Silahlı soygun Masası'nın çıkardığı ses ağabeyinin kulağına çalındı mı? | Open Subtitles | هل سمع أخوك بالضجة التي أثارتها شرطة مقاومة السطو المسلح؟ |
Ülke çapında soygun çetelerini bir araya getiren sabıkalı olarak da bilinir. | Open Subtitles | هو مجرم معروف يدور في الدولة بصحبة عدد من فرق السطو المختلفة |
Aynı 2011'deki hırsızlık suçundan şartlı tahliye edildiğiniz hakkında fikriniz olduğu gibi. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك تحت الإفراج المشروط بسبب تهمة السطو تلك في 2011 |
Son zamanlarda etrafda hırsızlık olayları oluyor. | Open Subtitles | كان هناك سلسلة من عمليّات السطو هنا في الآونة الأخيرة |
Engel olmayı başardığım bir banka soygunu daha sadece, efendim. | Open Subtitles | مجرد محاولة السطو آخر وكنت قادرا على إحباط، يا سيدي. |
Bir tanık, ifadesinde soygundan birkaç dakika sonra sırt çantalı ve motosikletli bir adamın yanından hızla geçtiğini söylemiş. | Open Subtitles | و احد الشهود قال انه رأى رجل على دراجة نارية يحمل حقيبة ظهر مسرعا بعد دقائق من عملية السطو |
Ölümcül bir patojenle saldırarak silahlı soygun yapmanın cezası ne biliyor musun? | Open Subtitles | وهل لديك فكرة عن العقوبة جراء السطو المسلح والأعتداء البايولوجي على ممرض؟ |
soygun, silahlı soygun saldırı, ölümcül silahla saldırı, silahlı soygun. | Open Subtitles | السطو, السطو المسلح أعتداء, أعتداء بأستخدام أسلحة مميتة, والسطو المسلح |
Heflin Piers, silahlı soygun, şantaj ve gasp suçlarından aranıyor. | Open Subtitles | هيفلن بييرز مطلوب بتهمة السطو المسلح و التهريب و الابتزاز |
Üyelerden birisi soygun haberini okumak için ödünç almıştı. | Open Subtitles | أحد الأعضاء إستعارها ليقرأ عن عملية السطو على البنك |
soygun, haneye tecavüz, araba hırsızlığı savcıya saldırı. | Open Subtitles | السطو على بنك, إقتحام منزل , سرقة سيارة الإعتداء على مدعي عام |
hırsızlık suçundan polislikten atıldı. Tüm gazeteler hakkında yazdı. | Open Subtitles | تم طرده من الشرطة بسبب السطو كل الصحف ذكرت ذلك |
Haddimizi bildirdiler. hırsızlık, birinci suçlama: sekiz ila on yıl. | Open Subtitles | جناية السطو, الإحصاء الأول , 8 إلى 10 أعوام |
hırsızlık, birinci suçlama: sekiz ila on yıl. | Open Subtitles | جناية السطو, الإحصاء الأول , 8 إلى 10 أعوام |
Sabah gazetenizi alın. Banka soygunu haberi burada. | Open Subtitles | ,أحصل على الصحف الصباحية من هنا كل ما تريد معرفته عن عملية السطو على البنك |
Sahibi onu son soygundan önce gördüğünü anımsıyor. | Open Subtitles | المالك تذكّر رؤيتة قبل عملية السطو الأخيرة |
Bazıları Bud'ın öldürüldüğü soyguna onun da katıldığını söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقول أنه كان في عملية السطو التي قُتِل فيها بَد |
Yani herhalde bu adamlar sırf soymak için de banka soyabilirlerdi. | Open Subtitles | أقصد، أعتقد أن أولئك الأشخاص بإمكانهم السطو على بنك لمجرد ذلك |
Yakınlarda bizi şaşırtan büyük soygunları inceleyelim. | Open Subtitles | ابحث في عمليات السطو التي حدثت مؤخرا ولازلت تحيرنا حتى الآن |
Babam bankayı soymaya çalışmıştı, ama onu yakaladılar. | Open Subtitles | ذهبت مع أبي، الذي حاول السطو على المصرف لكنهم قبضوا عليه |
haneye tecavüz ve cinayet suçlarından birinci derece suçlu bulundu. | Open Subtitles | تمّ إدانته بالقتل من الدرجة الأولى أثناء إرتكابه جريمة السطو. |
Kumarhane soygununda ölen adamın hücre arkadaşıydı. | Open Subtitles | حسناً، كان زميل السجن للرجل المتوفي في عملية السطو على النادي الليلي. |
hırsızlığın nasıl önleneceğini çok düşündüm. | Open Subtitles | وقد عملت قدرا كبيرا من التفكير حول كيفية منع اللصوص من السطو |
Sonra da evi soyulmuş ve tek çalınanlar kıyafetleriymiş. | Open Subtitles | ومن ثم تم السطو على منزلها و الشيء الوحيد المفقود كان ملابسها |
Gold Şehir Bankası'ndaki soygunun tanıkları. | Open Subtitles | شهود على السطو على البنك المركزي للمدينة |