Çalışan tek araba belki de bizde. - Tehlikeyi atlatana kadar durmam. | Open Subtitles | غالباً نحن معنا السيارة الوحيدة التي تعمل لن نتوقف حتى نكون بمأمن |
Çünkü eğer bulmazsan içine bineceğin tek araba cenaze arabası olacak. | Open Subtitles | لأنه إذا لم تفعل السيارة الوحيدة التي ستقودها هى كفنك |
İçinde anahtar olan tek araba buydu, tamam mı? | Open Subtitles | كانت هذه السيارة الوحيدة المتاحة, حسناً؟ |
Anne sakinleş. Yoldaki tek araç biziz. | Open Subtitles | أمي لا بأس نحن السيارة الوحيدة هنا |
Ferrari kadar hızlı tek araç. | Open Subtitles | إنها السيارة الوحيدة التي تعادل سرعة "الفيراري". |
Gelecek tek arabanın cenaze arabası olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | السيارة الوحيدة التي وقفت كانت جنائزية وظنت أني سقطت منها. |
Lauderdale'e tek uçuş saatinin sabahın 6:10'unda olduğunda ya da kiralayabildiğim tek arabanın şu saçma Lincoln olduğunda anlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يجدر بي أن أعلم أنه كان ثمة رحلة ...فقط إلى ٌ لودرديل ٌ على الساعة 6: 10 و السيارة الوحيدة المستأجرة التي حظيت بها كانت هذه ، سيارة ٌ لينكولن ٌ ، المثيرة للسخرية |
(RON FERGUSON - DELOREAN SAHİPLERİ BİRLİK BAŞKANI) Şirketin ürettiği tek araba olmasıyla da benzersiz. | Open Subtitles | كما انها فريدة من نوعها في حقيقة أنها السيارة الوحيدة أن الشركة المنتجة. |
Üzerinde anahtarı olan tek araba buydu. | Open Subtitles | كانت هذه السيارة الوحيدة بمفاتيحها فيها |
Çalışan tek araba sende. | Open Subtitles | لديك السيارة الوحيدة التي تعمل. |