30 yıldır geçici bir mekanda çalışıyoruz, fakat bu geçici yer sebebiyle, kötü şöhretli bir tiyatro şirketi olduk. | TED | مساحة مؤقتة منذ 30 عاما ولكن بسبب تلك المساحة المؤقتة أصبح لدينا شركة مسرح سيئة السمعة |
Kötü şöhretli bir beyaz kadın taciridir. Yine de iyi adamdır. Akrabanız mı? | Open Subtitles | نعم ، تاجر للرقيق الأبيض سئ السمعة فتى لطيف ، هل يمت لك بصلة قرابة ؟ |
Ayrıca bu ortadan kaybolmaların ünlü toplu cinayet suçlusu Sirius Black'in işi olduğuna dair ikna edici kanıtlarımız var. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، لقد عثرنا على الدليل أن الشخص المتسبب في هذه الاختفاءت هو القاتل سيء السمعة سيريوس بلاك |
"Güzel şapka" dedim ve Tommy'nin meşhur gülümsemesinin ortaya çıkmasına sebep oldum. | Open Subtitles | قبعة جميلة .. كذلك قلت استحضرت تلك العبارة إبتسامة تومي سيئة السمعة |
Bu adamın aldığı paradan daha çok değer verdiği tek şey,itibar herhalde. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهتم به ذلك الشخص أكثر من المال هو السمعة |
Zorla çalıştırma, Han İmparatoru Han-Wudi'nin himayesinde devam ettirildi ve duvarların ünü, meşhur bir acı alanına dönüştü. | TED | استمر العمل القسري تحت إمبراطور الهان هان أودي و سمعة الجدران نمت إلى مكان للمعاناة ردئ السمعة. |
Demek istediğin müvekkillerinden birinin, azılı bir uyuşturucu baronun, cinayet mahallinde bulunduğu mu? | Open Subtitles | أتعني القضية التي وُجِد فيها موكلك تاجر المخدرات سيء السمعة في مسرح الجريمة |
Peki, belki de adı çıkmış ünlü komşumla tanışmak için bir yol arıyordum. | Open Subtitles | حسناً ، ربما كنت أبحث فقط عن طريقة لأقابل بها جاري السيء السمعة |
Bu yüzden, sizi baştan çıkarıp kötü şöhretli bir eve götüreceğinden orada sizi öldüreceğinden, boğazınızı kesip paranızı çalacağından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لذا , أنا أشتبه بنواياه السيئة لإغرائك إلى بيت سئ السمعة حيث يصطحبك , يقتلك ، يغتالك |
Bilmiyorum adamım. Kötü şöhretli olmayı özleyeceğim. | Open Subtitles | لا أدري يا رجل سوف أفتقد كوني سيء السمعة |
Kötü şöhretli mahkumlardan biriydi. | Open Subtitles | تفضل الباد. هو كان من اكثر السجناء السئ السمعة |
El Zuhari'nin üst düzey adamlarından ve yaratıcı işkence teknikleriyle ünlü. | Open Subtitles | الزهارى المنفذ الاعلى و سىء السمعة فى استخدامة لطريق التعذيب المبتكرة |
Aklınıza füze denemeleri gelir, veya şu ünlü liderleri ya da arkadaşı Dennis Rodman. | TED | تفكر بتلك الإختبارات الصاروخية، وربما بزعيمهم السيئ السمعة أو بصديقه الجيد دينيس رودمان. |
"Güzel şapka" dedim ve Tommy'nin meşhur gülümsemesinin ortaya çıkmasına sebep oldum. | Open Subtitles | قبعة جميلة .. كذلك قلت استحضرت تلك العبارة إبتسامة تومي سيئة السمعة |
meşhur bir suikastçıya niye dolu bir silah verelim ki? | Open Subtitles | لماذا عسانا ان نعطي سلاح ممتلئ لقاتل سيء السمعة ؟ |
Şimdi elbette tüm bu sistemler bir derece güven gerektiriyor ve bu işleyişin mihenk taşı itibar. | TED | الان كل هذه الانظمة تتطلب درجة من الثقة، وحجر الزاوية لهذا العمل. هو السمعة. |
Annemden kalan bir yüzük karşılığında ve biraz kötü ünü olan bir kadının yardımı ile ölümden kurtuldum. | Open Subtitles | وأستطعت الهرب من الموت بمساعدة سيدة سيئة السمعة وكلفنى ذلك خاتم ثمين كان ملكاً لوالدتى |
Şimdi, bu adam hiç şüphesiz sahip olduğumuz en azılı tacirlerden biri. | Open Subtitles | هذا الرجل دون شك هو أحد ألدّ تجّار الأسرار سيّئي السمعة لدينا. |
Adı kötüye çıkmış Bayan Morgan Taylor'ım: Müşteriler için zararlı. | Open Subtitles | انا سيئة السمعة والأنسة تيلور تسئ للمشتريين |
Buraya şöhret olmak dışında hiç kimse atanmak istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يطلب أن يأتي إلى هنا إلا إن كان يريد السمعة |
Son gördüğümde hafızam beni yanıItmıyorsa, kötü bir şöhreti olan ölümsüz bir kadına kanını emdiriyordun. | Open Subtitles | كنت تجعل نساء سيئات السمعة وميتات تمتص ما لديك من عصير |
Kötülüğü ile nam salmış haydut Tajomaru sana elleri ve dizleri üzerine kapanmış yalvarıyor. | Open Subtitles | قاطع الطرق سيىء السمعة تاجومارو يتوسل إليك و هو منحنى على ركبته |
Kuzey Afrika sahilinde, kötü üne sahip bir limanda oluşturulmuş Interzone içerisinde bir organizasyon. | Open Subtitles | منظمة قائمة على المنطقة العالمية ميناء حر سيء السمعة على الساحل الشمالي لأفريقيا |
Büyük şöhretin getirdiği dengesizlik ve sanrılar. | Open Subtitles | لكن أساساً يعاني من أوهام وميول عصبية بسبب السمعة السيئة |
Ben, kişisel itibarını küresel bir ölçekte neredeyse aniden kaybeden ilk vakaydım. | TED | كنت الحالة الأولى لفقدان السمعة الشخصية على نطاق عالمي على الأغلب ، فورا . |
Sınıfa ya da şan şöhrete göre... | Open Subtitles | طبقاً للمراتب، و الوضع أو حتى السمعة الأخلاقية |