تترك بعض من هذه الرجال على السفينة، سأعطيك كلمتني بأن لن يصابوا بالآذى.
    Cinsiyete dayalı şiddet hikayelerinde bile Erkekler büyük bir alanı TED حتى في قصص العنف القائم على نوع الجنس. يحصل الرجال على الأغلبية الساحقة من المساحة المطبوعة
    Onun öfkesini ateşleyen şey; erkeklerin, hayatları boyunca kadınların rızası olmadan onların bedenlerine buyurmalarıydı. TED بل ما أشعل بداخلها شرارة الغضب هو تعود الرجال على استغلال جسد النساء دون إذن.
    Yani, cinsiyeti erkeklere görünür yapmak, erkekleri cinsiyet eşitliğini desteklemeye çekmenin ilk adımıdır. TED إذاً، جعل نوع الجنس مرئياً بالنسبة للرجال هي أول مرحلة لحث الرجال على دعم المساواة بين الجنسين.
    Kaptan, ambarda envanter saydıktan sonra Adamlar planınızı kabul etti. Open Subtitles أيها القبطان، بعد جرد المخازن لقد وافق الرجال على خطتك
    Malezya sahili açıklarındaki petrol kulesinin ışıklarını ve denize düşüp ölen genç adamı hatırlıyorum, yolculuk onun için sona ermişti, ve yediğim ilk elmayı hatırlıyorum, kuledeki Adamlar vermişti. TED لكنني أتذكر الأضواء على منصة البترول قُبالة الساحل الماليزي وقصة الرجل الذي إنهار ومات نهاية الرحلة كانت كثيرة بالنسبة له وأول تُفاحة أتذوقها, أعطيت إلي من الرجال على المنصة
    Bu Adamlar evlerinden 10.000 mil ve en yakın kara parçasından 1.000 mil uzaktaydılar. TED كان هؤلاء الرجال على بعد عشرة آلاف ميل من وطنهم وأكثر من ألف ميل من أقرب بقعة على اليابسة
    Bu Adamlar, pratik kullanımda teknolojiyi ölçeklemede başarılılar. TED كان هؤلاء الرجال على حق في هدفهم في استخدام تكنولوجيا التسلسل.
    Bu adamların gerçek olabileceğini düşünmemiştim. Open Subtitles أنا لا أعتقد أن هؤلاء الرجال على حقيقتهم
    adamların gemiden ayrıldığından emin olun. Open Subtitles سلامة الرجال على السفينة وسأراك عند الاانطلاق من المرفأ
    Bu adamların posterleri duvarlarımda büyüdüm. Open Subtitles كبرت وانا اشاهد ملصقات هؤلاء الرجال على الجدراني.
    Sen o adamların yarısından daha hızlısın. Open Subtitles أنت أسرع من نصف أولئك الرجال على أية حال
    Erkekler bunu sergilediklerinde ödüllendiriyorlar. Kadınlar aynı şeyi yapınca cezalandırıyorlar. TED ‫لذلك يكافأ الرجال على استعراض غضبهم،‬ ‫وتعاقب النساء على فعل الشيء نفسه.‬
    Erkekler sürekli bir arayış içindedir... ta ki hep eksikliğini duydukları sıcaklığı bulana dek. Open Subtitles يدأب الرجال على البحث حتى يجدوا الدفئ الذي طالما افتقدوه
    Evet. Erkekler porno filmlerde egoları için küçük düşürürler. Open Subtitles نعم، الرجال على قدم المساواة في المتدهورة الأفلام الإباحية.
    Kendini öldürmeye çalıştı, erkeklerin dinlenme odasında arbede çıkardı... Open Subtitles خلال 24 ساعة ،حاولت أن تقتل نفسها و حرضت غرفة الرجال على الشغب
    Yeteneğimiz- erkeklerin harita okuyabilme... yön bulabilme yeteneği bizi yararlı hale getiriyor. Open Subtitles قدرتنا قدرة الرجال على قراءة الخرائط للابحار تجعلنا مفيدين
    Binadaki herkesin saldırganlığını arttırıyor. Bir şekilde erkeklerin. Open Subtitles انها تسبب العدوان في البنايه بين الرجال على أي حال
    Dunyanin her yerinde, erkeklere secenekleri 've' kadinlara ise 'ya da' olarak sunulan bir dunyada yasiyoruz. TED في كل مكان في العالم ، يحصل الرجال على أشياء "و" أخرى، بينما تحصل النساء على أشياء "أو" أخرى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus