Hannassey'ler gerçek bir beyefendi gördüklerinde anlar ve hayranlık duyar. | Open Subtitles | الهانسيس يعرفون ويحترمون الرجل المحترم الحقيقي عندما يرون واحد منهم |
Hayır, hayır, Suzy. beyefendi onları bulduğun yere bırakmanı söyledi. | Open Subtitles | لا، لا، سوزي.الرجل المحترم يقول وضعهم الظهر حيث وجدتهم. |
beyefendi onları yanında götürmemen konusunda dikkatli olman gerektiğini biliyor. | Open Subtitles | الرجل المحترم يعرف بأن يجب أن يكون مهتم بالرسائل الذي لا يعود إليك. |
Ve bir centilmen her zaman söylemek istediği şeyi ifade edebilmelidir. | Open Subtitles | و الرجل المحترم يجب دائما ان يكون قادرا على تحديد ما يقول |
Bu beyefendiyi 114 numaralı odaya götürün lütfen. | Open Subtitles | خذ هذا الرجل المحترم إلى الغرفة 114، رجاء |
İkinci şapkayı ise zekice bakışlara sahip bu beyefendiye vereceğiz. | Open Subtitles | سنعطي القبعة الثانية لهذا الرجل المحترم الذي يبدو عبقريًّآ. |
Acele edin, çocuklar. Beyefendinin susuzluktan kavrulduğunu görmüyor musunuz? | Open Subtitles | بسرعة يا أولاد ألا يمكنكم أن تروا أن الرجل المحترم جاف؟ |
Bu beyefendi de bir an evvel güvenli bir yere gitmek istiyor. | Open Subtitles | إن الرجل المحترم كما هو متلهف للوصول إلى الأمان بينما نحن. |
Şu şık beyefendi oldukça yaşlı bir oyuncu. | Open Subtitles | الرجل المحترم الذي يبدو مشهورا هو ممثل كبير جدا بالعمر. |
Silahlı beyefendi sizi karısıyla tanıştıracaktı. | Open Subtitles | حسناً، الرجل المحترم الذي يملك مسدساً عرض عليك بأن يعرّفك على زوجته. |
Bu beyefendi benim bir arkadaşım ve seninle paylaşmak istediği bir fikri var. | Open Subtitles | هذا الرجل المحترم صديقي و لديه فكرة يريد مشاركتها معك |
Bu beyefendi genç kızların tenis oynayışını izler. | Open Subtitles | من الذين يكون سلوكهم فوق كلّ الشبهات. هذا الرجل المحترم يراقب الفتيات الصغيرات وهنّ يلعبن التنس. |
Evet, şu beyefendi verdi... Daha şimdi oradaydı. | Open Subtitles | نعم، ذلك الرجل المحترم أعطاهم لي الذي هناك الآن |
- Bir centilmen bayanın çantasını taşır. | Open Subtitles | والآن الرجل المحترم يجب أن يحمل حقائب السيدة |
Hizmetçilerine davranışıyla onun gerçek bir centilmen olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ معرفة الرجل المحترم حقاً من معاملته للخادمات |
Sakın bu beyefendiyi ısırmayın çünkü bu beyefendi Bay Sherlock Holmes'un arkadaşı ve Bay Sherlock Holmes'un arkadaşı benim de arkadaşımdır | Open Subtitles | اوه.. من فضلك لا تعض الرجل المحترم اعتبر ذلك الرجل كصديق |
Bu sabah Sloane'un odasında tanıştığım beyefendiye ne oldu? | Open Subtitles | الذي حدث إلى ذلك الرجل المحترم إجتمعت في مكتب سلون؟ |
Daha önce bu centilmeni hiç görmedim. | Open Subtitles | أنا ما وضعت العيون على هذا الرجل المحترم قبل ذلك. |
Soru hala geçerli Bay Bond. İlgili centilmenin sorduğu soru. | Open Subtitles | ما زال السؤال مطروحاً سيد, بوند من قبل الرجل المحترم الذي يهمة الجواب |
Sonrasında bu beyefendiden bir mektup aldım. | TED | ومن ثم وصلتني رسالة من ذلك الرجل المحترم .. |
Gel. Bu beyefendiyle çok hoş bir sohbet ediyorduk. | Open Subtitles | كان لدي محادثة لطيفة مع هذا الرجل المحترم |
O bey işaretli desteyle oynanmayacağını... kardeşine öğretmeliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن يعلم هذا الرجل المحترم أخاه ألا يغش فى لعب الورق |
O beyi görürsen... onu Boot Hill'de beklediğimi söylersin. | Open Subtitles | إن رأيت هذا الرجل المحترم أخبره أننى سأنتظره فى بوت هيل |
Centilmenler ağlayıp sızlamaz. Adab-ı muaşerete aykırı olur bu. | Open Subtitles | الرجل المحترم لا يتحدث عن مرضه هذا ليس حضارياً |
Stu, o adama gitmesi için 10 dolar verdin. | Open Subtitles | ستو، أعطيت ذلك الرجل المحترم عشرة دولار للأنصراف؟ |