kızak tepesine tekrar tekrar ağır ağır çıkmak. Ne kadar iyi olabilir ki? | Open Subtitles | التمشية فوق تلك الزلاجة اللعينة، ما فائدة ذلك؟ |
O aptal kızak tepesinin yukarısına güçlükle [br]tekrar tekrar zorla yürümek.Ne kadar iyi olabilir ki? [br] | Open Subtitles | التمشية فوق تلك الزلاجة اللعينة، ما فائدة ذلك؟ |
Freni alın. Kızağı siz idare edeceksiniz, tamam mı? | Open Subtitles | سوف تتولي أنت الفرامل سوف تقوم بقيادة الزلاجة |
Şu Kızağı kaydırıp rüzgârı tatmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان وقت ركوب الزلاجة و تَذوق طَعم الرياح. |
Şunlara bakın. kızağa girmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | انظر إلى هذا إنهم يحاولون الصعود على تلك الزلاجة |
Bayım, kızaktan inmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | سيدي .. أنا أحتاج منك أن تخرج من الزلاجة |
Fakat yarın öğleden sonra o kızakta geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنّي أريد أن أكون على تلك الزلاجة غدا بحلول الظهر. |
Biz karavanız, o da arkamızda sürüklediğimiz küçük kar motoru. | Open Subtitles | نحن الشاحنة و هي الزلاجة التي نجرّها خلفنا |
Bu olmadan kızak yerden sadece birkaç metre havalanabilir. | Open Subtitles | بدونه لاتستطيع الزلاجة الارتفاع اكثر من عدة اقدام عن الارض |
Bu kızak, benim bu cehennem çukurundan çıkış biletim. Ve tüm oyuncakları kendime saklayacağım! | Open Subtitles | هذه الزلاجة وسيلتي للخروج من هذا الجحيم وسأحتفظ بكل الألعاب لنفسي |
Kırmızı kızak,ve büyük çam ağacı orta okulun yanındaki parkta, çirkin,sarı,ekoseli bir mont içinde. | Open Subtitles | الزلاجة الحمراء و الشجرة الضخمة في المنتزه في منتصف الدراسة , في ذلك المعطف الصوفي الأصفر القبيح |
Çatıdaki kızak, çıngırdayan ziller, sekiz geyik. | Open Subtitles | الزلاجة على السطح أجراس الجينغل ؛ و الغزلان الثمانية |
Dikkatli olman lazım. kızak saatte 72.000 km hızla sana doğru gelecek. | Open Subtitles | الزلاجة سوف تكون قادمة إليك في سرعة 45000 ميل في الساعة. |
- Efendim, askerler Kızağı vurdu. | Open Subtitles | سيدي ، لقد أطلقوا الجنود النار على الزلاجة |
Kızağı durdurabileceklerini sanmam. | Open Subtitles | -انطلق, انطلق, بتلك الزلاجة -الآن السرعة أصبحت عالية جداً |
Doktor! Kızağı iki elinizle tutun! | Open Subtitles | دكتور ضع يديك الإثنين علي الزلاجة |
kızağa girebileceklerini hiç sanmıyordum. | Open Subtitles | شكراً لله، للحظة لم أكن أظن أن بمقدور أربعتهم الصعود على الزلاجة |
kızağa girdiğinizde kedi gibi çevik olmalısınız. | Open Subtitles | حسناً, الأكثر أهمية هنا, هو متى يجب أن تصعد على الزلاجة يجب أن تصعد بحركات مرنة وبكل هدوء |
- Cenova Gölü'nde kızaktan düştü. | Open Subtitles | سقط من على الزلاجة في بحيرة جنيف. |
Ya kızakta bilmediğim düğmeler varsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان هناك أزرار في الزلاجة لا أعرفهم؟ |
Şükran Gününde arkadaşlarımla kar arabası sürmeye gidebilir miyim? Olmaz. | Open Subtitles | هل أستطيع أن أركب الزلاجة مع أصحابي؟ |
Demek bobsled, tekerlekleri olmayan bir araba. | Open Subtitles | أها, الزلاجة هي عبارة عن عربة دفع بدون عجلات |
Kızağın başında durup hemen uçmaya hazır olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | نحتاجكم جميعًا ان تقفوا بجانب الزلاجة ومستعدين للطيران في أي لحظة من إبلاغكم |
Kayakların parası. | Open Subtitles | ثمن الزلاجة |