MR ve LP bir sonuç vermedi. Enfeksiyon hala olası. | Open Subtitles | صورة الرنين و فحص القطنية غير حاسمين لازالت العدوى ممكنة |
Tanrı çocuk felcidir, grip aşısıdır MR cihazlarıdır ve yapay kalplerdir. | Open Subtitles | تتجّلى قدرته بلقاح شلل الأطفال والزكام، بآلات الرنين المغناطيسي والقلب الاصطناعي. |
MRI'ı yetkisi yalnızca Nörolojik Bilimler Başhekimi'nde var. Bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | فقط رئيس قسم الاعصاب من يستطيع طلب الرنين المغناطيسي وانتي تعرفي هذا |
Ama eğer beklerseniz, bu çınlama azalır, gitgide azalır ve sonunda onu duyamaz olursunuz. | TED | لكن إن انتظرت، فسيتلاشى ذلك الرنين شيئا فشيئا حتى تتوقف عن سماعه نهائيا. |
Her alanı kontrol eder ve telefonu bulduğunda, çalmayı bitirir. | Open Subtitles | تفحص كل منطقة و عندما تجد الهاتف تتوقف عن الرنين |
Basın çöp ile karıştırmak olduğunu, telefon açık çalıyor, o poz endişelenmektedir. | Open Subtitles | الصحفيون يدخلون بالقمامة الهاتف لا يتوقف عن الرنين إنهاقلقةمن أن ينفضحأمرنا،حقيقة حتىأنا. |
Tamam. zil kapalı. Herkes hareketin içinde olmak istiyor. | TED | حسنا . اغلاق الرنين. الجميع يرغب بالمساهمة. |
Bu bir beyin için manyetik rezonans görüntüleme testi talebinin reddi. | Open Subtitles | هذا رفض لـ لطلب الإحالة لإختبار أشعة الرنين المغناطيسي على المخ |
Tam o sırada telefonum çaldı. | Open Subtitles | بعد ذلك، كان خط الهاتف الثابت يعلق على الرنين. |
Senin saçma fikirlerinden konuşurken MR temiz çıktı bu arada. | Open Subtitles | بينما نتحدث بشأن أفكارك السيئة الرنين المغناطيسي لم يكشف شيئا |
MR makinesini bozan lağım tıkanıklığına yol açmışlar ve üstlerinde isminiz var. | Open Subtitles | لقد سببت ضغط مياه المجاري الذي دمر جهاز الرنين المغناطيسي وإسمك عليها |
MR makinesini bozan lağım tıkanıklığına yol açmışlar ve üstlerinde isminiz var. | Open Subtitles | لقد سببت ضغط مياه المجاري الذي دمر جهاز الرنين المغناطيسي وإسمك عليها |
LP'de birkaç beyaz kan hücresi göründü. Fakat MRI temiz. | Open Subtitles | أظهر فحص القطنية بعض الخلايا البيضاء لكن صورة الرنين نظيفة |
Röntgen ve MRI karşılaştırması yaparak yeri tam olarak belirleyemeyeceğiz. | Open Subtitles | مقارنة المكان بالأشعة السينية و صورة الرنين ليس محدداً تماماً |
çınlama sesini ilk kez duymuyorum. | Open Subtitles | لم تكن المره الأولى التي سمعت فيها الرنين |
Bir kaç aylığına şehirde dolaşıp, takılıp, eğleniyorduk ve ardından bir gün telefon çalmayı kesti. | Open Subtitles | كنا نمرح في المدينة لبضعة أشهر, نتسكع و نمرح, ونبقي الأمور بسيطة وثم ذات يوم توقف الهاتف عن الرنين |
Telefonum iş teklifleriyle sürekli çalıyor. | Open Subtitles | ربما عليك أن تفعل. هاتفى لا يتوقف عن الرنين بطلبات العمل |
Normal bir cep telefonu gibi gözüküyor. Üç yönlü arama, sesli arama, indirilebilir zil sesleri. | Open Subtitles | يبدو مثل هاتف خلوي طبيعي, للاتصال صوت اتصاله وتحمّيل نغمات الرنين |
Tesla, frekans ile, rezonans kavramı ile saplantılıydı diyeceğim. | Open Subtitles | تيسلا كان , يمكن ان اقول , مهووسا بالتردد بفكره الرنين |
Ya da çaldı ama belki onun cevap verecek fırsatı bile olmadı. | Open Subtitles | لكن هاتفها لم يبدأ في الرنين ...وحتى ان رن فلن تجد الوقت لترد |
Jay'i aradınız. Lütfen Bip sesinden sora siktirin gidin. | Open Subtitles | وصلتَ الى جي , من فضلك إنقلع بعد الرنين |
Evet, zile basmayı bırakmazsan epey yardım gerekecek sana. | Open Subtitles | أجل، ستحتاجون لمُساعدة بالتأكيد إذا لمْ تتوقفوا عن الرنين. |
Kafamdaki o düğme tık edince çalan telefonun sesini duymaz oluyorum! | Open Subtitles | حين أسمع هذه النقرة ، لا أسمع صوت الرنين |
Telefonum susmuyor. Olaylar, olaylar, olaylar | Open Subtitles | الهاتف لم يتوقف عن الرنين قضية ، قضايا ، قضايا |
Şimdi yaptığım bir araştırmaya göz atalım: Bir fMRI tarayıcıda Caz. | TED | وسوف اقوم بعرض دراسة قمت بها على عازف جاز بواسطة جهاز الرنين المغناطيسي الوظيفي |
Burada çekiç yok o bu dağda o yüzük benimki gibi, delikanlı, o yüzük benimki gibi. | TED | ليس هناك مطرقة على هذا الجبل وهذا الرنين مثل رنيني يا فتى، هذا الرنين مثل رنيني. |
NMR adında bir yer. | Open Subtitles | إنّه شيءٌ يدُعي (الرنين المغناطيسي النووي). |