- New York'ta yoktur. - 20 dakikadır Elçilik'le konuşmayı bekliyorum. | Open Subtitles | ليس في نيويورك عشرون دقيقة وأنا في إنتظارٍ مع تلك السفاره |
Tüm Elçilik personeli, bu bina şu anda 3. durumda. | Open Subtitles | [اعلان] كل موظفيين السفاره هذه المؤسسه الآن في المرحله الثالثه |
Neden bunlardan biraz kopya çıkarmıyorsun? Bende elçiliğe gideyim bakalım neler öğrenebileceğim. | Open Subtitles | لماذا لا تقم بنسخ كلا من هذيه المجموعة وتدعوا السفاره لترى حلا لهذا |
elçiliğin yeri mi değişti, yoksa kaçırıldım mı? | Open Subtitles | هل قاموا بنقل السفاره , ام انك تختطفنى ؟ ماذا يجرى ايها البدين ؟ |
Provadaki gibi, İran Elçiliği içindeyken temsil ettiğiniz sadece kendi ülkeniz değil... | Open Subtitles | من العرض حسنا ، يا ساده ، كما تمرنا من قبل بينما نحن بداخل السفاره الايرانيه |
Kapını çaldım diye mi? Öncelikle adalete engel olmaya çalışmaktan! Elçilikte olanların sorumlularından biriydin ve kaçtın! | Open Subtitles | لوقوفك عائقاً ضد العداله, لقد كنت شاهداً على ما حدث في السفاره, وهربت |
Elçilikten Paddy'ye sinyal ver. Barley ile konuşmasını istiyorum. | Open Subtitles | ارسل اشاره الى بادى فى السفاره اريده ان يتحدث الى بارلى |
Bu, elçilikteki yiyecek içecek faturanız. | Open Subtitles | هذه هي فاتورتك لمأكلك ومشربك بينما كنت في السفاره |
Elçilik görevleri sırasında alınan her türlü hediye ve andaç, Birlesik Devletler malıdır. | Open Subtitles | أي هدايا أة تذكارات تم تسلمها أثناء عمل في مهام السفاره هي ملكيه للولايات المتحده |
İthal edildiğine dair Elçilik yada göçmenlik bürosunda bir bilği yok mu? | Open Subtitles | لا معلومات عنها في السفاره أو مكتب الهجره, لأنها مستورده؟ |
Elçilik sadece ülke çapındaki defileleri değil dışarıdaki defilelerde de gizli çalışmanı destekliyor. | Open Subtitles | ليس فقط عروض الازياء في انحاء البلاد حتى السفاره تطلبك لتعمل عميل سري لديها |
Yemen hükümeti Elçilik binasını yeniden inşa etmeyi kabul etti. | Open Subtitles | الحكومه اليمنيه ايضا وافقت على اعادة بناء السفاره |
Geç kalmışsa eğer, Elçilik ile restoran arasında bir yerlerde olması gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد انه في مكان ما بين السفاره والمطعم |
her operasyonda, ister bir elçiliğe sızmak olsun, ya da bir tefeci için, eski bir borcu tahsil etmek olsun, harekete geçmeden önce bir planınız olması çok önemlidir. | Open Subtitles | في اي عمليه سواء كانت التسلل الى السفاره او جمع الديون لوكيل المراهنات |
elçiliğe ya da konsolosluğa gideriz. Anlatırız. | Open Subtitles | .. سنذهب الى السفاره او الحكومه , سنوضح لهم |
Ona, bununla elçiliğin ilgilendiğini söyle. | Open Subtitles | اخبره انهم قالوا ان سفارته ستهتم به السفاره قالت انه ستهتم بك |
elçiliğin önünde tanklar var, buraya duman attırıyorlar. | Open Subtitles | لدينا مدرعات أمام السفاره تطلق علينا نيران كثيفه |
Rus Elçiliği'nden beri peşinde olduğum hayaletin dairemde olduğunu ve aslında var olmayan bir suikastçının biz onu durdurmadığımız takdirde bu gece birisini öldüreceğini mi? | Open Subtitles | ان الشبح الذي كنت الاحقه منذ حدث السفاره في شقتي, ويقول ان هناك قاتل ليس له وجود سيقوم بقتل احدما هذه الليله الا اذا اوقفته؟ |
Sana ulaşmam gerekirse Kanada Elçiliği üzerinden ulaşırım. | Open Subtitles | لو أردت الوصول لك سيكون عبر السفاره الكنديه |
Hayır, Meksika'yı tercih ederim, Elçilikte değil. | Open Subtitles | ... لا , انا افضل المكسيك ليس فى السفاره ... |
Zulu Bravo, adamlarınız Elçilikte. | Open Subtitles | زولو برافو ، لدينا رجالك داخل السفاره |
Seni Elçilikten hatırlıyorum! | Open Subtitles | لكن الوقت ينفذ منا انا اتذكرك من السفاره |
Danny, hedefin bugün elçilikteki bir törene katılacağını biliyordu. | Open Subtitles | 'داني" كان يعلم ان 'الهدف" سيكون في السفاره هذا اليوم |
Benim Fransa Büyükelçiliği adaylığımın arkasında onun olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك خلف ذلك الترشيح من أجلي في السفاره الفرنسيه. |