Neden bütün o kutuları ve şişeleri topladık ki? Ne israf. | Open Subtitles | قد جمعنا كل هذه الزجاجات وكل هذه العبوات , وكله ضاع |
Renkli benekleriyle kağıda sarılmış şekerleri severdim ve sıvı şekerle doldurulmuş küçük şişeleri. | Open Subtitles | كنتُ أحب النقط الملوّنة اللواتي كنّ ملتصقات بالورقة وتلك الزجاجات المملوءة بالسائل الحلو |
Genç dostum, biz şişe açtıracağız. Elinde Angel var mı? | Open Subtitles | نحن نعمل في خدمة الزجاجات هل لديك شيء ملائكي ؟ |
Ne yalan söyleyeyim şişe kapağı koleksiyonu yapmak asla aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | يجب أن أقول، ما كنت أظن أبدًا أن أجمع أغطية الزجاجات. |
İstiridye mevsiminde değiliz. Onları lavaboya boşalt. Bana şişeler lazım. | Open Subtitles | المحار لم يحن وقتة إلق بهم جميعاً , أريد الزجاجات |
Onları şişelerin içine koyuyor, taze kalmasını sağlıyoruz, ve sonra biz o şişeyi tekrar ve tekrar kullanıyoruz. | TED | نضعها في زجاجات، نبردها، ثم نعيد إستخدام الزجاجات مرات ومرات ومرات. |
Bu şişeleri kaplarken asıl amaçları, bazı UV ışınlarını engellemek ve işlemin etkinliğini azaltmaktır. | TED | و لذلك عندما نستخدمهم لتغطية الزجاجات من الداخل فإنهم يحجبون بعض الأشعة فوق البنفسجية و يقللون من كفاءة تلك العملية. |
Umarım ihitiyacın olan tüm şişeleri bu gün bulamazsın. | Open Subtitles | انا أَتمنّى أنّ لا تَجِدىُ كُلّ الزجاجات التى تَحتاجُينها اليوم. |
3'e kadar sayacağım ve arkasındaki şişeleri vuracaksın! | Open Subtitles | عندما أعد حتى ثلاثه قم بالأطلاق على الزجاجات التى خلفه |
şişeleri de getir. Akşama kadar hepsi ısınır. | Open Subtitles | وأحضر الزجاجات أيضاً وإلا فستسخن بحلول المساء |
Kahretsin! şişeleri almış. Ben onunla ilgilenirim. | Open Subtitles | اللعنة, لديها الزجاجات سأولّي الاهتمام بها |
Mesela en sevdiğiniz içecek şirketini düşünün, stok planlaması yaptıklarını ve raflarda kaç şişe olduğunu bilmediklerini. | TED | فقط حاول تخيل شركة المشروبات المفضلة لديك تحاول التخطيط لجرد خاص بها ولا تعلم عدد الزجاجات التي كانت على الرفوف. |
şişe hırsızlığı suçunu üstelendim, tıpkı başka suçlarını üstlendiğim gibi, ama bunu üstlenmeyeceğim. | Open Subtitles | لقد تلقيت توبيخ سرقة هذه الزجاجات كما كنت أتلقى التوبيخ دائماً و لكنى لن أقبل توبيخى لهذا الأمر |
Ve bir kaç şişe. Bir kaç lamba. Çok güzel gümüş bir çerçeve. | Open Subtitles | وبَعْض الزجاجات,وزوجِ مصابيح بإطار فضّي لطيف |
Boş şişeler kırılıyormuş. İki kere telefon ettiler. | Open Subtitles | لقد اتصلوا مرتين يقولون الزجاجات الفارغة استعادوها مكسورة |
Nitro bu şişeler içine saklandı kuzeye ait gizlice gözetleyen devriyeleri alt etmek için. | Open Subtitles | النيترو تم وضعه داخل تلك الزجاجات على إنه خمر معبأ |
şişeler havadan küçük torpidolar gibi düşmüş. | Open Subtitles | عندما تسقط الزجاجات من السماء بهذا الشكل تصبح أشبه بطوربيدات صغيرة |
Çöp kutusunda şıngırdayan o şişelerin sesini duydum. | Open Subtitles | و اسمع دائما الزجاجات ترتطم في صندوق القمامة |
Eğer bu turta yiyen piç bu şişelerden inerse bu bir parmak bile olsa, o pisliği vur kıçına ateş etmeni istiyorum. | Open Subtitles | إذا تخطى ذلك الأرعن آكل الفطير الزجاجات إذا لامس أصبع واحد من قدمه التراب أريدك أن تطلق النار على مؤخرته |
Dün akşam çok beğendiğinizi söyleyince fazladan kalan birkaç şişeyi getireyim dedim. | Open Subtitles | حسنا قلت انك احببته البارحة و كان عندي بعض الزجاجات الاضافية المتواجدة |
Bunu kutlamalıyız. şişelere yardım et. | Open Subtitles | يجب أن نحتفل، تعالى هنا ساعدني بحمل الزجاجات |
Şişeye ateş etmekle insana ateş etmek arasında büyük bir fark var. | Open Subtitles | هناك فرقُ شاسع بين الرمي على الزجاجات والرمي على الأشخاص. |
Bu üzümler şuruba dönüştü ve şişenin içinde sessizce stil, karakter ve incelik geliştirmekteler | Open Subtitles | تحول العنب الى عصير داخل الزجاجات فى هدوء متحولا لقوة وشخصية تدوم عبر الأزمنة |
Odasında bulduğumuz onca şişeden sonra buna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | بعد جميع الزجاجات التي وجدناها في غرفتها ! لا يوجد ما هو سري بخصوص ذلك |
Marlon'ın atölyesindeki gliserin şişelerini fark ettim. | Open Subtitles | لقد ميزت القليل من الزجاجات فى معمل مارلون عندما خلطت بالجلسرول |
O, bu tür şişelerimi çiğniyordu? | Open Subtitles | هو يمضع هذا النوع من الزجاجات ؟ |