biz, bu ödünleşmeyi yiyecek yetiştirme ve sağlıklı bir çevreye sahip olma çalışmasını daha iyiye çözmeliyiz. | TED | حيث يجب علينا البحث عن حل وسط بين الزراعة الغذائية والبيئة السليمة. |
Bütün bunları yapıp bir araya getirdiğinizde, hastalıklı hücrelerin, kırmızı çizgiyle belirtildi, ölme olasılıklarının sağlıklı benzerlerinden iki buçuk kat fazla olduğunu anlarsınız. | TED | وحينما نفعل ذلك ونضعهم معًا، سندرك أن الخلايا المريضة، والتي ممثلة في المنحنى الأحمر، هي أكثر عرضة للموت بمرتين ونصف من نظريتها السليمة. |
Müzisyen ve doğal ses atmosferi uzmanı Bernie Krause sağlıklı bir çevredeki hayvanlar ve böceklerin düşük, orta ve yüksek frekansları tıpkı senfonilerde olduğu gibi kapsadıklarını açıklar. | TED | كما يصف الموسيقي وخبير الصوت الطبيعي بيرني كراوس كيف أن البيئة السليمة تعتمد فيها الحيوانات والحشرات وتيرات منخفضة ومتوسطة ومرتفعة، بنفس الدقة التي تعزف بها الفرق السيمفونية. |
Bir seferinde de bacağı incinmişti, sağlam bacağının üstünde zıplıyordu. | Open Subtitles | ومرة أخرى، كانت قدمها مصابة، وكانت تحجل على القدم السليمة |
düzgün beslenme ve egzersiz bu alanı işlek ve temiz tutuyordu. | Open Subtitles | كان هناك عهد من التغذية السليمة والرياضة تجعل هذه المنطقة مركزاً للنشاط |
Öyleyse, sağlıklı bir karaciğer hücresine, sağlıklı bir saç hücresine ve kanserli bir hücreye bakalım | TED | لننظر إلى خلايا كبد سليمة و خلايا الشعر السليمة و تلك الخلايا السرطانية |
Bulduğumuz şey ise, biyolojik renkler içermemesine rağmen, sağlıklı bir resifin hala beyaz ve pembe renklerini tercih ettiğiydi. | TED | وجدنا أن المرجان، وبدون تدخل بيولوجي، ما زال يفضل اللونين الأبيض والزهري: ألوان الشعاب المرجانية السليمة |
Ancak sağlıklı bir troid hücrelerimizi etkili bir şekilde yönetir, orda olduğunun farkında bile olmayan bizleri düzenli bir şekilde idare eder. | TED | لكن الغدة السليمة تدير خلايانا بكفاءة شديدة لدرجة أنها تحافظ على عمل أجسامنا بسلاسة دون أن نلاحظ وجودها. |
Endometriyum yerleştirme sürecini zorlaştıracak şekilde evrimleşmiştir. Böylelikle sadece yeterince sağlıklı embriyolar hayatta kalabilir. | TED | بعد نمو وتطور بطانة الرحم، تصبح عملية الغرس أكثر صعوبة، حتى تبقى الأجنة السليمة فقط على قيد الحياة. |
Kimi insanların oto immün hastalıkları vardır, bunlar bağışıklık sistemini kandırır ve vücudun kendi sağlıklı hücrelerine saldırmasına neden olur. | TED | يعاني بعض الناس من أمراض المناعة الذاتية، التي تخدع الجهاز المناعي لتجعله يهاجم خلايا الجسم نفسه السليمة تمامًا. |
sağlıklı demokratik toplumlar işte bu şekilde yıkılıyor; biz kendimiz demokrasi için kişisel sorumluluk almadığımız zaman. | TED | بهذه الطريقة تتعرض المجتمعات الديمقراطية السليمة للأضرار. عندما لا نتحمل مسؤوليتنا الشخصية تجاه الديمقراطية. |
sağlıklı dokuda delikler açıyorsunuz. | TED | فتح ثقوب في الأنسجة السليمة. إنها ليست جيدة جدًا. |
Esasen, bu ilaçlar vücuttaki tüm hücrelere belli bir ölçüde zarara sebep oluyor, bu ilaçlar sağlıklı olan hücrelere bile zararlı. | TED | بشكل أساسي، تسبب هذه الأدوية درجة من الضرر لجميع خلايا الجسم، حتى السليمة منها. |
sağlıklı dokuya zarar verebilecek kadar güçlü. | Open Subtitles | السلطة، بما يكفي ل تؤثر على الأنسجة السليمة مثل الألغام. |
Bağışıklık sisteminin dolaşım sistemindeki sağlıklı hücrelere saldırıp yok etmesi. | Open Subtitles | جهاز المناعة يهاجم الخلايا السليمة بالدورة الدموية و يدمرها |
C vitamini sağlıklı hücrelere zarar vermez ve insanların midesi bulanmaz, saçlarını kaybetmezler, tek yaptıkları iyileşmektir. | Open Subtitles | لن يحدث ضرر للخلايا السليمة. و لن يشعر الناس بالغثيان، و لا يفقدون شعرهم، |
sağlıklı hücrelerim yerini, zehirli kötü niyetli hücrelere bırakıyordu. | Open Subtitles | خلاياي السليمة استبدلت بأخرى خبيثة ذات عدوانية لا تصدق |
Timmy sağlam bacağından yakaladı, ve değneklerini kırdık. | Open Subtitles | زميلي أصابه في ساقه السليمة ثم حطَمنا عكازاته |
Unutmayın, sağlam olan sol gözü. | Open Subtitles | وتذكرى, اذا واجهتيها فان العين الشمال هى السليمة |
sağlam kulağıma konuşun. "İki kat" mı dediniz? | Open Subtitles | وجه كلامك الى الاذن السليمة هل قلت ضعف؟ بالتاكيد |
Tam istihdam, düzgün bir refah devleti istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون العمالة الكاملة يريدون دولة الرعاية الاجتماعية السليمة |
Kulenin neden eğildiğini ve bütün akla uygun binaların neden eğilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | محاولة لتوضيح سبب ميله و لماذا ينبغي ان تكون كل المباني السليمة مائلة |
Durumlarla ilgilidir: Yaşam koşulları, hijyen, sağduyu. | Open Subtitles | ولكن على الظروف المعيشية والنظافة والعادات السليمة |