"السبب في ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • bunun nedeni
        
    • nedenini
        
    bunun nedeni pek çok insanın az çocuk sahibi olmak için önce zengin olmanız gerekli gibi bir söyleminin olması. TED السبب في ذلك هو أن العديد من الناس يقولون أنه عليك أن تصير غنياً أولاً قبل أن تحصل على عدد أقل من الأطفال.
    bunun nedeni elbette grup sistemimiz. Open Subtitles ويرجع السبب في ذلك بالطبع إلى نظام الفصائل.
    bunun nedeni... bu kız için. Open Subtitles ما السبب الذي جعلك تسرق ؟ هذه الفتاة هي السبب هذه الفتاة هي السبب في ذلك يا أخي
    bunun nedeni ise özel sipariş ile yapılan, bilhassa bunun için ayarlanmış süspansiyonda ve lastiklere giden beslemenin ayarlanmasını sağlayan zeki diferansiyel sisteminde. Open Subtitles السبب في ذلك راجعٌ إلى أنهم زودوا هذه السيارة بنوابض خاصة، اُعدت خصيصاً لهذا، كما طوروا مجموعة تروسٍ تفاضلية ذكية، والتي تُدير آلية تغذية القوة إلى العجلات
    Başarısızlığımızı değil nedenini umursuyorum. Open Subtitles أعتقد أن الفشل نفسه أنا لا تمانع الكثير عن ذلك ولكن السبب في ذلك.
    Bunun nedenini hiçkimse bilmiyor. Open Subtitles ولا احد يعلم السبب في ذلك بالضبط
    Sanırım bunun nedeni annem. Open Subtitles أعتقد أن السبب في ذلك هو أمّنا.
    bunun nedeni, bazı bireylerde anneden veya babadan geçmeyen ve bireyde yeni ortaya çıkan genetik değişiklikler ya da mutasyonların olabilmesidir. Bu mutasyonlar gebelik sırasında meydana gelen, yumurta ya da spermde mevcut olan, aile içerisinde nesilden nesile aktarılmayan mutasyonlardır. TED و السبب في ذلك أنه في حالة بعض الأشخاص، في واقع الأمر تحدث لهم تغيرات جينية أو طفرات لا تنتقل لهم من الأم أو من الأب، بل تبدأ جديدة فيهم، تغيرات تحدث في البويضة أو المني في بداية الحمل و لم تنتقل لهم من جيل إلى جيل في عائلتهم.
    Nehirler, kurtlara karşılık değiştiler ve bunun nedeni ormanları yeniden canlandırmak, nehir yataklarını istikrarlı hale getirmek, böylece daha az sıklıkla çökmelerini sağlamaktı, böylece nehirler kendi yollarında daha sabit hale geldi. TED تغيرت الأنهار... ...في استجابة إلى للذئاب،... وكان السبب في ذلك يرجع إلى أن الغابات الآخذة في التجدد... ...كانت تعمل على تثبيت ضفاف الأنهار, وهو ما يجعل معدل سقوط الأشجار فيها أقل. صارت الأنهار أكثر ثباتاً في ذلك المسار.
    Tony Kushner'in "Angels in America"sında severek görev aldım ve oyun üzerinde çalıştım ve o süreçte "Normal Heart" ile birlikte, kültürün nasıl yön değiştirdiğini gerçekten de görebiliyorduk ve bunun nedeni tiyatro değildi. Ama tiyatro, ABD'de eş cinsel olmanın ne demek olduğunu değiştirmedeki görevini yapıyordu. TED كنت سعيد الحظ بتكليفي والعمل على مسرحية (توني كوشنر) (انجلز إن أمريكا)، وأثناء عملي عليها بالإضافة إلى (نورمال هارت)، استطعنا رؤية التغير في الثقافة، ولم يكن السبب في ذلك المسرح، ولكن المسرح كان يقوم بدوره في تغيير مفهوم المثلية الجنسية في أمريكا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus