"السلاسل" - Traduction Arabe en Turc

    • zincirler
        
    • zincirleri
        
    • zincir
        
    • zincirlerin
        
    • zinciri
        
    • zincire
        
    • zincirlere
        
    • zincirlerden
        
    • dizileri
        
    • Zincirin
        
    • dizilerle
        
    • Zincirkıran
        
    • zincirlerini
        
    • zincirlerinden
        
    • zincirlerde
        
    Ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. Open Subtitles و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه
    Buna kırbaçlar, zincirler ve tuhaf seks oyuncakları da dahil. Open Subtitles لذلك توجد كل هذه السياط، السلاسل و الألعاب الجنسية الفضيعة
    yavru hücrelere çekmek için gerekli olan mitotik iğnecikleri, zincirleri oluşturmasını engeller. Birkaç saat boyunca TED وتمنعهم من تكوين تلك السلاسل. وهذا الانقسام الفتيلي الذي هو ضروري لسحب المادة الوراثية في الخلايا الوليدة.
    zincir iyi bir fikirdi. Şimdi kızgın olunca ne kadar güçlendiğini görebileceğim. Open Subtitles السلاسل كانت فكرة طيّبة، الآن سأرى بدقّة كم سيصبح قويًّا حين يغضب.
    yerleri değiştirdim ve baz eşleşmesini bulduk ve Francis birden zincirlerin mutlak doğrultuda aktığını söyledi. TED إذاً قمت بتغيير الأماكن، وبعدها وجدنا اقتران القواعد, وقال فرانسس على الفور بأن السلاسل تسير في اتجاه ثابت.
    Bundan ötürü zinciri kırmak için fiziksel gücünden başka şeyi kullanamazsın. Open Subtitles هذا يعني أنّكَ ستستخدم قوّتك الجسمانيّة وحدها لمحاولة كسر هذه السلاسل.
    Madde yaşamı vücuda getirirken, yaşam tek hücrelere, tek hücreler de dizgilere dönüşür. Bu dizgiler zincire, zincirler de ağ örgüsüne dönüşür. TED أعتقد أن المادة تولد الحياة الحياة تصبح خلايا وحيدة، الخلايا الوحيدة تصبح خيوطا الخيوط تصبح سلاسل، السلاسل تتشابك
    Bu 12 uzun yıl, beni tutan zincirler gibiydi. Open Subtitles تلك السنوات الإثني عشر الطويلة كانت مثل السلاسل التي تكبلني
    zincirler bu adam üzerinde birşeye yaramıyor. Open Subtitles الان وكما انت لاحظت السلاسل لاتصلح مع هذا الرجل
    Bu demirler ve zincirler kendilerini güverteye atmalarını engelliyor. Open Subtitles هذه السلاسل لتمنعهم من الألقاء بأنفسهم خارج السفينة
    Bu kültürleri fosforlu yeşil boya ile boyadık. Böylece bu zincirleri oluşturan proteinlere bakalım. TED وخضّبنا هذان الزرعان بملوّن أخضر متألق كي نرى هذه البروتينات التي تؤلّف هذه السلاسل.
    Bu yüzden teoriyi test etmenin yollarından biri konektomlar içinde bu tür zincirleri aramaktır. TED إذن فإحدى طرق إختبار النظرية هي من خلال البحث عن تلك السلاسل داخل الشبكات العصبية.
    Ceza olarak ise, sonsuza dek, bu ağır zincirleri taşımaya mahkum edildim. Open Subtitles ولذلك كعقاب انا مجبر على حمل هذه السلاسل الثقيلة الى الابد
    İlk kez kaçtığında bileklerine bir sıra zincir vurulur. Open Subtitles إذا هربت مرة واحدة , تحصل لنفسك على زوج واحد من السلاسل
    Lastiklerine zincir takmalısın. Open Subtitles لعلك تريد وضع بعض السلاسل حول إطارات السيارة لمنعها من التزحلق
    Pencereler kilitliydi. Ön kapı sürgülüydü. zincir kapıya takıIıydı. Open Subtitles لقد كانت السلاسل على الباب لقد اضطررنا لقطعها للدخول
    Sanırım bu zincirlerin kırılmasını istersiniz. Open Subtitles نعم. أعتقد أنكم تريدون إزالة هذه السلاسل ؟
    Galiba zinciri döndüren de bu büyük... Open Subtitles و أظنّ أنّ تحرّك السلاسل تعاقباً، ناتجعنهذهالـ ..
    Bir süre sonra bu zincirlere alışırsın Luke... ama şakırtılarını hep duyacaksın. Open Subtitles ستتعود على السلاسل بعد فترة يا لوك لكنك لن تنسى صوت صليلها أبدا.
    Şimdi, görüğünüz gibi, zincirlerden kurtulmak zor ve su nefes almayı engelliyor. Open Subtitles والآن ، كما تشاهدون السلاسل صعبة بما يكفي للهرب والمياه تخنق النفس
    Konferanslarıma konu olan kitabımda, maalesef seri cinayetlerle mantıksal dizileri karşılaştırmıştım. Open Subtitles في الكتاب الذي كان محور محاضرتي و لسوء الحظ قارنت السلاسل المنطقية بالقتلة المتسلسلين
    Biz bu kadar yolu geldik, onlar bir Zincirin üstesinden gelemedi. Open Subtitles جئنا كلّ هذا الطريق وهم لم يستطيعوا الهروب من السلاسل.
    - Bakın, ben hâlâ bu dizilerle cinayet arasında bir bağ göremiyorum. Open Subtitles 8،13- اسمع، لا زلت لا أفهم- العلاقة بين الجريمة و هذه السلاسل
    Zincirkıran ile tanışmak benim için bir onurdur. Open Subtitles إنّهُ لشرفٍ لي أن ألتقي بمُحطمّة السلاسل.
    Panayırdaki güçlü adam, hani zincirlerini kıran. Open Subtitles الرجل القوي في الاستعراض، الرجل الذي يكسر السلاسل.
    Yüce siyahi ruhlar lütfen buraya gelip şu kadını zincirlerinden kurtarın! Open Subtitles أيها الزنجي الروحيّ العظيم ، أرجوك أهبط و حررّ تلك السلاسل من علي هذة الفتاة
    Bu zincirlerde sonsuza kadar kalmaktan korkuyorsun. Open Subtitles أنت خائف من أن يتم تركك بهذه السلاسل للأبد.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus