Bay Stern'e benimle konuşmak istediğinizi söylemişsiniz. Ben de geldim. Size makul bir teklifte bulundum. | Open Subtitles | لقد طلبت من السيد ستيرن أن تكلمني و ها أنا,أعرض عليك عرضا عادلا |
Bay Canning'den önceki avukat, Bay Stern delil listemizi kabul etti. | Open Subtitles | لقد قام السيد ستيرن المحامي الذي سبق السيد كانينغ بالتوقيع والموافقة على لائحة الأدلة الخاصة بنا. |
Sigorta şirketimizle kayıtların üzerinden geçerken Bay Stern'e yazılmış Donepezil reçetesi buldum. | Open Subtitles | عند مراجعتي لسجلاتنا الطبية اكتشفت عدة وصفات دوائية لدواء الدونبزيل من أجل السيد ستيرن |
O zaman Bay Stern'ün bu işle ilgisi olmadığını biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أنت مدرك بأن السيد (ستيرن) لن يتدخل في هذا الشأن. |
Bence Lockhart/Gardner, Bay Stern'ün durumunun farkındaydı ne imzaladığını bilmeyen çalışamaz durumdaki bir adamdan yararlandılar. | Open Subtitles | ؟ اعتقد أن شركة لوكهارت/غاردنر كانت على علم بحالة السيد ستيرن, |
Bay Stern'ün deliller hakkındaki anlaşması artık geçerli değildir Ve Bay Canning'in video görüntülerine itirazı kabul edilmiştir. | Open Subtitles | سوى القراءة بين السطور هنا. تعتبر موافقة السيد ستيرن على لائحة الأدلة ملغية منذ الآن... |
Yeni kocası adı duyulmamış bir avukat tutmuş Bay Stern de bizden birisinin eş avukatlık yapmasını istedi. | Open Subtitles | إستأجر زوجها الجديد محامي لا نعرف اسمه السيد(ستيرن) اراد شخص ما من شركتنا يكون محامى مشارك معه |
Bay Stern'ün ofisindeyiz ve siz Bay Stern için çalışıyorsunuz ama onun bu işle ilgisi yok mu? | Open Subtitles | (نحن في مكتب السيد (ستيرن (وأنت تعملِ للسيد(ستيرن لكنه لن يتدخل في هذا الشأن؟ |
Bay Stern gitmekte özgür değilmiş ve Memur Sutton'ın da geçerli sebebi yokmuş. | Open Subtitles | السيد (ستيرن) كان ليس حرا في الذهاب ..والضابط (ساتون) كان ليس لديه سبب محتمل |
Bay Stern'den hemen sonra, gece 10:00 gibi çıktım. | Open Subtitles | غادرت حوالي العاشرة مساءً (مباشرة بعدما غادر السيد (ستيرن |
Bay Stern'un alkol oranını .03 olarak gösteriyordu ama ne kadar sarhoş olduğunu görüyordum, yalpalıyordu. | Open Subtitles | (أضهر أن السيد (ستيرن كان مستوى الكحول في دمه 0.03 لكنّي يمكن أن أرى بأنّه كان سكران .. كان يتعثّر |
Bay Stern'ün müvekkiline bu süreci yaşatacağını hayal edemiyorum sadece. | Open Subtitles | (لا يمكنني تخيّل أن السيد (ستيرن سيجعل موكّله يخوض في هذا الأمر |
- Ben bir çeyrek önerdim ama Bay Stern ısrar etti. | Open Subtitles | لكن السيد ستيرن أصر على ذلك |
Patronum, Bay Stern, sadece seninle ortaklık kurmaya çalışıyor. | Open Subtitles | رئيسي السيد (ستيرن) يحاول فقط إنشاء شراكة معك هذا كل ما في الأمر |
Bay Stern'ü etkilemek için iyi bir şans. | Open Subtitles | (هذا طريق جيد لإثارة إعجاب السيد(ستيرن |
Bay Stern... - ...hapse girebilirsiniz. | Open Subtitles | السيد( ستيرن)، أنت تواجه عقوبة السجن |
Bay Stern, ahlaki bir vazifeniz var. | Open Subtitles | السيد (ستيرن) ، لديك واجب أخلاقي |
Bay Stern hapishaneden kaçtı. | Open Subtitles | فرّ السيد (ستيرن) مؤخراً من السجن |
Gelen Bay Stern'di. | Open Subtitles | (وكان هناك السيد (ستيرن |
Bay Stern'le tanışmamıştın. | Open Subtitles | (أنت لم تقابلى السيد (ستيرن |