| İyi bir adamsın. Çoğu müşteri bana sümük gibi davranır. | Open Subtitles | حقيقة,أنت رجل لطيف العديد مِنْ الزبائنِ يعاملوني مثل المخاطِ |
| Sadece ben, Travis ve birkaç zengin müşteri. | Open Subtitles | فقط ني، ترافس وبَعْض الزبائنِ الأغنياءِ جداً. |
| Öyle aşağılık müşterilere bu kadar güzel çiçekler! | Open Subtitles | مثل هذه الزهورِ لأولئك الزبائنِ المُتسكّعِون |
| Bunu en iyi elmaslara ve en iyi müşterilere saklıyorlar. | Open Subtitles | يَحْجزونَ هذا نحو الأفضل الماس وأفضل الزبائنِ. |
| - Oy, e, müşteriler kaliteyi biliyorlar diye onları suçlayamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ مُسَاعَدَتهم إذا الزبائنِ يعرفون أنَّ بضاعتنا أفضل |
| Yeni müşteriler bulursun. | Open Subtitles | أعلنْ. إحصلْ على الزبائنِ الجدّدِ. |
| Fakat, bazı Müşterilerimiz, ...kızların onlarla münakaşaya girmesinden hoşlanır. | Open Subtitles | لكن بَعْض الزبائنِ يقدّرْ الفتيات مَع مشاكسة صَغيرة فيهم. |
| Özel müşteri kabul etmeye başlamışsınız. | Open Subtitles | وبعد ذلك واجهتَ بَعْض الزبائنِ الخاصّينِ. |
| Bana biraz yüksek tabakadan müşteri getir. | Open Subtitles | إحصلْ على بَعْض الزبائنِ. |
| Duygusallığımı para ödeyen müşterilere saklamayı seviyorum. | Open Subtitles | حَسناً، أَحْبُّ إلى أنا أُحتفظْ بحسّاسيتي لدَفْع الزبائنِ. |
| - Myrson müşterilere söylesin bunu. | Open Subtitles | - من الاحسن مايرسن ان تحيلُ بَعْض الزبائنِ. |
| Bak, müşteriler ortamdan hoşlanırsa,... ben de bundan kâr etmeye çalışırım. | Open Subtitles | النظرة، إذا الزبائنِ مثل الجوِّ... ... ثمّأُحاولُإلى تشوك Woolery ذلك. الموافقة؟ |
| Müşterilerimiz var. | Open Subtitles | حَصلنَا على الزبائنِ. |