Bu adamın romantik gece anlayışı bir idam sahnesine iki kişilik yer. | Open Subtitles | ان الليله الرومانسيه لدي ذلك الرجل هو حجز مقعديين امام منصه للاعدام |
Romandaki hangi öğelerin onu romantik akımın bir parçası kıldığı konusunda. | Open Subtitles | أي عنصر من الرواية تشير إلى جزء من الحركه الرومانسيه ؟ |
Hala, medeni bir savaş yapmak gibi romantik görüşlerim vardı. | Open Subtitles | مازال لدى بعض الافكار الرومانسيه عن الحرب المتحضره |
Her beş saniyede bir romantizm doğuyor. Her kalp atışında. | Open Subtitles | الرومانسيه تولد كل خمس ثواني في قلب الناس |
Aklında olsun, paradan bahsederken, hele senin cebinden çıkıyorsa, sanki bütün romantizm ölüyor. | Open Subtitles | عندما تتكلم عن النقود خاصه عندما تسير الى ذلك امام حبيبتك انه يقتل نوعا ما اللحظه الرومانسيه حسنا انا اسف |
Bir akşam yemeği için buluşacaktık, baş başa romantik bir yemek. | Open Subtitles | كان من المفترض ان نتقابل للعشاء واحده من هذه اللقاءات الرومانسيه الخاصه بأثنين |
Ölümle ilgili romantik hayalin, her yerde yeşeren otlar. | Open Subtitles | فكرتك الرومانسيه عن الموت بكل هذه الخضره فى كل مكان |
romantik bir akşam benim fikrim değildi. | Open Subtitles | لم تكن تلك هى فكرتى عن الأمسيه الرومانسيه |
Ah, şu güzel mumlara bir bak -- çok romantik falan. | Open Subtitles | ياه انظر كم هي جميله تلك الشموع- يا دين ام الرومانسيه. |
Anlaşılan bu tayini romantik bazı gerekçelerle istemiş. | Open Subtitles | على ما يبدو طلبت الانتقال لبعض المشاكل الرومانسيه.. |
romantik biri olabilirim ama züğürt bir romantiğim. | Open Subtitles | ربما اكون رومانسي ولكني جزء من الوقت الحد الأدنى لأجور الرومانسيه |
Ölümsüz birini yenmenin çok romantik bir tarafı var. | Open Subtitles | هنالك شئ , فى منتهى الرومانسيه فى الموميات والاشلاء |
Keats yirmibeşinde, başarısızlık örneği olduğuna inanarak öldü. Bugün kendisinin en harika romantik Şair'lerden biri olduğunun farkına varıldı. | Open Subtitles | مات كيتس بالخامسة والعشرين معتقدا انه فشل اليوم يعتبر واحد من اهم شعراء الرومانسيه |
Romanın hangi öğelerinin onu romantik akımın bir parçası kıldığına dair fikri olan var mı? | Open Subtitles | ألدى أحدكم نبذه عن أي عنصر من الرواية تشير إلى جزء من الحركه الرومانسيه ؟ |
Ve bu güzel romantik çiçekleri sana verdim, ...işime yaradı. | Open Subtitles | وأعطيتكَ تلك الباقة الجميله و الرومانسيه من أجلك |
Çocukken tek yaptığım, oturma odamızda ödev yaparken romantik komedi seyretmekti. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة , كنت احب المسلسلات الكوميديه\الرومانسيه |
Doğru, Tix, romantik alanda olmak ister. | Open Subtitles | صحيح عليك تيكس انها تريد المنظقه الرومانسيه |
Şöyle haysiyetli, stili olan, biraz romantizm ile harmanlanmış. | Open Subtitles | اختاري واحداً به القليل من الكرامه و الاناقه مختلط بقليل من الرومانسيه |
Hayatında biraz romantizm arıyor. Onu bu yüzden suçlayamazsın. | Open Subtitles | هي ارادت بعض الرومانسيه بحياتها لا يستطيعون لومها على ذلك |
Evliliği yürütmenin tek yolu, biraz romantizm. | Open Subtitles | كل ما تحتاج لتجعل الزواج ناجح هو قليل من الرومانسيه |
Ya romantizm kavramını kendin kaybet, ya da ben senin için yapacağım. | Open Subtitles | اما ان تفقد مفاهيم الرومانسيه, او انا افقدهم لك. |