Renkli benzetmelerine rağmen, Bay Tucker'ın buna rahatsızlık demesi bunu rahatsızlık yapmaz. | Open Subtitles | على الرغم من الصور الملونة السيد تاكر يدعوا هذه بقضية مضايقة لايجعله فعلاً دعوى مضايثة |
Aslında, mahkemeyi kabul edilen bu şartlara göre Bay Tucker'ın 500,000 dolarlık ödemenin yarısını kendine yapacağı hususunda uyarmak istiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أود أن تنبه المحكمة إلى حقيقة أنه، من خلال الموافقة على هذه الشروط، السيد تاكر قد انتهت للتو على الاطلاق |
Yakın zamanda Bay Tucker ve Bay Manning'in sevgili olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | اكتشفت مؤخرا أن السيد تاكر والسيد مانينغ هنا العشاق. |
Hastanenin avukatı olarak Bay Tucker tecavüz suçlaması da dâhil olmak üzere hangi davaların hastaneyi büyük bir ödeme yapmak zorunda bırakacağını biliyordu. | Open Subtitles | ومحامي المستشفى، كان السيد تاكر المعرفة داخل لحالات التي من شأنها أن تجبر المستشفى لدفع كبيرة، |
Bay Tucker en iyi rutinin olmadığını söyledi ve şaşkın davrandığını ve kötü atıştırmalıklar yediğini. | Open Subtitles | السيد تاكر يقول بأنك لم تقدمي أفضل روتين. و أنك تتصرفين بشكل سخيف و تأكلين طعام غير صحي. |
Bay Tucker, Maggie'nin onunla antrenman yapmasının daha iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | السيد تاكر يرى بأنه من المفضل أن تتدرب ماغي معه. |
Yakın zamanda Bay Tucker ve Bay Manning'in sevgili olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفت مؤخرا أن السيد (تاكر) والسيد (مانينغ) هنا هما خليلان |
Burada Bay Manning'le Bay Tucker'ın birbirine yolladığı samimi fotoğrafların ve bir o kadar sevgi dolu sözlerin yer aldığı e-postalar var. | Open Subtitles | (هنا رسائل إلكترونية بين السيد (تاكر) والسيد (مانينغ حيث تشاركا صورا حميمية لبعضهما البعض وأيضا كلاما بين المتحابين |
Hastanenin avukatı olarak Bay Tucker tecavüz suçlaması da dâhil olmak üzere hangi davaların hastaneyi büyük bir ödeme yapmak zorunda bırakacağını biliyordu. | Open Subtitles | كمحام للمستشفى السيد (تاكر) كان له معرفة داخلية بالقضايا التي ستجبر المستشفى على دفع مبالغ كبيرة |
Bay Tucker yanlış düşünüyor. | Open Subtitles | حسناً ، السيد تاكر مخطيء. |
Bay Tucker aktariye satıyor. | Open Subtitles | السيد (تاكر) يبيع مستلزمات الخياطة |
Bay Tucker'ı gözünün önünden ayırma. | Open Subtitles | -راقب السيد (تاكر ) |
Bay Tucker? | Open Subtitles | السيد (تاكر) ؟ |
Bay Tucker? | Open Subtitles | السيد (تاكر) ؟ |
Bay Tucker? | Open Subtitles | السيد (تاكر) ؟ |
Bay Tucker? | Open Subtitles | السيد (تاكر) ؟ |