Orta sınıf mensubu siyahi kadınlar bile beyaz hemcinslerine oranla daha kötü sonuçlarla karşılaşıyorlar. | TED | حتى النساء السود من الطبقة الوسطى لا تزال حالتهن سيئةً جداً مقارنةً بنظرائهن البيض من الطبقة الوسطى. |
Yale'den pek çok siyahi arkadaşı da genç yaşta öldü. | TED | إذ أن العديد من زملاء كلايد السود من جامعة ييل فارقوا الحياة وهم في سن صغيرة أيضاً. |
siyahi gençler polis tarafından taciz edildiğinde ilgilenmek zorunda değilim çünkü benim beyaz görünümlü Yahudi çocuklarım muhtemelen siyahken araba kullanma suçundan kenara çekilmeyecekler. | TED | من المفترض أن لا أهتم عندما يتم اضطهاد الشباب السود من قبل الشرطة، لأن أولادي البيض اليهود لن يتم اضطهادهم من قبل الشرطة بتهمة القيادة. |
Buradaki amacımız siyah liderlerimizi kendilerine zulmetmek, kadınlara tecavüz etmek ve zenci cemaatlerimizi yok etmek isteyen aynasızların ırkçı saldırılarından, korumaktır. | Open Subtitles | دعينى أذكرك هدفنا هو حماية زعمائنا السود من العرقيين |
Çok az siyah sporcu kariyerlerine bir şey olacağı korkusu olmadan Muhammed Ali'nin konuştuğu gibi konuştu. | Open Subtitles | 'وكان عدد قليل جدا من اللاعبين السود من أي وقت مضى تحدث الطريق وتحدث محمد علي 'دون خوف من شيء يحدث لمهنتهم. |
Farklı araştırma görevlilerinden oluşan inanılmaz bir takım, toplum sağlığı çalışanları ve gönüllülerle birlikte 7000'in üzerinde yaşlı siyahi erkeğe ulaşmak için 200 tane berber ve diğer güvenli topluluk mekânlarıyla ortak olabildik. | TED | مع وجود فريق رائع من مساعدي البحوث المتنوعة، والعاملين في صحة المجتمع والمتطوعيين، كنّا قادرين على المشاركة مع أكثر من 200 صالون حلاقة وغيرها من الأماكن الموثوق فيها في المجتمع للوصول إلى أكثر من 7000 من الرجال السود من كبار السن. |
Alabama, Huntsville'de eski bir siyahi kurum olan Oakwood Üniversitesi, siyah yetişkinlerin sağlığını nasıl iyileştirebileceğimizi gösteriyor. Birinci sınıf oryantasyon sürecine bir sağlık değerlendirmesini dahil ederek bu öğrencilere sağlıklı seçimler yapmak için duydukları araçları sunuyor ve ilerlemelerini izleyebilmeleri için onlara her yıl bir sağlık raporu sağlıyor. | TED | وفي هانتسفيل، ألاباما، تقوم جامعة أوكوود، وهي مؤسسة تابعة للسود منذ القدم، على إظهار كيفية تحسين صحة البالغين من السود من خلال إدراج تقييم صحي كجزء من عملية توجيه الطلبة الجدد وإعطاء هؤلاء الطلبة الأدوات التي يحتاجونها لاتخاذ خيارات صحية وتزويدهم بكشف صحي في كل عام ليتمكنوا من رصد تقدمهم. |
siyah kadınların ırklar arası ilişkiye kızmalarının asıl nedenini söyleyeceğim. | Open Subtitles | لأني سأخبركم السبب الحقيقي كي يغضب النساء السود من الموعد المختلط |
siyah kadınların ırklar arası ilişkiye kızmalarının asıl nedeni... | Open Subtitles | السبب الحقيقي ليغضب النساء السود من الموعد المختلط |
siyah kadınların ırklar arası ilişkiye bu kadar kızmalarının asıl nedeni, siyah kadınların beyaz erkeklerden hoşlanmaması. | Open Subtitles | السبب الحقيقي كي يغضب النساء السود من الموعد المختلط هو أن النساء السود غير منجذبين للرجال البيض |
Ölenle birlikte iki siyah, bir beyaz, bir de Asyalı. | Open Subtitles | اثنان من السود من بينهم المُتَوَفًّى و رجل أبيض و أخر أسيوي |
Bir Whitopia'da yaşamayı beklemiyorum, hatta bir Blacktopia (siyah ütopya)'da. | TED | لم أتوقع أنني سأسكن في مدن البيض-- أو مدن الاشخاص السود من أجل ذلك. |