Kızın aletlerini üzücü bir hediye gibi ellerinde tutan adamlar karşısında yürüdüğünü düşünürsek. | Open Subtitles | لنفكّر أنّها كانت تمشي لغرفة فيها الرّجال أياديهم في عضوهم، كأنّه تقديم حزين، |
Belki bu adamlar elindeki tek koruma olabilirler. | Open Subtitles | هؤلاء الرّجال قد يكونون المدافعين الوحيدين عنك |
erkekler kılıçla dövüşür, göz göze. | Open Subtitles | الرّجال يُفضّلون القِتال بِالسّيوف حتّى يروا عُيون بعضهم البعض |
erkekler, kadınlar, çocuklar. Hepsi ağladı, hepsi yalvardı. | Open Subtitles | الرّجال, النّساء, الأطفال, يبكون جميعًا, يتسوّلون جميعًا. |
Burada oturmuş, şu adamların en çok ter dökülen film hakkında tartışmalarını dinliyordum. | Open Subtitles | ظللت هنا أستمع لهؤلاء الرّجال يتجادلون حول الفلم الأكثر تعرّقاً بالتّاريخ |
Birde adamlara taze meyve dağıtmanızı söylediler. | Open Subtitles | قالوا اعطى الرّجال الكثير من الفاكهة الطّازجة |
erkek gibi. | Open Subtitles | ونطلق الطلقات الضوئيّة, تماماً كما يفعل الرّجال.. |
Karşı koyduğum adamlar silahlı ve gayet iyi dövüşen kişilerdi. | Open Subtitles | وَاجهتُ الرّجال ومدعوم بالقوة حسناّ وقَاتلتُ مثل السياف. |
Eğer bu adamlar polis ise her kimse üstünde bu otla yakalanırsa çok uzun bir zamanını hapiste geçirir. | Open Subtitles | لأنّه إذاَ كان هؤلاء الرّجال من الشّرطة ، أيّا كان من يحمل ذلك الحشيش سيدخل للسجن لوقت طويل |
Bu adamlar birden birbirlerine saldırmaya karar vermedilerse onlara birilerinin hedef aldığını düşünmek yanlış olmaz. | Open Subtitles | ما لم يقرّر كُل هؤلاء الرّجال أن يسلّم أحدهم الآخر، أعتقدُ أنّه من العادلِ افتراض أنّهم مستهدفون. |
Yani muhtemelen şimdiye kadar bunları yapmana gerek kalmadı çünkü genç ve güzelsin ve adamlar hep senin peşinden koştu. | Open Subtitles | ربّما لأنّكِ لم تُضطرّي يومًا للقيام بهذا بما أنّكِ فتيّة وبهيّة، وطالما تلاطم الرّجال حولك. |
Evli ve çocuklu yetişkin erkekler beş dakika ara vermem için cinsel ilişki teklif ettiler. | Open Subtitles | الرّجال النّاضجون مع الزّوجات و الأطفال في البيت عرض الإرضاء الجنسيّ لتأجيل المدّة خمسة دقائق . إنّه غير مجدي |
'Bu yüzden her yerde erkekler mübarek ellerini kaldırıp dua etmelidir. | Open Subtitles | "لهذا، أريد في كلّ مكان أن يصلّي الرّجال رافعين أياديهم الطّاهرة |
Çiçekli saç tokalarını erkekler niye alsın ki? | Open Subtitles | هل ستُعجِب الرّجال فكرة مشابِك الشّعر على شكل أزهار؟ |
Kabul et. erkekler yalnızca dünyayı kadınlara dar etmeye gelmiş, gaz çıkaran, bencil, seks düşkünü egomanyaklardır. | Open Subtitles | واجهي ذلك، الرّجال فقط متبجّحون، أنانيّون مُصابين بعُقدة الهَوَس الجنسيّ |
Bu adamların asansöre karşı bir gıcıkları mı var? | Open Subtitles | أيكره هؤلاء الرّجال السلالم الكهربائيّة؟ |
Ona diğer adamların da bilgilerini, yollayacağım. | Open Subtitles | سأرسل له المعلومات أيضًا عن الرّجال الآخرين |
Yola koyulalım. adamlara söyle güneye gidiyoruz. | Open Subtitles | لنتحرّك، أخبر الرّجال أننا سنتوجّه جنوباً. |
İşin doğrusu onunla olmak isteyen bir kaç erkek de yok değildi. | Open Subtitles | في الحقيقة، بعضُ الرّجال أرادوا أن يكونوا معهُ أيضاً. |
Aslında, beyinleri olsa tam olarak Erkeklerin söyleyeceği bir şey. | Open Subtitles | في الواقع، هذا ما يقوله الرّجال لو كان لديهم عقول |
Kadınlar erkeklerden daha az ter bezlerine sahiptir, ama onlarınki daha geniş ve daha aktiftir. | Open Subtitles | النّساء لديهنّ أقلّ غدد تعرّق من الرّجال لكنّها أوسع، و أكثر نشاطاً |
Bu Adamları gözetlemek kolay olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون الأمر سهلًا للتجسّس على هؤلاء الرّجال. |
- Bu adamlarla senin yüzünden beraber çalışıyorum zaten. | Open Subtitles | لقد جعلتَني أعمل مع هؤلاء الرّجال في المقام الأوّل. |
Çok şişman olacaksın, zengin erkekleri şaşkına mı döndüreceksin? | Open Subtitles | ستكوني بديني جدًّا للاندفاع على الرّجال الأغنياء ؟ |
Ciddi işlerden. Şu yeni şebekenin içindeki adamlardan. | Open Subtitles | بعض الشيء عديم القيمة الرّجال الذين وُصِّلُوا بهذة الشبكته الجديدة |