"السلطة الكاملة" - Traduction Arabe en Turc

    • tam yetki
        
    • tüm yetki
        
    • yetkim
        
    • tüm yetkiyi
        
    • tamamıyla kontrolü
        
    • Bu araştırmayı yürütmek
        
    Bu belge bunu yapmak için bana tam yetki veriyor. Open Subtitles هذه الوثيقة تمنحني السلطة الكاملة للقيام بذلك
    Uydu yörüngeleri ve yörünge ayarlamaları konusunda tam yetki veriyorum sana. Open Subtitles أنا أمنحك السلطة الكاملة لمسارات الأقمار الصناعية والتعديلات المدارية
    Bu, beni onlardan kurtarman için sana tam yetki veriyor. Open Subtitles هذه تعطيك السلطة الكاملة للتخلص منهم
    Şirketi temsil ettiğim için tüm yetki bende. Open Subtitles بما أننى الممثل الرسمى للشركة . فأنا املك السلطة الكاملة
    Nasıl isterseniz, lakin bu konuda tam yetkim olduğu konusunda sizi temin ederim. Open Subtitles إذا أحببتِ، لكنني أؤكد لكِ أن لدي السلطة الكاملة بهذه المسألة
    Sonra beni etkisiz bıraktın, tüm yetkiyi Jonas'a verdin. Open Subtitles لكن في وقت ما تُركت عاجزاً عن فعل أي شيء لقد أعطيت السلطة الكاملة لـ جوناس
    Kongre üyesi Johnson tamamıyla kontrolü ele aldı bu arada benim filmlerimde çıkmaya devam ediyordu. Open Subtitles يمنح الكونغرس الرئيس جونسون السلطة الكاملة للحرب على فيتنام بينما كانت تدرس الرسم في "كوبر يونيون"
    - Bu yardım değil. Bu işkence. - Bu araştırmayı yürütmek için... Open Subtitles هذه ليست مساعة , هذا تعذيب - لدي السلطة الكاملة -
    - Kendisi bana tam yetki verdi. Open Subtitles ـ لقد أعطاني السلطة الكاملة.
    Müfettiş General Innes onlar gelmeden taşra kuvvetlerimizi elden geçirmem için tam yetki verdi ve ben de alıntı yaparak "karışık ve zararlı bir haydut" dedim. Open Subtitles (المفتش العام (إينيس منحني السلطة الكاملة لقيادة القوات الخاصة بنا قبل أن يصبح هذا، قلت
    Teyze tüm yetki onda Shanghai da her yerde beni arıyorlar.Sonunda onu gördüm Open Subtitles * "سكن "آل كونغ"، "شنغهاي * أيتُها العمّة، لديه السلطة الكاملة للإستلاء على كل شيء تملكه شركة "يانغستي"
    Sen ve küçük hayvanın affını verme yetkim var. Open Subtitles لدي السلطة الكاملة لكي أعطي العفو، لك .. وهذا التافه.
    Bu konuda tüm yetkiyi Lee'ye verdim. Open Subtitles لقد منحت (لى) السلطة الكاملة لهذه المسألة
    Kongre üyesi Johnson tamamıyla kontrolü ele aldı bu arada benim filmlerimde çıkmaya devam ediyordu. Open Subtitles يمنح الكونغرس الرئيس جونسون السلطة الكاملة للحرب على فيتنام بينما كانت تدرس الرسم في "كوبر يونيون"
    Bu işkence. - Bu araştırmayı yürütmek için... Open Subtitles هذه ليست مساعة , هذا تعذيب - لدي السلطة الكاملة -

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus