Seni 1975 yılında tekrar gördüğümde Zaman yolculuğunun tek açıklama olduğunu anladım. | Open Subtitles | لمّا رأيتك مجددًا عام 1975 أدركت أن السفر الزمنيّ هو التفسير الوحيد |
Zaman yolculuğunun bu kadar eğlenceli olabileceğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | من عساه توقع أن يكون السفر الزمنيّ ممتع جدًا هكذا؟ |
Zaman çizgisi yeniden çizildi. Lakin izleri hâlâ Zaman çizgisinde lekeler olusturuyor. | Open Subtitles | أُعيدتْ كتابةُ المسار الزمنيّ و مع ذلك، تستمرّ آثاره بالرشحان |
Bu Zaman diliminde ortaya çıkışın Reiden Gölü'nde olmuştu. | Open Subtitles | ظهوركَ الأوّل في هذا المسار ''الزمنيّ كان في بحيرة ''رايدن. |
Zamanda yolculuk mümkün ve tüm tarih saldırıya açık halde. | Open Subtitles | "السفر الزمنيّ حق، والتاريخ قاطبًا عرضة للهجوم" |
Olayların senin Zaman dilimine göre farklı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ أنّ الأمور مختلفةٌ عن مساركم الزمنيّ |
Makinenin çok daha fazlasını yapıp onu Zaman dilimine gönderip gönderemeyeceğini. | Open Subtitles | أنّ الآلةَ قادرةٌ على أكثر من وظيفةٍ واحدة و أنّها قادرةٌ على إعادته إلى مساره الزمنيّ |
En azından benim Zaman dilimimde öyle demiştin. | Open Subtitles | على الأقلّ هذا ما قلتَه لي في مساري الزمنيّ. |
Olayları rayına koymaya çalışmama rağmen yaptıklarım Zaman çizgisinin zarar görmesinden başka bir şeye sebep olmadı. | Open Subtitles | بالرغم مِن جهودي لتصحيح مسار الأمور، إلّا أنّ أفعالي لم تتوّج سوى بمفسدةٍ أخرى للمسار الزمنيّ. |
Sanırım burası benim Zaman dilimime çok benziyor. | Open Subtitles | نعم. أعتقد أنّ هذا مشابهٌ لمساري الزمنيّ. |
Konfeti gibi benim Zaman çizgime dağılacaksın. | Open Subtitles | سوف تتبعثر في مساري الزمنيّ مثل قصاصات الورق |
Oraya giremezsin. Senin kendi Zaman akışın Tanrı aşkına! | Open Subtitles | لا يمكنكَ الدخول إلى هناك، إنّه مساركَ الزمنيّ حبّاً في الله |
Sanırım diğer Zaman çizgisinden. | Open Subtitles | أظنّها مِن المسار الزمنيّ الآخر، قبل أنْ تُمحى. |
Zaman dilimimize uymanız lazım o Zaman. | Open Subtitles | أعتقد، بأنّه يجب عليك أن تتفرغ بإطارنا الزمنيّ |
Zaman köprüsünün yeniden çalıştığını bilsem her şeyi sizin için hazırlardım. | Open Subtitles | كنت سأجهّز هؤلاء المتحولين من أجلكِ لو كنت أعلم أنّ الجسر الزمنيّ عاد للعمل |
Zaman yolculuğunun en önemli kuralı Zaman yolculuğu hakkında konuşmamaktır. | Open Subtitles | القاعدة الأولى للسفر الزمنيّ، هي ألّا تتحدث عن السفر الزمنيّ! |
Bak, Zaman yolculuğunun sonuçlarının olduğunu biliyorum. Sonuçta en son titrediğinde... | Open Subtitles | أعلم أن للسفر الزمنيّ عواقب، أقصد أن آخر مرة ساورك تبصّر... |
Hayır, önce Zaman sürücüsünü tamir etmeliyiz. | Open Subtitles | كلّا، ما زال علينا إصلاح المحرك الزمنيّ. |
Zaman Çizgisi ara sıra bulanık oluyor. Daima akış halindedir. | Open Subtitles | الخطّ الزمنيّ مُلَغَّز أحيانًا، وفي حالة تغيير مستمرّ |
Başlattığınız bu kargaşa mutlaka Zaman çizgisini riske etmiştir. | Open Subtitles | لا شك أن جلَبَتكم وضعت الخطّ الزمنيّ في خطر فعليًّا |
Zamanda yolculuk mümkün ve tüm tarih saldırıya açık halde. | Open Subtitles | "السفر الزمنيّ حق، والتاريخ قاطبًا عرضة للهجوم" |