- bu yüzden hapse gitmek istemiyorum. Rahat ol. 25 milyonu düşün. | Open Subtitles | لا اريد ان ادخل السجن بسبب هذا أهدائى وفكرى بالنقود |
Şimdi gülüyorsun ama, bu yüzden hapse girebilirsin. | Open Subtitles | اضحك أيها الرجل الظريف لكن يمكنك دخول السجن بسبب هذا |
Seni borçların yüzünden hapse atarlarsa, geçici yıkıntılara güvenme. | Open Subtitles | لذا إذا وضعوك في السجن بسبب ديونك لا تعوّل على الدمار المؤقت |
Dinleyin, senin o ufacık sikin yüzünden hapse girmeyeceğim, o yüzden ister sana vurmadım dersin, ister kan kaybından geberirsin, umurumda değil! | Open Subtitles | الآن استمعوا إلي .. أنا لن أذهب إلى السجن بسبب حماقتكم .. لذا يمكنك أن تقول بأني لم أضربك |
Bunun kaç yıllık hapis cezası olduğuna dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | أتملك فكرة عن الوقت الذي ستقضيه في السجن بسبب ذلك ؟ |
Senin ve adamlarının savaş suçunu kabul etmediğiniz için hapiste ölmeye bırakıldığınız, doğru mu? | Open Subtitles | اصحيح انك تركت 10 من رجالك يموتون داخل السجن بسبب رفضك للاعتراف بجرائم الحرب التي اقترفتها |
Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz! | Open Subtitles | لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل |
Oğlun. Oğlun bunun yüzünden hapishaneye girecek. | Open Subtitles | ابنك سيدخل إلى السجن بسبب هذا الفعل |
Babam zimmete para geçirme suçundan hapse girmeden önce tüm paramızı kaybettik. | Open Subtitles | عائلتي خسرت كل اموالنا قبل أن يدخل أبي السجن بسبب الاختلاس |
Mahkemede bunu denersen Gibbs evli olmadığını ispatlar ve Rachel yalancı şahitlikten hapse girer. | Open Subtitles | حاول ان تعملها في المحكمة جيبس سوف تثبت انك لم تتزوج وستذهب رايتشل إلى السجن بسبب الحلف الكاذب |
İkimiz de bu yüzden hapse girebiliriz. | Open Subtitles | هل أنت مجنون؟ يمكننا دخول السجن بسبب هذا. |
2015'te bu öğretmenlerden sekizi bu yüzden hapse girdi ve yirmi yıla varan cezalar aldılar ki bu ceza, birçok eyalette ikinci derece cinayete verilen cezadan daha fazla. | TED | ذهب ثمانية منهم إلى السجن بسبب ذلك في عام 2015 وحُكم على البعض بما أقصاه 20 عامًا، وهذه المدة أكثر مما تحكم عليه العديد من الولايات بسبب جرائم قبل الدرجة الثانية. |
O yüzden hapse girdin. | Open Subtitles | أجل، وذهبت إلى السجن بسبب ذلك. |
O geri zekâlı yüzünden hapse gireceğimizin farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنّنا سيزجّ بنا إلى السجن بسبب ذلك الأحمق. |
Bununla kişisel olarak ilgileneceğine yemin etti yakalanıp yaptığı şey yüzünden hapse girmesini sağlayacağını söyledi. | Open Subtitles | وأقسم أنّه سيتعامل مع الأمر شخصيّاً وقال أنّه سيتأكّد أن يقبض عليها وتدخل السجن بسبب ما أقدمت عليه |
Oğlum bu çocuk yüzünden hapse gidebilirdi. | Open Subtitles | ابني يمكن أن يذهب إلى السجن بسبب هذا الطفل. |
Yaşlı bir kadının evine girdim diye hapis yatamam. | Open Subtitles | أنا لن أنتهي في السجن بسبب تسللي لمنزل عجوز |
İğrenç şekilde küçük çocuklara tecavüz ettiğim için 15 yıl hapis yattım. | Open Subtitles | 'قضيت 15 سنة في السجن' بسبب إنتهاكات شنيعة' '.على أطفال صغار |
Gerçekten Ray'in eyalet sınırından silah geçirdiği için hapiste olduğuna inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقعين مني تصديق أن (راي) في السجن بسبب تهريب الأسلحة؟ |
Gerçekten Ray'in eyalet sınırından silah geçirdiği için hapiste olduğuna inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقعين مني تصديق أن (راي) في السجن بسبب تهريب الأسلحة؟ |
Öyle ama işlediği suçlardan dolayı hapse girmiş bir politikacının ismini verin. | Open Subtitles | و لكن اعطنا اسم واحد من السياسيين دخل السجن بسبب جرائمه |
VE Erica bunun yüzünden hapishaneye gidebilir. | Open Subtitles | . و لربما تدخل (إيركا) السجن بسبب ذلك |
Sözleşmeyi çiğnersen, sahip olduklarının parasını ödemezsen şirketimizi dolandırmak suçundan hapse girersin. | Open Subtitles | إذا فسختِ العقد إذا لم تدفعي مقابل ما تدينين به ستدخلين السجن بسبب الأحتيال على شركتنا |
Kabaca, eğer yalan beyanda bulunursan yalancı şahitlikten hapse gireceğin yazıyor. | Open Subtitles | ببساطة تنص الإفادة على لو أنك تكذبي فستذهبين إلى السجن بسبب شهادة الزور |