"السبب في أننا" - Traduction Arabe en Turc

    • yüzden
        
    Mahkemede yardımı olmayacak. İşte bu yüzden gerçek arabaya ihtiyacımız var. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا بحاجة إلى العثور على السيارة الحقيقية
    Erkekler akran kültürünün getirdiği baskıları yaşıyor. Tam da bu yüzden, bu baskıları yok etmek için erkekleri cesaretlendirmemiz gerekiyor. TED هناك قيود داخل ثقافة الأقران على الرجال، وذلك هو السبب في أننا بحاجة إلى تشجيع الرجال لاختراق تلك الضغوط.
    İşte bu yüzden Bertelsmann Kurumu'nda sektöre bir alternatif düşünerek bir sürü vakit ve gayret sarfettik. TED و هذا هو السبب في أننا في مؤسسة برتلسمان قد استثمرنا الكثير من الوقت والجهد للتفكير في بديل لهذا القطاع.
    İşte bu yüzden köprüyü alamayız. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا لا نستطيع أن نسيطر على الجسر
    Bu yüzden eğer seni kurtarabileceksek, ne gördüğünü bilmek zorundayız. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا بحاجة إلى معرفة بالضبط ما رأيت، إذا كان لدينا أي فرصة لإنقاذ لك.
    O yüzden zincirleri kesemiyoruz, o yüzden camı kıramıyorsun. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا لا نقدر أن نقطع القيود أو أن تكسر الزجاج أنت
    Zaten bizim dünyamızı ele geçirdiler. Bu yüzden burada tıkılı kaldık. Open Subtitles إنهم بالفعل إتخذوا من عالمنا مكاناً لهم وهذا السبب في أننا عالقون هنا
    Bu yüzden onlardan önce bizim ulaşmamız gerekiyor. Open Subtitles وهذا هو السبب في أننا بحاجة للحصول عليه قبلهم
    Evet, bu yüzden ilk bizim almamız gerekiyor. Open Subtitles نعم ، وهذا هو السبب في أننا يجب أن نحصل عليه أولاً
    Bu yüzden Grimm kardeşleri yakalamamız gerek. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا بحاجة إلى الظفر الإخوة جريم
    Bu yüzden bu ikisini hızlıca bir araya getirmeliyiz. Open Subtitles لكن هذا هو السبب في أننا نريد هذان الاثنان سويا معاً
    Tabii ki, işte bu yüzden birbirimize yakın değiliz. Open Subtitles بطبيعة الحال ، هذا هو السبب في أننا لسنا متقاربتان.
    Tahminime göre bu yüzden Konfederasyon içerisinde yaşıyoruz, değil mi? Open Subtitles هذا هو السبب في أننا نعيش في الولايات المتحدة الأمريكية، أليس كذلك ؟
    İşte bu yüzden, gidip senin otel odana saklanabiliriz mesela. Open Subtitles سمعت أننا لا ينبغي أن تحدث. هذا هو على الارجح السبب في أننا يجب أن تذهب الاختباء في غرفة الفندق.
    Evet, bu yüzden süratle tedaviye başlamalıyız. Open Subtitles هو كذلك. هذا هو السبب في أننا بحاجة إلى بدء العلاج فورا.
    Bu yüzden daha fazla almalıyız. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا بحاجة للحصول على أكثر من ذلك.
    O yüzden takip edemiyoruz. Open Subtitles وهذا هو السبب في أننا لا يمكن أن تتبع ذلك.
    Bu yüzden büyük bir sevkiyat göndereceğiz. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا سوف ارسال شحنة كبيرة جدا.
    Bu yüzden sadece telefonla konuşabiliyorum. Open Subtitles هذا هو السبب في أننا نتحدث فقط عن طريق الهاتف
    Lenf bezlerine de yayılmış durumda bu yüzden kolunuzu keseceğiz. Open Subtitles كما أنّه انتشر إلى العفد الليمفاويّة هنا يكمن السبب في أننا نود أن نبتر ذراعكَ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus