Sahil Muhafaza'yı aradık, Kanada Balıkçılık Müdürlüğünü, - | Open Subtitles | علينا أن ننادي خفر السواحل الثروات السمكية الكندية تستقل |
Piskoposlukça öngörülen düzenler,eğer kendi geleceğime küçük bir bakış atmama izin varsa, ve Balıkçılık birbirine uyum sağlamıyor. | Open Subtitles | حسب الضوابط الكنيسية, إذا سُمح لي بالنظر لمستقبلي, مع التجارة السمكية لا يليقان أبداً ببعضهما. |
Louisiana Vahşi Yaşam ve Balıkçılık ehliyetine göre Thibodaux'dan Henry Waynesgaard. | Open Subtitles | رخصة الثروة السمكية و الحياة البرية بلويزيانا تقول تقول أنه هنري واينسجارد من ثيبودوكس |
Buzların altındaki balık ziyafetinin çekiciliğine dayanamayan 3.000 kadar balık kartalı burada toplanıyor. | Open Subtitles | حتى 3,000 عقاب أصلع يتجمعون هنا منجذبون بالوليمة السمكية المخفية تحت السطح الجليدى |
Normalde balık ve diğer vahşi yaşamı desteklerler. | TED | والتي هي في الاساس تدعم الحياة السمكية والبرية |
Ortaya çıktı ki, Avrupa Birliği artı 9 ülke dünyada balık avcılığının üçte ikisini kapsıyor. | TED | تبين أن الاتحاد الأوروبي زائد 9 دول أخرى ، يغطي حوالي ثلثي الثروة السمكية العالمية. |
Balıkların, uygun şekilde ülkelerin en çok sahil bölgelerinde ortaya çıktığı tespit edildi, kıyı bölgeleri ve bu bölgeler ulusal yetki sınırları içerisindedir ve bu kıyı bölgelerinde su ürünleri işletilebilir. | TED | لقد تبين أن الأسماك، ببساطة، تتواجد بشكل أساسي في المناطق الساحلية في بلداننا، في المناطق الساحلية، وهذه المناطق توجد تحت السيادة القانونية للدول، التي تسير المزارع السمكية في هذه المناطق الساحلية. |
Bugün, okyanus balıklarının tür ve sayılarındaki azalma o kadar belirgin ki bu durum ailelerini beslemek ve geçimlerini sürdürmek için Balıkçılık yapan fakir balıkçı halkı önemli ölçüde etkilemekte. | TED | اليوم.نضوب الثروة السمكية في المحيط واضح للعيان والذي يؤثر بشدة على قابلية الفقراء, من ممتهني حرفة الصيد والئك الذين يصيدون من اجل العيش, لاطعام عوائلهم. |
Vahşi Yaşam ve Balıkçılık Dairesi. - Doğru. | Open Subtitles | إدارة الحياة البرية والثروة السمكية. |
Biz 16 yaşındayken Ted Wheetly'nin şirketlerinden biri Glade City'ye geldi ve bütün ticari Balıkçılık haklarını satın aldı. | Open Subtitles | عندما كنا في السادسة عشر إحدى شركات (تيد ويدلي) جاءت إلى مدينة غلادي لإحضارهم إعلانات عن الحقوق السمكية |
Bunu 24 ülke artı Avrupa Birliği olarak alırsak, bu yüzde 90'a çıkacaktır ki bu neredeyse dünya balık avcılığı oranının tamamı. | TED | إذا زدنا العدد إلى 24 دولة زائد الاتحاد الأوروبي، فستصل النسبة إلى 90 في المئة، أي معظم الثروة السمكية العالمية. |
Dünya için balık yakalamak ne anlama geliyor? | TED | ما الذي يعنيه هذا بالنسبة للثروة السمكية العالمية؟ |
Demek ki balık üretiminde zirvede değiliz. | TED | إذا فنحن لم نصل إلى الذروة السمكية بعد. |
Yasadışı balık avcılığı bahsettiğim sürdürülebilir su ürünleri işletmeciliğine zarar veriyor. | TED | يقوض الصيد غير القانوني ذلك التسيير المستدام للمزارع السمكية التي أتحدث عنه. |
Ve bazı önemli balık yatakları dahil zengin biyoçeşitliliği destekliyorlar. | TED | حيث ثراء التنوع البيولوجى، وبعض المصايد السمكية الهامة. |
Aşırı avlanma balık stoklarını sıfırladı. | TED | وأدى الصيد الجائر إلى انهيار الثروة السمكية. |
Bu ülkelerin hepsinde su ürünleri işletmeciliğini düzeltebilir miyiz? | TED | هل علينا أن نصلح إدارة المزارع السمكية في كل هذه الدول؟ |
Avcılığa limit koydukları zaman, su ürünleri tekrar arttı. | TED | حين وضعوا حدا لهذا، عادت الثروة السمكية للازدياد. |