Biliyormusun, Bence göreceğimiz en Kötü şansımızı yaşadık. | Open Subtitles | أظن أننا نلنا كل الحظ السيىء الممكن الحصول عليه |
Sana bir şey diyeceğim. Eğer Kötü şansım olmasaydı, şansım da olmazdı. | Open Subtitles | سأقول لك شىء واحد الحظ السيىء من نصيبى دوماً. |
Eski, Kötü hatıralar sürekli beynimi bulandırıyor. | Open Subtitles | الذكريات السيئة القديمة تدور في رأسي كالحلزون السيىء |
Sıkı bağla kovboy, gerçekçi olmalı. Ben Kötü adam değilim, iyi adamım. | Open Subtitles | بإحكام لكى تبدو حقيقية أنا لست الرجل السيىء, بل الرجل الجيد |
Sigorta şirketi parayı öder, ve senin adın Kötü adama çıkar. | Open Subtitles | شركة التأمين ستدفع، وستصبح أنت الرجل السيىء |
Sanki Kötü bir şeyler bana geliyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لهذا يمكن ان يكون هناك بعض الشعور السيىء |
Kararlı olmak gerekir ve Kötü davranışları ödüllendirmezsin. | Open Subtitles | يجتاجون لتناسق و لا أستطيع مكافئة هذا السلوك السيىء |
Bu o. Televizyonda gördüğümüz Kötü adam. | Open Subtitles | إنّه هو، الرجل السيىء الذي شاهدناه في التلفاز |
Kötü haber ise, annem her hareketimi anlayabiliyor. | Open Subtitles | الخبر السيىء هو، أنه يمكن لوالدتي قراءة كلّ حركة أقوم بها |
Dün gece Kötü adamı kızartışlarını izledin mi? | Open Subtitles | إذاً، هل رأيتهم يحرقون الرجل السيىء بالأمس؟ |
Başka biri olmak her zaman Kötü müdür? | Open Subtitles | حسناً، من السيىء دائماً أن يكون المرء شخصاً آخر |
Burada yalnız olmamız çok Kötü. | Open Subtitles | نعم ، لهذا من السيىء أنْ نكون وحيدين هُنا |
Kötü oyuna yer yok. Bugün çuvallamayın. | Open Subtitles | لا يُوجد مبيت للعب السيىء فلا تكونوا سيئين اليوم. |
Hizmet sektörü o kadar da Kötü değil. | Open Subtitles | العمل في قطاع الخدمات، ليس بالشيء السيىء |
Snotlout şimdi uyandı ve görünüşe göre o adadaki tek koca ve Kötü yaratık Alvin değilmiş. | Open Subtitles | سنويلت استيقظت على ما يبدو لم يكن ألفين المخلوق الكبير، السيىء على تلك الجزيرة |
Heyecan verici bir konu. Bulucu aletin icat edilmesine daha onlarca yıl olması çok Kötü. | Open Subtitles | من السيىء أن اكتشافها على الأقل بعد عقد من الآن |
Kötü bir durumda olduğunu biliyorum. Ama beterin de beteri vardır. | Open Subtitles | أعرف أنك في موقع سيىء، ولكن يوجد السيىء وبعده الأسوأ |
Geçmişten bu yana binlerce aslında yüz binlerce sunum var. Bu nedenle, gerçekten Kötü bir sunumun kontekstinin nasıl olduğunu biliyorum. | TED | لذلك كان لدينا الآلاف من العروض السابقة في المعرض. مئات الآلاف من العروض، في الحقيقة، لذلك كنت أعرف المحتوى السيىء لأي عرض. |
50 derece kuzeydeki ölüm oranlarına kıyasla burası Güney bölgesi, Londra ve çevresi -- enlemle 55 derece-- Kötü haber burası, Glasgow. | TED | مقارنة نسب وفاتك بخمسين درجة شمالاً هذا الجنوب, و هذه لندن و أماكن اخرى في المدى و 55 درجة الخبر السيىء هو أن جلاسقو هنا |
Pek çok hikâyenin bu düzgün, tatmin edici gidişatını gerçeklikle çatışırken buldu ve kendi çalışmalarında bu iyi ve Kötü arasındaki o belirsizliği keşfe çıktı. | TED | فوجد أن المنحنى المرتب لسير الكثير من القصص متناقضاً مع الواقع، فقرر محاولة استكشاف الغموض بين الحظ السيىء والجيد في رواياته. |