Hemen ardından muson yağmurları başlar ve ne yazık ki, nehrin akış yönünde mutlaka bir baraj veya bent vardır. Yavrular da, bir çırpıda kaçınılmaz sona doğru sürüklenirler. | TED | ولكن بعد ذلك وصول الامطار الموسمية، لسوء الحظ كانت هنالك السدود وهناك دائما سد مما يؤدي الى تخريب البيئات في الانهار |
Saldırı boyunca isabet oranı artmasına karşın, tüm barajlar vurulamadı. | Open Subtitles | كما أن الأمر أستلزم أتباع الغارة الأولى بغارة ثانيه فالغارة الأولى لم تنجح فى إصابة جميع السدود |
O herif kunduz Barajı ve örümcek ağından bahsediyordu. | Open Subtitles | هذا الرجل كان يتحدث عن السدود سمور وشبكات العنكبوت. |
Şiddetli bir şekilde gelen hafif tuzlu sıvı... önüne çıkan... bütün setleri yıkarak her yeri kapladı. | Open Subtitles | بهطولِ سائلٍ ملحي غير معروف غَمَرَ المنطقة مما أدى إلى كسر السدود المانعة للفيضان ثانيةً |
Setler, ABD Ordu Mühendisleri tarafından inşa edilmişti. | Open Subtitles | السدود بُنيت على أيدي سلاح مهندسي الجيش الأمريكي |
Bentleri selden sonra tamir edecekleri doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح ما يُقال أنهم سوف يقومون بصيانة السدود بعد الفيضان؟ |
O barajları kurmanın hangi tarafı sevmek kısmına giriyor? | Open Subtitles | كيف أن بناء كل هذه السدود تحمى كل من بالمياه ؟ |
Bu sel kapakları sonsuza dek dayanamaz. | Open Subtitles | هذه السدود لن تصمد للابد |
Herşeyi kilit altına alan, doğal dünyasından ve ihtiyaçlarından farklı yöne sürükleyen yeteri kadar baraj zaten var. | Open Subtitles | هناك بالفعل ما يكفي من السدود لكبح جماح الأنهار مما يجعلها تتعارض مع طبيعة الأشياء واحتياجاتها |
Sonuçta bu yıllarda gerçekleştirilenler, baraj, yol, köprü, park ve tüneller ya da binlerce başka kamu projesi önemli değildi. | Open Subtitles | في النهاية، إنه لم يكن السدود أو الطرق أو الجسور أو المتنزهات أو الأنفاق أو الآلاف من المشاريع العامة |
Şirket baraj için büyük risk altında | Open Subtitles | وكل السدود حول العالم مخاطرة أمنية للشركات التي بنتها |
Damarlarda kapaklar veya barajlar oluşturuyorlar. | Open Subtitles | هو يبني الصمامات أو أو السدود في النظام الوعائي. |
O dişlerini kocaman ağaçları kesmek ve barajlar kurmak için kullanıyorlar... Çok hamaratlar. | Open Subtitles | يستخدمونها في قطع الأشجار و بناء السدود كادحة جداً |
Elektriğin yanında, milyonlarca insana iş imkanı getiren seri halde dev barajlar yaptırarak Amerika'yı yeniden inşa etti. | Open Subtitles | كما أنه شرع في إعادة بناء أمريكا عبر تشييد مجموعة من السدود الضخمة لإنتاج الطاقة الكهربية وتشغيل ملايين الأمريكان |
Üç Boğaz Barajı'nın hidro mühendislik ekibi. | Open Subtitles | رئيس فريق الهندسة المائيه من فريق السدود الثلاثة الرائعه |
Üç Boğaz Barajı mühendisleri. | Open Subtitles | هؤلاء هم المهدنسين من السدود الثلاثة الرائعه |
Yine de bazı baraj müfettişleri Barajı bildirdiler. | Open Subtitles | و مع ذلك قام مفتش السدود بالتغاضي عن الأمر |
- Su setleri havaya uçurulmadı. | Open Subtitles | لم يتم نسف السدود المانعة |
Su setleri havaya uçurulmadı. | Open Subtitles | لم يتم نسف السدود المانعة |
- Su setleri hariç. | Open Subtitles | -بستثناء السدود |
Katrina sırasında Setler neden yıkıldı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتعلمون يا رفاق لماذا إنهارت السدود أثناء إعصار "كاتريبنا"؟ |
Bentleri ve Kuzeydeki şehirleri bombalamak üzerine konuşmalar olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك مزيد من الكلام بقصف السدود و المدن الشمالية |
Sovyet iş gücü, barajları yükseltmeye ve sanayi fırınlarını yakmaya uğraşırken Amerikan şirketleri sözleşmelerle, vasıflı mühendis ihtiyacını karşılıyordu | Open Subtitles | في الوقت الذي كانت فيه القوى السوفيتية ،منهكة في رفع السدود وإقامة أفران الصهر كانت الشركات الأمريكية تمدهم بالمهندسين المهرة على سبيل التعاقد |
Bu sel kapakları sonsuza dek dayanamaz. | Open Subtitles | هذه السدود لن تصمد للابد, ! |