İtiraf etmeliyim ki Pemberley'in bu kadar harika bir malikane olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | اعترف بانه لم تكن لدي ادنى فكرة بان بيمبرلي عقار بهذه الروعة |
Bence bütün sihir, bilim tarafından yerinden alınabilir ve başka harika bir şey ile değiştirelebilir. | TED | كل السحر، أعتقد، الذي قد يزال من طرف العلم تعوض إذن بشيء بنفس القدر من الروعة. |
Yeni şovdan bir numara göstereceğiz ve ben hayalgücünüzü kullanmanızı ve harika ve bol bütçeli bir yapımı hayal etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | سوف نقوم بعدت حركات من العرض الجيدد وأريد منكم استعمال مخيلتكم وخيال الروعة للإنتاج الشهواني |
Dünyada 20 binden fazla arı türü var ve hepsi kesinlikle muhteşem. | TED | هناك أكثر من 20.000 نوع من النحل بالعالم، وهي غاية في الروعة. |
Başkomiserin böyle havalı biri olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | واه، لم أدرك من قبل أنّ النقيب بهذه الروعة |
Bunun için çok mutlu ve gururluyum çünkü, erişilebilecek mükemmel bir pozisyon. | TED | وأنا فخور وسعيد جداً ﻷكون في هذا الدور ﻷنه وضع قمة في الروعة لتكون هناك. |
Ve geri Leo alabilirsiniz, ve her şey olacak süper mutlu ve mükemmel, sen diş macunu kapalı kap bırakırsanız ve ben bile umurumda değil. | Open Subtitles | وسنتمكن من استعادة ليو. وكل شيء سيصبح بكامل الروعة. وأنا حت لن أهتم إذا تركت غطاء معجون الأسنان. |
Ne kadar mucizevi görünürse görünsün, ne yazık ki o kadar da müthiş değil. | TED | و لذلك و رغم كون هذا يبدو كمعجزة، لسوء الحظ، حسنا، إنه ليس بهذه الروعة. |
Madem o kadar harika birşey olduğunu düşünüyorsun kendin niye katılmıyorsun? | Open Subtitles | لو تعتقدين أن الأمر بهذه الروعة فلمَ لا تلتحقين بالفرقة؟ |
harika görünüyorsun. Biraz gerginim. | Open Subtitles | نفسرأيىالذىأخبرتكبهمن 10 ثوانى مضت، تبدين فى غاية الروعة |
Hiç hayatında bu kadar harika bir şey gördün mü? | Open Subtitles | هل وجدت أبداً أى شىء بالغ الروعة فى حياتك؟ |
Evet. Oldukça harika olurdu, öyle değil mi? | Open Subtitles | نعم، ستكون في غاية الروعة ألا تعتقد ذلك؟ |
Sonunda seninle tanışabilmek harika. | Open Subtitles | مرحباً, مرحباً, مرحبــــــــــــاً. يا للروعة, إنه لأمرٌ غاية في الروعة أن أقابلك أخيراً. |
O iç güdüler sayesinde bu günlerde hayatım harika durumda. | Open Subtitles | وبفضل ذلك الحدس، حياتي في قمّة الروعة هذه الأيام. |
Yeni şarkının ne kadar harika olduğundan bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | هل قلت لك إلى اي درجة من الروعة أغنيتك الجديدة؟ |
Bak Çizgi Romancı Adam, film hakkında... harika olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | اسمع يا بائع المجلات ، عن موضوع الفيلم نعلم أنه ليس بذك الروعة |
Burası Breakers, Newport, Rhode Island. Atlantik'e nazır dev muhteşem konak. | Open Subtitles | قصر كبير غاية في الروعة و الجمال يطل على المحيط الأطلسي |
Size muhteşem Hikayeyi anlatmak istediğimi, sizinle Muhteşemliğin 3 Aşamasını paylaşmak istediğimi ve sizi son bir düşünceyle başbaşa bırakmak istediğimi söyledim. | TED | اريد ان اخبركم قصة الروعة .. اريد ان اتشارك معكم 3 من محاور روعة الحياة ومن ثم سأختم بخلاصة نهائية |
havalı gösteren giysilerini kaybeden çocukları tanısaydım ilk olarak asla mağazada alışveriş yapmaya gitmek istemezdim. | Open Subtitles | لو كنت أعلم أنه توجد ثياب مفقودة بهذه الروعة لما اشتريت أي ثياب |
Kesinlikle mükemmel. Evet, bugünlük bu kadar. | Open Subtitles | فى غاية الروعة وهذا هو كل شىء بالنسبة لليوم |
Böyle süper şeyler bana hiç olmaz olm. | Open Subtitles | لا شيئ بهذه الروعة يحدث لي يوماً يا صديقي |
Araba çok iyi görünüyor. müthiş demek istedim. | Open Subtitles | إن السيارة تبدو بحالٍ رائعة , أقصد بغايةِ الروعة. |
Periyi gördük, o çok sevimliydi , çok parlaktı ve çok çok güzeldi. | Open Subtitles | وهل تعلمين بما فعلنا؟ لقد رأينا جنّية و هي بمنتهى الجمال و لقد كانت برّاقةً، وغاية في الروعة |
Çok güzeldi, harikaydı. Sensiz yapamazdım. | Open Subtitles | لقد كان ذلك في غاية الدهشة, غاية الروعة لم يكن بإمكاني إتمام ذلك بدونك |
Çünkü bunu başarabilirsem, onları şahane yapabilirim, ve onları tekrar tekrar şahane yapabilirim. | TED | لانه ان استوعبنا ذلك بصورة صحيحة .. يمكننا ان نصنع أموراً رائعة .. ويمكننا ان نحافظ على الداوم على تلك الروعة |