Kuzeybatı Geçidi'ni bulmaya çalışırken ölen binlerce ve binlerce insanı düşünün. | TED | فكر بالآف والآف من الناس الذين ماتو وهم يحاولون أن يجدوا طريق الشمال الغربي |
Atlı polis olarak çalışabilirim. Kuzeybatı Süvari Birliği'nde. | Open Subtitles | يمكنني الحصول على وظيفة مع الشرطة الخياله, شرطة الشمال الغربي |
kuzeybatıya gidecekler, arayı iyice açacaklar ve sonra da istasyona geri dönecekler. | Open Subtitles | الشمال الغربي وضعوا مسافة بقدر مايستطيعون ومن ثم يقوموا بالدوران إلى المحطة |
Pekala. kuzeybatıya gidiyoruz. Şu taraf. | Open Subtitles | حسناً، سنتجه إلى الشمال الغربي من هنا، سر |
Ama aslında biz, burada kuzeybatıda, Kuran'da 36 defa "içinden ırmaklar akan bahçeler" diye tarif edilen cennete oldukça benzeyen bir hayatı yaşıyoruz. | TED | ولكن في الحقيقة، هنا في الشمال الغربي الأمريكي نحن نعيش قريبا جدا من الفكرة القرآنية الواقعية عن الجنة، مُعرفة 36 مرة كحدائق تجري من تحتها الأنهار. |
Ama şimdi Northwestern'a gidiyor, yani durum farklı. | Open Subtitles | لكنها في الشمال الغربي الآن, لذلك هو مختلف. |
kuzey batıya yol alın. - Tam rotayı birazdan veririm. | Open Subtitles | اتجه الى الشمال الغربي سوف اخبركم باتجاه السير فورا |
Yarım saat sonra, Kuzeybatı köşesinin kuzeyinde buluşalım. | Open Subtitles | قابليني في غضون نصف ساعة ، في الركن الشمال الغربي |
Kuzeybatı Karakolu'na bağlı, devriye gezen memurlarmış. | Open Subtitles | كانوا في محطة الشمال الغربي. مجرد ضباط يعملون. |
433, Kuzeybatı 052 çıkış kamerasının görüşü engelleniyor. | Open Subtitles | الى 433 لدينا رؤيه غير واضحه في الشمال الغربي عند الكاميرا 52 لباب الخروج |
Kuzeybatı Amerika kıyılarında denizler güneşin artan gücüyle değişime uğrarlar. | Open Subtitles | بعيداً عن الشاطيء، في الشمال الغربي لأمريكا، تتحول البحار بفعل تأثير أشعة الشمس المتزايد |
Horatio yüzü kuzeybatıya dönük olarak aşağı yukarı orada duruyordu. | Open Subtitles | هوراشيو كان يقف ما يقرب من هنا، متوجه صوب الشمال الغربي عندما اضطلع سلاحه. |
Eğer nehir boyunca kuzeybatıya gittilerse daha uzun zaman alır ama kestirmeden Chaiyu Geçidini geçebilirler. | Open Subtitles | الشمال الغربي عبارة عن ممر مائي ولكنهم سيطئون سيذهبون عبر جويو |
Kuzeydoğudan esen rüzgarı arkamıza alarak, kuzeybatıya doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | مع هبوب رياح الشمال الشرقي .. نحن نبحر شمالاً , نحو الشمال الغربي |
Yaklaşık 32 km. kuzeybatıda. | Open Subtitles | على بعد 20 ميلاً من الشمال الغربي |
Northwestern'de Hukuk Fakültesi'nde olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمو بأنها تدرس القانون في الشمال الغربي ؟ |
Sahil boyunca devam edip kuzey batıya ilerleyin. | Open Subtitles | اكمل الى الساحل ثم توجه الى الشمال الغربي |
Mimar olmak ve Northwest Üniversitesi'ne gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون مصممة وأريد أن أذهب إلى الشمال الغربي |
Bu doğru Paul, rüzgar hızı Kuzey batı yönünde saatte 12 mil ve tahminler Miranda'nın yarın gece | Open Subtitles | هذا صحيح يا بول الرياح متجهه نحو الشمال الغربي بسرعه 12 ميل في الساعه و الخبراء يتوقعون بأنها ستضرب ميراندا |
Komando birliğimiz Fish Caddesi'nden yaklaşarak Kuzeybatıdaki ana kanalizasyon kanalına girecek. | Open Subtitles | وحدة الفدائيين ستقترب من شارع السمك بأتجاه المضخ الأساسي في الشمال الغربي |
Oklar kuzeybatıyı gösterse de sebebi şudur diyemem. | Open Subtitles | مازالت تشير العلامات إلى الشمال الغربي لكنني لا أعرف السبب |
Kuzeybatının en kirli vicdanlarından birini temizlemeye yönelik ilk adım. | Open Subtitles | تطهير أولّي لواحد من أقذر الضمائر في الشمال الغربي بأكمله. |
Londra'daki etin büyük çoğunluğu kuzeybatıdan, İskoçya ve Galler'den geliyordu. | TED | كمية كبيرة من لحوم لندن كانت تأتي من الشمال الغربي. من اسكتلاندا و ويلز |
- Buranın yaklaşık 20 kilometre kuzey batısında. - Oraya gitmemiz lazım. | Open Subtitles | إلى الشمال الغربي من هنا عند الأفق, علينا أنْ نذهب إلى هناك |
Radara göre... maymun kuzey batıdan batıya doğru bir mil 089 yönünde görülmekte. | Open Subtitles | تحديث الرادار ، رصد القرد 1,800ياردة من الغرب الى الشمال الغربي |
kuzey batıda hiçbir şey yok ki. | Open Subtitles | لا يوجد شيء آخر في الشمال الغربي |