Hapishanelerimizin nüfusundaki bu gözle görülür artış böyle oldu. | TED | تلك كانت أسباب الزيادة في تعداد المساجين. |
1990'ların sonundan bu yana, verimlilikteki artış ücret ve istihdamda görülen artıştan ayrışmış durumda. | TED | منذ أواخر التسعينات، الزيادة في الإنتاجية تنفصل عن الزيادة في الأجور والعمالة. |
Zaten gitmeye niyetim yoktu, zam yapması için blöf yaptım. | Open Subtitles | لم أكن أخطط حقاً للرحيل , كل ما أردته الزيادة |
Ve işe alma, terfi veya yıllık zam konularında, bir işveren bahsedilen gizlilik sayesinde oldukça fazla para biriktirebilir. | TED | وفي حالة مناقشات التوظيف أو الترقية أو الزيادة المالية السنوية، يمكنُ لصاحب العمل استخدام السرية لتوفير الكثير من المال. |
Keo'daki zammı alırsam, parmağına yüzüğü takacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | إذا حصلت على الزيادة سأضع الخاتم في يدها |
aşırı tüketmekten başka bir düşüncesi olmayan iğrenç akılsız piçin tekiler. | Open Subtitles | أوغاد لا يملكون عقل أو تفكير سوى الإلتهام من أجل الزيادة. |
ancak toplumun istediği mükkemmeliyetçilik ise en yüksek artışı gördü. | TED | لكن الكمالية المفروضة مجتمعيًا كان لها النصيب الأكبر من الزيادة |
Önümüzdeki 30 yıl boyunca, 6 şehirde, yıllık 12 milyon artış olacak. | TED | حيث تقدر الزيادة السكانية سنويا عالميا ب 12 مليون شخص .. اي ما يعادل ستة مدن خلال 30 عام |
Hormon salgılanmasındaki artış yüzünden oluyor bu... damarların kas duvarları gevşiyor. | Open Subtitles | بسبب الزيادة في إفراز الهرمونات فجدران الأوعية الدموية تقوم بالإرتخاء |
Caddede dikkatsiz yürüyenlerdeki artış skandalı haberim bekleyebilir. | Open Subtitles | على معارضي الزيادة في العبور العشوائي للمشاة أن ينتظروا |
Erime miktarındaki yıllık artış devam ederse daha fazla ayı açlıktan ölecek. | Open Subtitles | لو استمرّت الزيادة السنوية في معدّل الذوبان فستجوع دببة أكثر |
2011 hakkında konuşabilir misiniz? Yüzde kaç artış olacağını tahmin ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل لك أن تتحدث عن 2011 وأي نوع من الزيادة المئوية التي تتوقها؟ |
Sana üç yıl önce zam yapmıştım. | Open Subtitles | أوه، نعم لقد اعطيتك تلك الزيادة منذ ثلاث سنوات |
zam olayını perşembe günü öğrendim. | Open Subtitles | يوم الخميس سيعلموني بشأن الزيادة في راتبي |
Bunun karşılığında da biraz zam almalıyım diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنني يجب أن أعوض بإنصاف عن طريق الزيادة |
Doug ile bugün maaş zammı hakkında konuşacak mısın? | Open Subtitles | تعتقد انه يمكنك التحدث مع دوج بخصوص الزيادة اليوم ؟ |
Manik depresifler aşırı mutlu olur, sonra aniden aşırı mutsuz, böyle gelip giderler. | Open Subtitles | الهوس الإكتئابي يترواح بين الزيادة الكبيرة أو النقص الكبير بين الحين و الآخر |
c:#FF0080Yaklaşık yarım milyar yıl önce... c:#FF0080...genomların uzunluğundaki ani dramatik artışı gösteriyor. | Open Subtitles | إنها تظهر الزيادة المفاجئة في طول الجينوم قبل حوالي نصف مليار عام |
...ondan enerji aldıkça üssel olarak artıyor. | Open Subtitles | الزيادة المطردة كما نحتاج لاستخراج المزيد من الطاقة منها |
Bir zamma teşekkür etmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | كنت أفضل أن أقول شكراً على الزيادة في الراتب |
Ancak %1.5 artışla hücresel hızda kas etkinliğinde, oksijen hacminde... | Open Subtitles | لكن هذه الزيادة الطفيفة يُزاملها تكاثر للخلايا، |
dünyanın bu bölümlerine bağlanma gerçekten olağanüstü ve hızla artmaya da devam etmektedir. | TED | الربط في هذه الأجزاء من العالم هو حقا استثنائي ، ومستمر في الزيادة. |
Bir iki kilo eroin taşıyordun. fazladan bir ağırlık hissetmedin mi? | Open Subtitles | "اذاً كانت لديك كيلوات من الـ "هيرويين ولم تلاحظي الزيادة بالوزن |
Sadece arkadan vurulması için şansını arttırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط أحاول الزيادة في احتمالات تعرّضك لحادث |
O galaksi. Fakat artık samanlığı çay kaşığıyla değil, bir yük kamyonuyla araştırıyoruz hızdaki bu artıştan dolayı. | TED | انها المجرة و لكننا لم نعد نبحث في كومة القش باستخدام ملعقة و لكن باستخدام حمّالة, بسبب هذه الزيادة في السرعة |