26 yaşımdayken, bu şirketleşmiş dünyada, şirketlerin daha karlı olmalarına çalışan biriydim. | TED | عملت ٢٦ سنة في عالم الشركات في محاولة أن أجعل الشركات تربح |
Aslında şirketlerin kalori anlaşmasına katılmaları için üç seçenekleri var. | Open Subtitles | الشركات في الحقيقة لديها 3 خيارات للمشاركة بالإلتزام بالسعرات الحرارية |
Bu alandaki en revaçtaki şirketlerin vergileri bugün 39 milyar doların üzerinde. | TED | إيرادات حفنة من أكبر الشركات في هذا المجال هي أكثر من 39 مليار دولار اليوم. |
bu AED'leri doğrulamamıza yardım edebilecek dünyanın her tarafındaki şirketler. | TED | أيضا الشركات في جميع أنحاء العالم من شأنها أن تكون قادرة على مساعدتنا على التحقق من صحة مواقع هذه الاجهزة. |
şirketler yeni teknolojilerin patentini almak için yarışıyor. | Open Subtitles | الشركات في تسابق على التكنولوجيا الجديدة. |
Çok büyük bir şirkettir, ABD'deki en büyük şirketlerden. | Open Subtitles | إنها شركة كبيرة جدا, واحدة من أكبر الشركات في الولايات المتحدة |
Bugün, dünyanın en büyük şirketlerinden birinde yetkili bir konuşma yazarıyım. | TED | حسنًا، اليوم أنا كاتبة خطابات تنفيذية لواحدة من أكبر الشركات في العالم. |
Bilakis, belki ben, Çin'de, Japonya'da, Hindistan'da, Birleşik Devletler'de, Avrupa'daki mükemmel şirketlerin yürüttüğü olayların birazcık da olsa haber vericisiyim. | TED | ما اسهمت به هو ربما انني كنت نقطة وصل بين اعمال تقوم بها افضل الشركات في الصين و اليابان و الهند و امريكا و اوروبا. |
Bütün paranın ve şirketlerin aynı safta, karşılarında ise milyonlarca insanın olduğu kavgalarsa kavgadan sayılmaz bile. | Open Subtitles | تلك أكثر الصراعات احتداما أما التي لا يكون فيها صراع أصلا فهي عندما يكون المال في جبهة، كلُّ الشركات في جبهة واحدة |
En güçlü şirketlerin biriyken başarısızlığın kendisi oldular. | Open Subtitles | بعد أن كانوا من أنجح الشركات في العالم إلي فشل كامل. |
Günün sonunda, bir şirketin, gerçek benliğine sadık kalmasının, tek sürdürülebilir değer yargısı olduğunu anlıyoruz; zira, yüksek-erişim ve şeffaflık, şirketlerin davranışlarını gün ışığına çıkarıyor. | TED | في نهاية اليوم، كما كشف التوصيل المبالغ به والشفافية سلوك الشركات في وضح النهار، فالبقاء أوفياء لذواتهم الحقيقية هو المقترح الوحيد لقيمة الاستدامة. |
Avrupa Birliği bundan itibaren, Avrupa'da ulusal düzeydeki şirketlerin sahipleri ve yönetenleri hakkında merkezi kayıtlar tutacak. | TED | ومنذ ذلك الحين، يجلبُ الإتحاد الأوروبي إلى حيز الوجود السجلات المركزية على المستوى الوطني بخصوص من الذي يملك ويسيطر حقاً الشركات في جميع أنحاء أوروبا. |
Herneyse, bu gizemli grubun adı Anonymous... ve onlar kendilerine böyle söylenmesini isterler... bilgilerimizin korunmasında şirketlerin ne kadar işe yaramaz olduklarını göstererek servis sağlıyorlar | TED | ايا كان، هذه المجموعة الغامضة "مجهول" -- و هذا ما قد يقولونه بأنفسهم -- فأنهم يقدمون خدمة عن طريق اثبات عدم جدوى الشركات في حماية بياناتنا. |
Gertner Grup 2015'te şunu dedi, ''Global 2000 şirketlerin %70'i -dünyanın en büyük şirketleri- aktif olarak oyunlaştırmayı kullanacak ve yenilik süreçlerinde %50'si oyunlaştırılmış olacak," ki bu çok şaşılacak şeydir. | TED | تقول مجموعة غارتنر أنه بحلول 2015، 70% من غلوبال 2000، أكبر الشركات في العالم ستستخدم التلعيب بشكل فعال، و50% من عمليات الابتكار لديهم ستصبح ملعبة وهذا شيء مدهش. |
Bu ülkede düzeltmemiz gereken durum ailelerin çocukları üzerindeki sorumluluklarını şirketler tarafından sömürü için kullanılması ve çocukların alabileceği hasarların düşünülmemesidir. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب نكون واقعيين في هذه البلاد الفرق بين مسؤولية الوالدين ودور الشركات في استغلال نقاط ضعف الطفل |
Çünkü ben almak için uğraşmıyor olsam da diğer şirketler boş durmuyor. | Open Subtitles | لأني لن أكون مستعد للإنقضاض وسرقة العميل ولكن جميع الشركات في هذه المدينة سوف تفعل ذلك |
Sutherland'ın sisteminde şirketler, iki yıl süren çok büyük projeleri kullanmıyorlar. | TED | لا تستخدم الشركات في نظام "ساذرلاند"، المشاريع الكبيرة والضخمة التي تستغرق عامين. |
Bir yatırımcının önünde sadece kendi şirketim hakkında değil, gruptaki tüm şirketler hakkında konuşup değerli 15 dakikamı harcamak daha önce eşi görülmemiş bir şeydi. | TED | إن قضاء 15 دقيقة من وقتي الثمين أمام أحد المستثمرين ليس فقط للحديث عن شركتي، بل عن كل الشركات في المجموعة، أمر لم يسبق له نظير. |
Araştırmadaki şirketler arasında benzerlik olmasına rağmen erkek liderliğindeki start-up'lar, kadın liderliğindeki start-up'lardan beş kat daha fazla fon elde ediyordu. | TED | حسنا، على الرغم من تشابه الشركات في عيّنتي إلا أن الشركات المدارة من قبل الرجال بدأت بجمع خمسة أضعاف التمويل الذي حصلت عليه شركات النساء. |
Ayni zamanda Arcata'da şirketler üzerinde demokratik kontrol kurmak için bir komite oluşturmaya kararına vardılar. | Open Subtitles | لضمان الرقابة الديمقراطية على الشركات في "آركاتا". الشركات لا تخضع للمساءلة بالديمقراطية العملية. |
-Sence babam beni döngüdeki şirketlerden birinin aklama işini yapayım diye mi işletme okulunda muhasebe okuttu? | Open Subtitles | أتظن أن والدي أرسلني لكلية الأعمال وجعلني أدرس المحاسبة لأقوم بعمل تدقيق لأحد الشركات في المركز التجاري؟ |
O dünyadanın en büyük şirketlerinden birisinde çalışıyor ve ben onun kendisinin daha iyi hissetmesi için çabalıyorum. | TED | هو يعمل في إحد أكبر الشركات في العالم. وأنا الآن أحاول أن أجعله يشعر بشعور أفضل. |