müşteri Celine'in özür dilemesi .şartıyla bunu kabul edeceğini söyledi. | Open Subtitles | ووافقت الزبونة على تلك الشروط, على أن تقوم سيلين بالاعتذار. |
Sonunda kendi evim sözkonusu oldu. Burada müşteri eşimdi. | TED | إلى أن وصلت للعمل على منزلي، حيث كانت زوجتي هي الزبونة |
müşteri istediği yüze sahip olabilir. | Open Subtitles | الزبونة بإمكانها الحصول على أيّ وجه تريده |
Evet, birinci müşterim iptal etti, tanrı ruhunu kutsasın. | Open Subtitles | نعم ميعادى مع الزبونة الاولى الغى لقد ماتت |
" Gidiyorsun." dedi. Kızdı ve benim önümde eşini ve müşteriyi kovdu. Bende orada kaldım. | Open Subtitles | طردها أمامي وأمام تلك الزبونة, وبقيتُ أنا. |
İlişkinizi bitiren müvekkil de o havayolu şirketiydi. | Open Subtitles | وتلك كانت الزبونة التي اختارها مقابل علاقتك؟ |
Samir geldiğinde müşteriden özür dileyip yeni bir elbise alması için hasarı karşılayacağını söyledi. | Open Subtitles | عندما أتى قام بالاعتذار من الزبونة ووافق على أن يدفع عن الضرر الذي حصل. |
O gün müşterinin biriyle tartışmasının sebebi müşterinin kıyafetinin lekelenmesindeki ısrarıydı. | Open Subtitles | كانت تقاتل لأن الزبونة قد أصرت على أن ملابسها قد تلطّخت هنا. |
Hey! Dün üç numaralı müşteri ile film seyrettim! | Open Subtitles | أنا شاهدت فلماً مع الزبونة الثالثة بالأمس |
Ama eğer bana kanıt bulacağına flört edeceksen, ...müşteri davasını kaybeder. | Open Subtitles | قلتَ بأنّك تهتم لأمر الزبونة ، لكن إذاَ واصلت لعب مداعبة الأقدام عوض إيجاد حجّة لي الزبونة ستخسر |
müşteri kapıyı açınca ne görecek? | Open Subtitles | عندما تقوم الزبونة بفتح الباب مالذي تود أن تراه ؟ |
10 numaralı masadaki müşteri boğuluyor gibi duruyor. | Open Subtitles | الزبونة في الطاولة العاشرة تبدو وكأنها تختنق، وكنت لأساعد، |
O gün müşteri polisi aradığında gitmeme izin vermedi ve Celine burada kalmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | في اليوم الذي طلبت الزبونة فيه الشرطة. لم تسمح لي بالذهاب .قالت أن عليّ أن أبقى |
Yani ben müşteri'ye Noel gecesine kadar geleceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ هذه الزبونة بأنه سيصلها ليلة الكريسماس |
Ben zorlu müşteri oluyorum o da bisküvime yağ sürüyor. | Open Subtitles | أنا الزبونة الصعبة و هو يضع الزبدة على بسكويتي |
Burada standartlarımız yok biliyorum ama müşteri bifteğinin bunu yapmaması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أعرف أننا لا نملك معايير هنا لكن الزبونة قالت أن شريحتها لا يجب أن تكون هكذا |
O yağlı müşteri sen olabilir misin acaba? | Open Subtitles | هل يوجد احتمال ان هذه الزبونة هي أنتِ فقط؟ اخطفِ زجاجة واخرجي |
müşteri ofisimde.Telefonda söylediklerimi hatırla. | Open Subtitles | ...الزبونة في مكتبي، وتذكّري ما قلته لكِ |
Yani bak, şu müşterim bacakları harika. | Open Subtitles | مثلا , هذه الزبونة لديها سيقان جميلة |
Aslında, müşterim bana anahtar vermişti, bu yüzden... teknik olarak, gri bir alan . | Open Subtitles | اعطتني الزبونة المفتاح، لذا... تقنياً، إنها منطقة رمادية |
Pekâlâ, sanırım aynı müşteriyi düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، إنها إذن نفس الزبونة التي فكرت فيها |
Sadece 7 kiloluk bir şey. Yani şu müşteriyi eleyemeyiz. | Open Subtitles | هذا يعني أنه يجب أن لا نبعد الزبونة |
Seni aptal, müvekkil olan benim. Stacy, bu hastanede çalışıyor. - Doğru. | Open Subtitles | أنا الزبونة يا أحمق ستايسي) لديها واجب للمستشفى) |
Bana yeni müşteriden bahsetsene. | Open Subtitles | أخبرني عن الزبونة الجديدة |
Bu müşterinin hatası değil Carl seni ektiği için. | Open Subtitles | ليس خطأ الزبونة ان كارل تخلى عنك |