Altı ay önce nişanlımı en iyi arkadaşımla yatakta yakaladım. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر أمسكت بخطيبي في السرير مع أعز صديقاتي |
Ama en komik yanı, kendini yatakta Mirjam'ın babasıyla bulman. | Open Subtitles | ولكن الجزء المضحك أنك وجدت نفسك في السرير مع والدها |
Senle, Bebe'yi yatakta bastıktan sonra ilişkinizin ne kadar kötü bittiğini hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | جميعنا نعرف مدى سوء نهايتكما معا عندما أمسكت بك في السرير مع بيبي |
Senin de sonun onlarınkine benzeyecek. Yaşlı adamın yatağı olacak. | Open Subtitles | انتظري فقط و ستكون نهايتك في السرير مع الرجل العجوز |
Acele edersen, işe gitmeden yatağa atlayıp senin ihtiyara sarılabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القفز على السرير مع تلك الفتاة الكبيرة لتدللك |
Winnie teyzenin dediğine göre said yatağında Bayan Loretta olarak ölmüş | Open Subtitles | وقال عمه ويني أنه توفي في السرير مع ملكة جمال لوريتا. |
Skinner tam cinayet anında bir fahişeyle aynı yataktaydı ve bize hiçbir açıklama veya mazeret sunmadı. | Open Subtitles | سكيننير كان في السرير مع المومس في وقت موتها، وهو يعرضنا لا تفسير أو عذر. |
Annemin yanına hastane yatağına yatmış... ve çarşafı başının üstüne çekmiş... ve hemşire geldiğinde onu ölü bulmuş. | Open Subtitles | فقز على السرير مع أمي ... ثم غطى وجهه بالملاءة وحين وصلت الممرضة كان قد مات |
Çarşaflar, Amanda'nın yatakta yalnız olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | حالة ملاءه السرير تدل علي ان هناك شخص كان في السرير مع اماندا قبل ان تموت هذا اول شئ |
Öyle olsun, ben, benim tembel olduğumu düşünen bir kadınlar aynı yatakta yatamam. | Open Subtitles | حسن ، لن أنام بنفس السرير مع امرأة تعتقد أنني كسول |
yatakta benden daha güçlü olan biriyle olmak istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في السرير مع أي شخص أقوى مني |
Karısını yatakta başka biriyle yakaladı. Onu yalnız bıraktı. | Open Subtitles | لقد وجد زوجته على السرير مع رجل آخر, تركها لوحدها |
Aynen. Karısını yatakta başka biriyle yakalamış. | Open Subtitles | هو كذلك, لقد وجد زوجته على السرير مع رجل آخر, تركها لوحدها |
- O mu? Dudağında kafasından daha fazla kıl olan bir karıyla yatakta. | Open Subtitles | في السرير مع إمرأة شعرها فوق شفتيها أكثر مما هو على رأسها |
yatakta, o saçları uyuyan başı... | Open Subtitles | في السرير. مع إمرأة الشعر فوق شفتها أكثر مما هو على رأسها |
Ben bunun anlamının eve gidip Büyük'le yatakta pasta yemek olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | ل عرف كان من المفترض ل في العودة إلى ديارهم ويكون كعكة في السرير مع الكبار. |
Şu anda seksi bir İskoçla yatakta olabilirdim. | Open Subtitles | أنا يمكن في السرير مع الاسكتلندي الساخن الآن. |
Sonra bir gün eve geldin ve sözde ruh ikizini yatakta tamamen yabancı biriyle buldun. | Open Subtitles | وفى يوما ما تأتين للمنزل وتجدين المدعو توأم روحك قابع فى السرير مع إنسان غريب تماما |
Sonunda, onun kadar bitkin durumdaki karısı, yatağı bu dehayla paylaşmaya zorladı, ve onu banyo yapması ve rahatlaması konusunda ikna etti. | Open Subtitles | لليالي حتى النهاية أخيرا زوجته المنهكة تجبر للإشتراك في السرير مع هذا العبقري يقنعها بالإستحمام للإرتياح |
Ortaklarının karısıyla yatağa girmemden daha iyisini hakediyorlar sanırım . | Open Subtitles | وأعتقد أنهم يستحقون أفضل قليلاً من القفز على السرير مع زوجة شريكهم |
Oueens'li genç nazik bir çift... arkadaşlarının yatağında arkadaşlarının çocukları on adım ötede uyuyorken seks yapmaz demek! | Open Subtitles | وهذا يعني لطيفة، والأزواج الشباب من الملكات لا تفعل ذلك في أصدقائهم السرير مع أصدقائهم الأطفال |
Yarı çıplak bir adamla yataktaydı. | Open Subtitles | كانت في السرير مع رجل بلا قميص |
İşini bitirdikten sonra da, çalıların arasından sessizce geçip yan kapıya ulaşabilir ve alarm verildiğinde yatağına yatmış olabilirdi. | Open Subtitles | هناك حيث يطرحها ميتة و يمكن له العودة بهدوء من خلال الشجيرات إلى الباب الجانبي و يعود بلطف إلى السرير مع انطلاق صوت المنبه |