Yerel polis, Jesse Caine'yi Karen Anderson'a saldırı suçunda tutuklamış. | Open Subtitles | شريف الشرطة المحلي يقول بأن جيسي ذهب إلى منزل كارين ليهددها |
Yerel polis kurbanların birbirlerini tanımadıklarına inanıyor. | Open Subtitles | و قسم الشرطة المحلي لا يظن ان الضحيتين يعرفان بعضهما |
Yerel polis muhtemel kurbanlar için bölgeyi taramalı. | Open Subtitles | آه، قسم الشرطة المحلي عليه مسح المنطقة للمزيد من الضحايا المحتملين |
- Yerel merkezi aradım. | Open Subtitles | أتصلت بمركز الشرطة المحلي |
Evleri sosyal hizmetlerde çalışanlar tarafından, gençlik çalışanları, sağlık personeli, temizlikçi, öğretmen ve Yerel polis tarafından düzenli olarak ziyaret ediliyordu. | TED | ويتم زيارة العائلة بانتظام من قبل العاملين الإجتماعيين، العاملين المهتمين بشؤون الشباب والعاملين بالقطاع الصحي وضابط الإسكان والمعلّم الخصوصي ورجل الشرطة المحلي. |
Yerel polis gücüne bir ihbar gelmiş. | Open Subtitles | عثرت على إنذار من مركز الشرطة المحلي |
Yerel polis Koch'un cesedini East Austin'de sokak arasında bulmuş dört saat önce, başından ateş edilmiş. | Open Subtitles | قسم الشرطة المحلي عثروا على جثمان (بيت كوتش) في زُقاق بشرق (أوستن) منذ عدة ساعات وسبب الوفاة طلق ناري بالرأس |