Ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. | Open Subtitles | و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه |
Buna kırbaçlar, zincirler ve tuhaf seks oyuncakları da dahil. | Open Subtitles | لذلك توجد كل هذه السياط، السلاسل و الألعاب الجنسية الفضيعة |
yavru hücrelere çekmek için gerekli olan mitotik iğnecikleri, zincirleri oluşturmasını engeller. Birkaç saat boyunca | TED | وتمنعهم من تكوين تلك السلاسل. وهذا الانقسام الفتيلي الذي هو ضروري لسحب المادة الوراثية في الخلايا الوليدة. |
zincir iyi bir fikirdi. Şimdi kızgın olunca ne kadar güçlendiğini görebileceğim. | Open Subtitles | السلاسل كانت فكرة طيّبة، الآن سأرى بدقّة كم سيصبح قويًّا حين يغضب. |
yerleri değiştirdim ve baz eşleşmesini bulduk ve Francis birden zincirlerin mutlak doğrultuda aktığını söyledi. | TED | إذاً قمت بتغيير الأماكن، وبعدها وجدنا اقتران القواعد, وقال فرانسس على الفور بأن السلاسل تسير في اتجاه ثابت. |
Bundan ötürü zinciri kırmak için fiziksel gücünden başka şeyi kullanamazsın. | Open Subtitles | هذا يعني أنّكَ ستستخدم قوّتك الجسمانيّة وحدها لمحاولة كسر هذه السلاسل. |
Madde yaşamı vücuda getirirken, yaşam tek hücrelere, tek hücreler de dizgilere dönüşür. Bu dizgiler zincire, zincirler de ağ örgüsüne dönüşür. | TED | أعتقد أن المادة تولد الحياة الحياة تصبح خلايا وحيدة، الخلايا الوحيدة تصبح خيوطا الخيوط تصبح سلاسل، السلاسل تتشابك |
Bu 12 uzun yıl, beni tutan zincirler gibiydi. | Open Subtitles | تلك السنوات الإثني عشر الطويلة كانت مثل السلاسل التي تكبلني |
zincirler bu adam üzerinde birşeye yaramıyor. | Open Subtitles | الان وكما انت لاحظت السلاسل لاتصلح مع هذا الرجل |
Bu demirler ve zincirler kendilerini güverteye atmalarını engelliyor. | Open Subtitles | هذه السلاسل لتمنعهم من الألقاء بأنفسهم خارج السفينة |
Bu kültürleri fosforlu yeşil boya ile boyadık. Böylece bu zincirleri oluşturan proteinlere bakalım. | TED | وخضّبنا هذان الزرعان بملوّن أخضر متألق كي نرى هذه البروتينات التي تؤلّف هذه السلاسل. |
Bu yüzden teoriyi test etmenin yollarından biri konektomlar içinde bu tür zincirleri aramaktır. | TED | إذن فإحدى طرق إختبار النظرية هي من خلال البحث عن تلك السلاسل داخل الشبكات العصبية. |
Ceza olarak ise, sonsuza dek, bu ağır zincirleri taşımaya mahkum edildim. | Open Subtitles | ولذلك كعقاب انا مجبر على حمل هذه السلاسل الثقيلة الى الابد |
İlk kez kaçtığında bileklerine bir sıra zincir vurulur. | Open Subtitles | إذا هربت مرة واحدة , تحصل لنفسك على زوج واحد من السلاسل |
Lastiklerine zincir takmalısın. | Open Subtitles | لعلك تريد وضع بعض السلاسل حول إطارات السيارة لمنعها من التزحلق |
Pencereler kilitliydi. Ön kapı sürgülüydü. zincir kapıya takıIıydı. | Open Subtitles | لقد كانت السلاسل على الباب لقد اضطررنا لقطعها للدخول |
Sanırım bu zincirlerin kırılmasını istersiniz. | Open Subtitles | نعم. أعتقد أنكم تريدون إزالة هذه السلاسل ؟ |
Galiba zinciri döndüren de bu büyük... | Open Subtitles | و أظنّ أنّ تحرّك السلاسل تعاقباً، ناتجعنهذهالـ .. |
Bir süre sonra bu zincirlere alışırsın Luke... ama şakırtılarını hep duyacaksın. | Open Subtitles | ستتعود على السلاسل بعد فترة يا لوك لكنك لن تنسى صوت صليلها أبدا. |
Şimdi, görüğünüz gibi, zincirlerden kurtulmak zor ve su nefes almayı engelliyor. | Open Subtitles | والآن ، كما تشاهدون السلاسل صعبة بما يكفي للهرب والمياه تخنق النفس |
Konferanslarıma konu olan kitabımda, maalesef seri cinayetlerle mantıksal dizileri karşılaştırmıştım. | Open Subtitles | في الكتاب الذي كان محور محاضرتي و لسوء الحظ قارنت السلاسل المنطقية بالقتلة المتسلسلين |
Biz bu kadar yolu geldik, onlar bir Zincirin üstesinden gelemedi. | Open Subtitles | جئنا كلّ هذا الطريق وهم لم يستطيعوا الهروب من السلاسل. |
- Bakın, ben hâlâ bu dizilerle cinayet arasında bir bağ göremiyorum. | Open Subtitles | 8،13- اسمع، لا زلت لا أفهم- العلاقة بين الجريمة و هذه السلاسل |
Zincirkıran ile tanışmak benim için bir onurdur. | Open Subtitles | إنّهُ لشرفٍ لي أن ألتقي بمُحطمّة السلاسل. |
Panayırdaki güçlü adam, hani zincirlerini kıran. | Open Subtitles | الرجل القوي في الاستعراض، الرجل الذي يكسر السلاسل. |
Yüce siyahi ruhlar lütfen buraya gelip şu kadını zincirlerinden kurtarın! | Open Subtitles | أيها الزنجي الروحيّ العظيم ، أرجوك أهبط و حررّ تلك السلاسل من علي هذة الفتاة |
Bu zincirlerde sonsuza kadar kalmaktan korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت خائف من أن يتم تركك بهذه السلاسل للأبد. |