Ve sonra, ben sekiz, o Altmış yaşındayken bir şey değişti. | TED | وبعد ذلك حينما كنت في الثامنة وكانت هي في الستين من عمرها، تغير شيء ما. |
Altmış yaşında gösteriyordu. Oysa on altı yaşındaydı. | Open Subtitles | كان يبدو فى عمر الستين و هو ذو السادسة عشرة |
Bu gece babam Altmış yaşına basıyor ve her şey kontrolden çıkmış durumda. | Open Subtitles | اسمعي، إنه عيد والدي الستين واﻷمور تخرج عن السيطرة |
Bildiğiniz üzere, hem bilgisayar, hem televizyon 60 yaşında ve bugün onların ilişkisi hakkında konuşmak istiyorum. | TED | كما تعلمون أن عمر أجهزة الكمبيوتر والتلفاز بلغت الستين سنة مؤخرا. واليوم أود التحدث عن العلاقة بينهما. |
Bir kaç yıl sürse bile, haydi altı yedi yıl, 60 yaşında olacağım. | Open Subtitles | حتى لو استمرت عدة سنوات ,قولى 6 او 7 سنوات, سأكون وقتها فى الستين من عمرى |
Müdür Vance oradayken Altmış yaşımda hâlâ gemideki ajan olacağım. | Open Subtitles | سأبقى عميلا على متن سفينة حتى أبلغ الستين عاما |
-Öyle olacağı kesin. -O zaman Altmış değil, otuz beş olmalı. | Open Subtitles | اذن ,لا يجب ان يكون فى الستين , بل فى ال 35 من عمره. |
Çabuk ol. Babam bugün Altmış yaşına basıyor. | Open Subtitles | عليك أن تسرع إنه عيد ميلاد والدي الستين |
Hemen hemen Altmış sene önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك منذ ما يقارب الستين سنة |
Son Altmış sayfa sanki aktı gitti. | Open Subtitles | الصفحات الستين الأخيرة انتهت الآن |
Düşman, erkek, Altmış yaşında veya daha yaşlı. Kurban, bayan, yirmi üç yaşında. | Open Subtitles | "الخاطف، ذكر بعمر الستين الضحية، انثى بعمر الثلاثة وعشرين" |
-O Altmış yaşında. | Open Subtitles | - انه فى الستين - لا,لالا |
- Altmış. - Yüz. | Open Subtitles | - وافق على الستين |
Altmış yaşında! | Open Subtitles | انه فى الستين |
60 yaşında bir bahçıvana cinsel saldırıda bulunmuş. | Open Subtitles | لقد تحرشت جنسياً ببستانى فى الستين من عمره |
60 yaşında bir adam. | Open Subtitles | كان رجل في الستين من عمره رجل كبير في العمر مقرف |
60-70 yaşında, sağlıklı kalmak için götünü patlatan erkekler var. | Open Subtitles | أعذري طريقتي في الكلام أني أرى الرجال في الستين والسبعين , يجهدون أنفسهم |