Sadece First Lady değil aynı zamanda annesin de. | Open Subtitles | تذكري أنك اليوم لست السيدة الأولي ققط، بل أمٌ أيضاً. |
Bu First Lady'nin gidip Kuzey Kore'yle Başkan'a söylemeden konuşması gibi bir şey. | Open Subtitles | هذا أشبه بتحدث السيدة الأولي لكوريا الشمالية دون إخبار الرئيس |
First Lady, güvenlik ekibinizde değil. | Open Subtitles | السيدة الأولي ليست جزءاً من الفريق الأمني |
Peki ya First Lady Fillmore'un çöplerini kaldırmasını sağladıysa ve BlueBell'in tek yapması gerekenin 4 Temmuz havai fişek gösterisini iptal etmesiyse? | Open Subtitles | لكن ماذا لو السيدة الأولي أقنعت( فيلمور )بإزالة النفايات ؟ وكل ما علي (بلوبيل) فعله هو إلغاء العابها النارية في الرابع من يوليو |