| Neydi adı? Hani şu eldivenlerini hiç çıkarmayan yaşlı kadın kimdi? | Open Subtitles | من تلك السيدة العجوز التي لا تخلع أبداً قفازها المتقطّع ؟ |
| Hector'un yanındaki o yaşlı kadın Amcamızın cesedini bulmuş. | Open Subtitles | هذه السيدة العجوز مع هيكتور, هى التى عثرت على جثة عمى |
| Evet; en yakın arkadaşına arabanın anahtarlarını veriyorsun yaşlı kadını hastaneye götürmesi için. | Open Subtitles | أجل تعطي مفاتيح سيارتك لصديقك المفضل و تدعه يأخذ السيدة العجوز إلى المستشفى |
| O yaşlı kadının ruhu hala oradaysa neden tadının değiştiğini öğrenemez miyim? | Open Subtitles | ،إذا كانت السيدة العجوز مازالت حية لم أكُن لأعرف لماذا تغيّر الطعم؟ |
| O yaşlı bayanın karnı gurulduyor. | Open Subtitles | يجوعوا للموت؟ بإمكانك سماع صرير معدة تلك السيدة العجوز من هنا |
| Paul kaçmaya karar verdi. Aynı sırada bana çarpan yaşlı bayan kendisini kaza yerine dönmeye ikna eden kız kardeşini aramıştı. | Open Subtitles | مساعدة رجل ملقي في وسط الطريق أو أخذ المال والهرب قرر بول الهرب في هذه الأثناء، السيدة العجوز التي صدمتني، اتصلت بأختها |
| Gitmem gerek. Evle ilgili şu yaşlı bayanı görmeliyim. | Open Subtitles | عليّ الذهاب ورؤية هذه السيدة العجوز في بيتها. |
| Panikleme. Devam et. Kamera 2, yaşlı kadına yaklaş. | Open Subtitles | لا داعى للذعر حرك كاميرا 2 لتركز على السيدة العجوز |
| Ama yaşlı kadın arabayla gitmemiş. | Open Subtitles | لكن السيدة العجوز لم تصل بواسطة السيارة، بل بواسطة القطار |
| - yaşlı kadın dikkatsizce yürüyordu. - Sarhoş değildim. | Open Subtitles | السيدة العجوز كانت تتمشي أنا لم أكن مخمورا |
| Şu yaşlı kadın yalancı, değil mi? | Open Subtitles | إذن تلك السيدة العجوز ما هي إلا كاذبة، صحيح؟ |
| Bu yaşlı kadın ailede çok soruna neden oluyor. | Open Subtitles | إنهم يعانون مع السيدة العجوز متى خرجت على أي حال؟ |
| yaşlı kadın bana kediyi vermeliydi! | Open Subtitles | كان يجب على السيدة العجوز إعطائي القط و حسب |
| yaşlı kadın hayal edebileceğimizden çok daha kuvvetliymiş. | Open Subtitles | أن السيدة العجوز خصم هائل أكثر مما تصورنا |
| Leonard, sana bahsettiğim şu yaşlı kadını öldürmekle suçlanıyor. | Open Subtitles | اٍن ليونارد مشتبه به فى مقتل السيدة العجوز التى قلت لك عنها |
| Işığa doğru koşmamı söyleyen yaşlı kadını gördüm. | Open Subtitles | حتّى أنني رأيت تلك السيدة العجوز التي أخبرتني بأن أتّجه نحو الضوء |
| Belki yaşlı kadının dediği gibi bize deli diyecek bir-iki komşuya rastlarız. | Open Subtitles | ربما سنصادف أحد الجيران وسيقول لنا بأننا مجانين كما فعلت السيدة العجوز |
| Koşarsak, şu yaşlı kadının koltuk değneğine bir tekme atıp, taksiyi kapabiliriz. | Open Subtitles | أظني أري سيارة أجرة هناك. إذا أسرعنا بوسعنا ركل عكاز السيدة العجوز و اللحاق بها |
| yaşlı bayanın dairesini tutmuşsunuz. Neydi adı, Bayan... | Open Subtitles | أَخذتَم شُقَّةَ السيدة العجوز السّيدة اوة |
| Ve park yerinin F kısmındaki aracını bir türlü bulamayan yaşlı bayan çünkü aslında onun arabası yok. | Open Subtitles | وهناك تلك السيدة العجوز التي لا يمكنها ايجاد مكان ركنها بالطابق السادس لانها لا تملك سيارة |
| O psikopatı yetiştirmesine rağmen yaşlı bayanı korudunuz. | Open Subtitles | حَميتَ كلياً تلك السيدة العجوز في سيارتِها، على الرغم من أنها ربت نفسية. |
| Bence hepsi senin suçun. O yaşlı kadına çarptın! | Open Subtitles | أنا اؤمن ان هذا كله هو خطأك أنت أنت قتلت السيدة العجوز |
| Belki de Nash'in öldürdüğü yaşlı hanım, birinin sevgili büyükannesiydi. | Open Subtitles | ربما السيدة العجوز اللتي قتلها ناش هي عاهرة احدهم |
| Masum, yaşIı kadın ayağını bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | لذلك يمكنك التوقف عن لعب دور السيدة العجوز البريئة. |
| Bunun için bir kutlama yapmalıyız. Bu yaşlı kadında hala hayat var. | Open Subtitles | يمكن أن نسمي هذا احتفالا السيدة العجوز ما زالت على قيد الحياة |
| Yaşlı kadından başka bir şey öğrenemediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأننا لم نحصل على شيء آخر من السيدة العجوز |
| Angelica Marmaduke. Güzel yaşlı bir bayan. | Open Subtitles | أنجيليكا مارمادوك" السيدة العجوز اللطيفة" |