O perdenin arkasında her kim varsa ipleri senin için çekiyor. | Open Subtitles | كما لو أيا كان من يوجد خلف الستارة ويمهد الأمور لك |
Başka bir zaman, galiba Sonbahar'dı perdenin arkasına saklandım ve gizlice onu izledim. | Open Subtitles | في مرة أخرى أذكر أنها كانت في الخريف كنت أختبيء خلف الستارة أراقبها خفية |
"Bir başka zavallı performans sonrası Perde kapandı" diyelim sadece. | Open Subtitles | دعنا نقول ان الستارة قد اُسدلت على أداء آخر بائس |
Sahnede yedi "tık" sesi... ardından üç... ve Perde kalkar | Open Subtitles | سبع دقات على المسرح، ثم ثلاثة، وترتفع الستارة. |
Nedense birden dışarı bakmak istedim ve göz atmak için perdeyi araladım. | Open Subtitles | و لسببٍ ما قررت أن ألقى نظرة بالخارج و قمت بجذب الستارة |
Siz uykunuza devam edin. Ben perdeleri indiririm. Ne biliyorsun ki? | Open Subtitles | فلتغف قليلا و سأسدسل الستارة ما الذى تعرفه ؟ |
O yüzden cesedi perdenin arkasına saklaması gerekti. | Open Subtitles | لذا كان يجب عليه أن يخفي الجثة خلف الستارة |
Leydi Astwell hipnoz altındayken perdenin arkasında birini gördüğünüzü söylediniz. | Open Subtitles | ليدي ً آىستوال ً عندما كنت تحت التنويم المغناطيسي لقد قلت بأنك رأيت شيئا ما خلف الستارة |
perdenin arkasındaki kişiyi görmediler ve kavga ediyorlardı. | Open Subtitles | و لم يريا أي شخص مختبئ وراء الستارة و قد تكلما بحدة و عنف |
Bakalım bir numaralı perdenin arkasında ne var? | Open Subtitles | لنرى ماذا يمكن أن يكون وراء الستارة الأولى ؟ |
Bu perdenin arkasında görmenizi istemedikleri sır gizli. | Open Subtitles | خلف هذة الستارة السر ذاته هم لا يريدونك أن ترى |
- perdenin dışında bekle. - Anlayamıyorum..., bilmiyorum | Open Subtitles | نريدك خارج الستارة حسنا أنا لا أفهم أنا لا أعلم |
Odanın diğer tarafındaki Perde hareket etti ve kalbim duracak gibi oldu. | Open Subtitles | فأحد أطراف الستارة كانت ترتعش و كان قلبي سيتوقف من الخوف |
"Son replik okunana kadar Perde kapanmaz." | Open Subtitles | حتى يتكلم الخط الـ أول الستارة لن تنزل ايدا |
Perde kapanırken sahnede olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون على المسرح عندما تغلق الستارة |
Perde kapanırken sahnede olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون على المسرح عندما تغلق الستارة |
perdeyi açtığım anda aldığım o çürümüş et kokusunu halen hatırlayabiliyorum. | TED | ما زلت أتذكر شيئاً من رائحة اللحم المتعفن في قدمها وأنا أفتح الستارة لأراها. |
Sadece orada oturup, patisiyle perdeyi aralayıp duruyor. | TED | يجلس هناك، يضرب بيده مراراً وتكراراً على شرائح الستارة |
Daha sonra perdeleri açtı, sandalyenin üstüne çıkıp alarmı kapadı. | Open Subtitles | ثم قام برفع الستارة ووقف على الكرسي وقام بإطفاء جهاز الانذار |
Sonra birdenbire Perdeler açılmış ve sevgili kocam karşımızda belirmişti. | Open Subtitles | ثم سحبت الستارة فجأة جانبا وزوجى كان واقف هناك |
Kapının altında ışığı gördün ve perdelerin arkasına saklandın. | Open Subtitles | رأيت النور يضاء من تحب الباب فأختبأت وراء الستارة |
Tamam, millet, Perdeye on dakika. | Open Subtitles | حسنا, يارفاق،10 دقائق بقت لرفع الستارة. |
Mevsimler geldi geçti ama kapanış perdesi hâlâ gelmedi mi? | Open Subtitles | "فصول جاءت وذهبت." "لكن نداء إنزال الستارة لم يصل بعد؟" |
Biz de perdede delik açıp aletlerimizi oradan sokmuştuk. Çok azgıncaydı. | Open Subtitles | نقص فتحة في الستارة و نضع رأس قضيب كل واحد منا خلالها, لقد كان ذلك فاحشا جدا |
Bu tüyler ürperten ses ve baloncuklarla paniğe kapılan balıklar bu ses perdesini aşamıyor. | Open Subtitles | لأن السمك مرعوب بالأصوات المخيفة، والفقاعات المعتمَة فلن يعبر هذه الستارة من الفقاعات |
Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp, oraya bir yere koyarsak, önüne bir gölgeleyici getirirsek, bunun gibi bir şey görebiliriz: Bu güneş sistemimizin aile portresi. Ama bizimkini değil, | TED | لو استطعنا أن نأخذ تيليسكوبا فضائيا مشابها، أكبر منه قليلًا، ونرسله إلى هناك، ونضع هذه الستارة أمامه، سيكون ما نراه شيئًا شبيها ً بهذا - تلك عائلتنا المتخيلة للمجموعة الشمسية - لكنها ليست مجموعتنا. |