Sabah meyve toplanması, ata binmek için yol tarifi, öğle yemeği saat 16:00'da kokteyl, kroket... | Open Subtitles | جمع التوت في الصباح التوجه للممر من أجل الركوب في الظهيرة ثم في الرابعة اللعب بالكرات الخشبية |
Araçlardan birine binmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد الركوب في إحدى العجلات ؟ |
Kim yeşil araca binmek istiyor? | Open Subtitles | من يود الركوب في السيارة الخضراء؟ |
Çünkü D trenine binip Chambers'tan aktarma yapabiliriz. | Open Subtitles | لأن كل ماعلينا فعله هو الركوب في القطار وتغيير ملابسنا في الغرف |
Senin sepetine binip bir km yukarı çıkıp çakılmaktan korkuyorum. | Open Subtitles | الركوب في سلّتكِ على ارتفاع ميل في الهواء و فجأة تتوقّف عن الطيران |
Çok yukarılarda bisiklete binmek! | Open Subtitles | الركوب في السماءِ العاليةِ |
Gemiye binmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك الركوب في القارب |
Çöpçü arabasına kim binmek ister? | Open Subtitles | هيّا! من يود الركوب في السيارة الخضراء؟ |
Şu anda gülümsüyor çünkü aklından geçenin İzlanda'ya giden ilk uçağa binmek olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الآن إنه يبتسم لأنه يعلم أن الفكرة الوحيدة التي في رأسك هي الركوب في الطائرة التالية لـ(أيسلندا) |
Lukas iyi ve ben de arabama binip her şey normalmiş gibi evime gidiyorum ama. | Open Subtitles | (لوكاس) بخير وأنا على وشك الركوب في سيارتي والذهاب الي البيت والتصرف على ان كل شيء طبيعي |