"الساحه" - Traduction Arabe en Turc

    • avluda
        
    • meydanda
        
    • bahçeye
        
    • Bahçede
        
    • DoğuAsyalı
        
    • herifi avluya
        
    • Çarşıdaki
        
    Şu anda avluda demek. Diz üstü bilgisayarı olan birilerini arayın. Open Subtitles هذا يعني إنه في مكان ما في الساحه الآن لذا أبحث عن شخص معه حاسوب أو جهاز لاسلكي
    Müdür avluda antreman yapabileceğini söyledi... tek başına...günde 4 saat. Open Subtitles مدير السجن يقول تستطيع التدرب في الساحه منفردا 4 ساعات يوميا
    2.Bölük'ün tüm üyeleri hemen ortak meydanda toplansın. Open Subtitles كل اعضاء الجمهرة الثانيه عليهم القدوم الى الساحه العامه حالا
    Garaj yolunda Skipper'i ezdiğim gün... ve onu arkada bahçeye gömdüm, Open Subtitles اليوم الذي عدنا من التزلج ووجب علي دفن الحمامه في الساحه الخلفيه من المنزل
    Birlikte tamir edeceğiz ön Bahçede çocuklarla yakalamaca oynayacağız ve her cuma Brody'nin yerine gideceğiz. Open Subtitles نحن سنرممه سويأً نلعب مسك الكره فى الساحه الأماميه مع الأطفال ونذهب لحانه برودى كل جمعه مساءٍ
    Bu andan itibaren bir hafta içinde Partimize ve devletimize ihanet etmeye kalkışanları halkın önünde DoğuAsyalı esirlerle aynı sayıda olmak üzere asarak idam edeceğiz. Open Subtitles بعد اسبوع من الان وفي نفس هذه الساحه يجب علينا , ولإظهار عزيمتنا
    Sen herifi avluya bırak da biraz gezdireyim. Open Subtitles أدخله لى فى الساحه وأنا سأتكفل بالباقى
    avluda ona kafa tutan birini dövmesini de. Open Subtitles اهمم,هزيمة رجل واجهني في الساحه
    avluda korkunç bir kaza daha. Değil mi, Kirkman? Open Subtitles حادث مروع أخر في الساحه,كيركمان؟
    Dinler Arası mitinginde, avluda. Open Subtitles في الساحه في اجتماع الحوار بين الأديان
    avluda olan küçük meseleyi duydum. Open Subtitles أنا سمعت عن الحادثه الصغيره في الساحه
    Şu meydanda toplanın... Open Subtitles حسنا.. أخرجى من هذه الساحه
    meydanda öldürüldü. Open Subtitles في هذه الساحه
    Çok isterdim, ama akşam olmadan bu yaprakları... sizin bahçeye atmak zorundayım. Open Subtitles كنت أود ذلك و لكن على إزاله هذه الأوراق من الساحه قبل حلول الليل
    Evet, burası mutfak. Amaonu arka bahçeye götüreceksin. Open Subtitles نعم, هذا هو المطبخ ولكن هذا مكانه في الساحه الخلفيه
    Bahçede tanıdığım birini gördüm. Onu bulmam lazım. Open Subtitles رأيت امرأة أعرفها في الساحه و أريد أن أجدها
    Bahçede olanlar. Hâlâ bana kızgın mıdır acaba? Open Subtitles ذلك الشيء حدث في الساحه يا ترى هل ما تزال غاضبه مني
    Bu andan itibaren bir hafta içinde Partimize ve devletimize ihanet etmeye kalkışanları halkın önünde DoğuAsyalı esirlerle aynı sayıda olmak üzere asarak idam edeceğiz. Open Subtitles بعد اسبوع من الان وفي نفس هذه الساحه يجب علينا , ولإظهار عزيمتنا
    Sen herifi avluya bırak da biraz gezdireyim. Open Subtitles أدخله لى فى الساحه وأنا سأتكفل بالباقى
    Çarşıdaki polis arabasını ters çevirmemişler miydi? Open Subtitles أذكر ذلك ألم يقلبوا سيارة شرطه في الساحه ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus