"الشاهدة" - Traduction Arabe en Turc

• tanık
• tanığı
• tanığın
• tanığa
• Şahit
• tanıkla
• tanığımız
• görgü tanığını
• Görgü tanığının
• tanığım
• Tanıktan
• Tanıklar
• görgü tanığıydı

Tüm harekat tek bir görgü tanığına bağlı ise o tanık da öldürüldü ise zor kararlar almanız gerekmektedir.
إذا كانت كل العملية تعتمد على شاهدة وحيدة على جريمة وهذه الشاهدة يتم قتلها سيكون امامك خيار صعب لتفعله

Bu hala onun yapmadığını göstermiyordu fakat tanık hakkında bir şeylerin şüpheli olabileceğini biliyorduk.
وهذا لا يعني أنه لم يفعلها، ولكننا علمنا أن هناك شيء مريب حول هذه الشاهدة.

tanık sadece gerçek yanıt vermeli.
الشاهدة ستقوم بحصر نفسها بأن تجاوب فقط فى حدود الاسئلة

Avukatın tanığı rencide etmemesini istiyorum.
أطلب من محامى المدعى عليه الا يهين الشاهدة.

Ben bu tanığın ifade vermemesi için hiçbir geçerli sebep göremiyorum.
لا أرى أى داع ألا تكون هذه الشاهدة مؤهلة للقيام بالشهادة

tanığa sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı, Bay Keane?
هل هناك اى شئ آخر ترغب فى استجواب الشاهدة بشانه يا سيد كين ؟

Ben etrafta dergi bırakmışımdir ve sanırım Şahit onu gördü ve herkese onu anlattı..
لقد تركت مجلة هناك ، وأعتقد أن الشاهدة رأت صورته للبكاء بصوت عالي

Bu durumda sanırım tanık gitse iyi olur.
تحت هذه الظروف أعتقد أن على الشاهدة أن تنصرف

tanık, silâhın General Hollister'in evinde kullanıldığını söylüyor, Çavuş.
بلاغ اطلاق النار ياعقيد, الشاهدة تقول انه حدث فى منزل الجنرال هوليستر

Çok çekingen bir tanık.
هذه الشاهدة كانت مترددة لذا وجهنا إليها طلب شهادة

tanık otoparkın karsısında yasıyormuş.
الشاهدة تقيم بالشارع المقابل لموقف السيارات

Sayın Yargıç, bu tanık kocasını kurtarmak için herşeyi söyler.
سيدي القاضي ، هذه الشاهدة ... سوف تقول أي شيء

tanık, vuranları teşhis ederse kötü adamları buluruz.
ان حصلنا على هذه الشاهدة لتحديد القاتل ربما امسكنا بالأشرار

Anladığım kadarıyla, tek görgü tanığı... uyuşturucu müptelasıymış.
حسناً , كما اعلم ان الشاهدة الوحيدة هي تتعاطى المخدرات

yara almadan kurtuldu, ve şimdi öldürülen muhasebecinin hayatta kalan tek görgü tanığı o.
نجت من الموت بأعجوبة والآن هي الشاهدة الوحيدة في قضية قتلِ المحاسبَ

O burada tanığı öldürecek, çünkü kız onun suratını gördü.
إنه هنا ليقتل الشاهدة بكل بساطة لأنها رأت وجهه

Mahkeme yalan söylemiş olabilecek bir tanığın söylediklerine dayanarak benim savunmamı sınırladı.
المحكمة حددت دفاعي بناءا علي شهادة الشاهدة التي ربما ارتكبت الشهادة الزور

Bu sayı tanığın bir rekoru olduğunu belirtiyordu.
الرقم يشير إلى أن هذه الشاهدة لديها سجل.

Lord hazretlerimizin, tanığın oturmasına itirazları yoktur.
معاليهم ليس لديهم اعتراض علـى جلوس الشاهدة

Lordum, savcılığın çağırdığı tanığa ciddi şekilde itiraz ediyorum.
سيدى ، اٍن لدى اٍعتراض جاد فى أن تستدعى الشاهدة لأنها زوجة المتهم

Bu gece, bu dünyada yaşamış olan en büyük anormalin, yeniden doğuşuna Şahit oluyorsun.
الليلة ستكونين الشاهدة على إعادة ميلاد أعظم الخارقون الذين ظهروا على الأرض

Dışarıdaki tanıkla siz ilgileniyorsunuz, anlaştık mı yüzbaşı?
الشاهدة الموجودة خارجا هي مشكلتك، صحيح أيها النقيب؟

Bu adama karşı ifade verecek baş tanığımız öldürüldü.
الشاهدة الرئيسيّة ضدّ هذا هذا الرجل قد قتلت للتو.

Anlaşılan bunu yaptığını gören tek görgü tanığını da öldürmeye kalkmış.
‫ويبدو أنه حاول أن يقتل ‫الشاهدة الوحيدة التي رأت ما فعله

- Evet ama Görgü tanığının hatırladığı ve gördüğü şeyler de sorgulanmaya başladı.
أجل،لكن ما رأته الشاهدة و ما الذي تذكرته أيضا في إطار الشك

Sayın yargıç, bir sonraki tanığım, Jamnabai.
سيدي "الشاهدة التالية هي " جامنا باي

Sayın hakim,O Tanıktan kendisine soru sormasını istiyor!
سيدي القاضي ، إنه يطلب من الشاهدة أن تسأل نفسها

Tanıklar için endişelenmeyelim.
اعتقد اننا لا ينبغي ان نقلق بخصوص الشاهدة

Bridget bir cinayetin tek görgü tanığıydı.
كانت (بريدجيت) الشاهدة الوحيدة على جريمة قتل