Benim için, iyi hazırlanmış bir baget, fırından çıkmış taze, karmaşıktır, fakat körili soğan yeşil zeytin haşhaşlı peynirli ekmek karşıktır. | TED | بالنسبة لي .. الرغيف الفرنسي الطازج الخارج من الفرن متشعب.. بينما خبز البصل والزيتون الاخضر بالجبن .. هو التعقيد.. |
Kahvaltı için hiç esmer ekmek yokmuş sadece beyaz varmış. Kim yer ki onu? | Open Subtitles | لا يوجد رغيف أسمر ليس سوى الرغيف الأبيض للإفطار، من يتناول شيء كهذا؟ |
Ortağım artı çok fazla tarçınlı ekmek eşittir yellenme. | Open Subtitles | شريكي أضف له الكثير.. مـن الرغيف بالقـرفـة يساوي الكثير مـن الريح |
Manastırda ekmeği her zaman böyle keseriz. | Open Subtitles | هذه الطريقة التي اعتدنا تقطيع الرغيف بها في الدير |
- 20'yle bile çocuklarımın ağzından çıkan ekmeği vermiş oluyorum. - Bagete sayarım. | Open Subtitles | حتى في 20، أنا اعطيك الخبز من افواه أطفالنا سوف ارمي الرغيف |
Şunu unutma, ufak bir maya bile Somunu mayalamaya yeter. | Open Subtitles | تذكّر فقط القليل من الخميرة تُخمّر الرغيف بأكملِه |
Damağını temizlemek için ufak bir parça baget ekmek al. | Open Subtitles | خذ قطعة صغيرة من الرغيف الفرنسي لتطهير الحنك. |
Ve öyle ki, çocukken, reçelin kahvaltı soframızdan yok olduğunu gördüm, sonra margarin yok oldu, sonra ekmek çok pahalı oldu, sonra süt karneye bağlandı. | TED | ولذا، كطفلة، رأيت المربى تختفي من مائدة الإفطار، وبعد ذلك أختفى السمن، و ثم أصبح الرغيف غالياً جداً، وبعد ذلك أصبح اللبن بالتقسيط. |
Devrimler olur çünkü yeterince ekmek yok. | Open Subtitles | تستمر الثورات بسبب عدم كفاية الرغيف. |
Kruvasan, baget ya da başka bir şey. Bence hepsi aynı bebeğim. ekmek işte. | Open Subtitles | إسمعي، "الكرواسون"، الرغيف الفرنسي أو أيّاً كان، كله سيان بالنسبة لي يا عزيزتي، إنه خبز. |
Bu da ne? Zeytinli ekmek mi? | Open Subtitles | الذي هذا، الرغيف الزيتوني؟ |
Biraz sonra fasulyeli ekmek alacaksın, Ganta! | Open Subtitles | ! (لم يبقى الكثير خطوات على الرغيف(جانتا |
Beyaz ekmek yapıyoruz, tam buğday ekmeği yapıyoruz. | Open Subtitles | نصنع الرغيف الأبيض و الأسمر |
Bu ekmek Somunu şeyinden sen de aldın mı? | Open Subtitles | هل أتاك (شبه الرغيف) هذا؟ |
Pekala, içine Fransız ekmeği koy. | Open Subtitles | حسنٌ، تأكد أن تضع بعض الرغيف الفرنسي يظهر خارجه |
- Siktiğimin fransız ekmeği yiyicisi. | Open Subtitles | - الضفدع الغبي اللعين آكال الرغيف الفرنسي |
Salamlı ve peynirli taze baget ekmeği. | Open Subtitles | الرغيف الفرنسي مع .السلامي و الجبن |
O ekmeği nasıl attığımı aklımdan hiç çıkaramıyorum. | Open Subtitles | افكر في هذا طوال الوقت كيف رميت اليكي ذاك الرغيف .... بيتا - |
Somunu ikiye bölüp içini boşalt ve kutuyu oraya sakla. | Open Subtitles | اقطعي الرغيف الي نصفين و افرغيه من الداخل. و اخفي الصندوق بداخله. |
- Somunu ver. | Open Subtitles | -أعطهِ الرغيف |