Promisin iğnesi bu yetenekleri almaya cesaret eden herkese açık hale getirdi. | Open Subtitles | جرعه البرومايسن جعلت هذه القدرات متاحه لاى شخص عنده الشجاعه ان ياخدها |
Gerçi, efsanelerde zaten her şey abartı değil midir, cesaret bile. | Open Subtitles | لكن حينها تميل الاساطير الى المبالغه في كل شيء حتى الشجاعه |
Hadi birbirimizin gözlerine bakma cesareti gösterelim, çünkü bunu yaparak bir başkasına dünyaları verebiliriz. | TED | لتكن لدينا الشجاعه للنظر في أعين بعض مباشرة، لأنه بالنظر يمكننا فتح عالماً كاملاً لشخص آخر. |
Şey, bir daha böyle bir teklifi edecek cesareti bulabilirsem, sana önce yazılı bir mesaj göndereceğim. | Open Subtitles | إذا واتتنى الشجاعه لأسئلك ثانيةً سأنبهك بالكتابة أولاً. |
Onlar, sana karşı gelenlerden bizi korumayı hayatlarının görevi bilmiş cesur ruhlardır Tanrım. | Open Subtitles | الأرواح الشجاعه الذى جعلت هذا مهمه حياتيه لحمايتنا من الذين يتحدوننا يا الهى |
Savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
- Bilmem. Polislerle konuşmaya cesaret eden tek dok işçisi benim oğlumdu. | Open Subtitles | كان الصياد الوحيد الذى لديه الشجاعه ليتحدث مع المحققين |
ve süngü, komutanım, bir de cesaret. | Open Subtitles | و السونكيات يا سيدى و بعض الشجاعه وراءها |
Düşman karşısında olağanüstü cesaret için verilen | Open Subtitles | فى مائة سنه منذ إنشاء وسام الملكه فيكتوريا الذى يمنح للبساله و الشجاعه الفائقه |
Çoğu kadında bugün buraya gelecek cesaret olmazdı. | Open Subtitles | ليس كثير من النساء يمتلكن الشجاعه ليكن هنا |
Şunu söylemek isterim ki Rachel bu akşam buraya gelerek büyük cesaret gösterdi. | Open Subtitles | واحب ان اقول لقد تطلب كثيرا من الشجاعه لتاتى ريتشيل هنا الليله |
Bana doğru yoldan gitmek için güç ve cesaret ver. | Open Subtitles | اعطني الشجاعه و الايمان و القوه للعمل المقدس |
Donup kaldım. Sonra yanına gidecek cesareti buldum. | Open Subtitles | لم اقوى على الحراك من مكاني ولكن سرعان ما اتتني الشجاعه واتجهت نحوه |
Eğer cesareti varsa şans genellikle bir erkeği kurtarır. | Open Subtitles | غالباً يكفي الحظّ لانقاذ الرجل إن إمتلك الشجاعه |
Eğer cesareti varsa şans genellikle bir erkeği kurtarır. | Open Subtitles | غالباً يكفي الحظّ لانقاذ الرجل إن إمتلك الشجاعه |
Tüm dünyanın hayallerini devam ettirebilmek için... bu 14 cesur adam... cennete doğru yola çıkıyor. | Open Subtitles | أحلام كوكبنا بأكمله مركزه الليله على تلك الـ14 روحاْ الشجاعه المسافره إلى السماء |
Yüce ruh, beni düşmanımın önünde cesur kıl. | Open Subtitles | ايتها الروح العظيمه اعطني الشجاعه لاواجه المستبد ايتها الروح العظيمه اعطني الشجاعه لاواجه المستبد |
"Bir ölçü cesur, üç ölçü aptal." | Open Subtitles | جزء واحد من الشجاعه وثلاثه أجزاء من الغباء |
Savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
Bugün biraz hafifletebilir miyiz? Mary Brave için. | Open Subtitles | سنتساهل في هذا اليوم من أجل ماري الشجاعه |
Eğer Hitler gerçekten yapmak isteseydi, tüm bu cesurca çabalarına rağmen, | Open Subtitles | أنا لم أحلم و لو للحظه أن الجهود الشجاعه التى بذلتها القوات الأنجليزيه و الفرنسيه و التى نجحت فى صد الهجمات الألمانيه |
gözlerine baktığında pek çok yaşadığı pek çok acıyı görürsün engellerin sorun olmadığını bilir ve Korkusuz bir adamın korkaktan çok daha tehlikeli olduğunu | Open Subtitles | وبالنظر الى عينه ترى أن لديه الكثير من الصعوبات ليواجهه هو يعرف ماهى متطلبات الشجاعه وبالمعنى الآخر هي تمثل خطراً أكبر من كونك جباناً |
Ama en azından alçak annene karşı gelebilecek kadar cesaretim vardı. | Open Subtitles | ولكن على الأقل كانت لدي الشجاعه لأقف بوجه أمك الخسيسه |
Ama önce kendimize inanmaya cesaretimiz olmalı. | Open Subtitles | ولكن بالبدايه يجب ان تكون لدينا الشجاعه بالإيمان بأنفسنا. |
cesaretiniz yoksa neden benim bahsimi kabul ettiniz? | Open Subtitles | لو أنك لا تملك الشجاعه الكافيه لم يجب أن تقبل منذ البدايه |
Ancak eski krallar ateşten içecek kadar cesurdu derler hep. | Open Subtitles | قيل أن الملوك القدماء هم الوحيدون الذين امتلكوا الشجاعه الكافيه للشرب منه |
Benim Cesaretle ilgili görüşlerimin çalışkanlıkla ne alakası var şimdi? | Open Subtitles | آرائي عن الشجاعه يفترض ان تخبرهم بأني موظفه جيده كيف؟ |
Denizci baban ve ağabeyin gibi cesaretini gösterdin. | Open Subtitles | اظهرت نفس نوع الشجاعه التي لدى والدك واخيك كرجال بحريه. |
En cesurlarını bile ayakları altına aldım | Open Subtitles | كنست الشجاعه من تحت أقدامهم |