Üzüm, çilek, kavun, nane. Hepsi bir arada. | Open Subtitles | العنب و الفراولة و الشمام و النعناع كلها هنا |
uzum, cilek, kavun, nane. | Open Subtitles | العنب و الفراولة و الشمام و النعناع كلها هنا |
Şimdi, daha çok markette kavun seçer gibi tuttun. | Open Subtitles | والان.لقد كان أشبه باللمس براحة اليد لبعضٍ من الشمام في السوق المركزي |
Tam olarak ne kahvaltı ne de öğle yemeği ama sonunda bir dilim kantolop kavunu ile gelir. | Open Subtitles | ستحبينه ، إنه ليس افطار او غداء لكنه يأتي مع قطع من الشمام بالنهاية |
-Elbette, bir kavuna bir daha aynı gözle bakamadım ama bundan başka... | Open Subtitles | بطبيعة الحال، وسوف ننظر أبدا في الشمام بنفس الطريقة مرة أخرى، ولكن بخلاف ذلك... |
Onları kullanmadım. kavun resimlerini kullandım. | Open Subtitles | لم أستخدمهم لقد إستخدمت الصور التي بمجلة الشمام |
- kavun gibi kokuyorsun. - Üzgünüm, son derece namuslusun. | Open Subtitles | رائحتك تشبه رائحة الشمام عفواً, إنك متحفظ |
Götü bozuk bir kavun gibi patlasın istedim. | Open Subtitles | أريد من مؤخرتها أن تنفجر مثل الشمام الفاسد. |
O zaman söyle de septe gitsin ve Yüce Rahip'in kafasını kavun gibi ezsin. | Open Subtitles | أخبره أن يذهب إلى المعبد ويحطّم رأس الكاهن الأعلى مثل الشمام |
Badem, zerdali, fasulye, lahana, kavun, havuç, sitrus, pamuk, tohum yetiştiriyoruz. | Open Subtitles | -كلا، كلا نزرع اللوز والمشمش والفاصوليا والملفوف الشمام والجزر والحمضيات والقطنوبذورالنبات.. |
Bazen bir tavuk, biraz mısır ya da bostandan kavun çalıyorduk. | Open Subtitles | "كناّ نسرق أحيانا دجاجة أو مجموعة ذره" "أو بعض الشمام من أرض ما" |
...Aralarında güç gösterimi değerleriyle bağlantı kurarak osteogenic ve geogenic-hydrogel nano kompozit yardımı ile başkasının içine yerleştirdiğimiz ki bu kavun oluyor. | Open Subtitles | المصفوفة المخفية يمكن أن تُستخرج بواسطة ربط قيم إزاحة القوة مع الهايدروجل العظمي الجيوجيني، المركب الدقيق الذي وضعناه في البديل والذي هو الشمام |
Küçük kavun sizden özür diliyor Usta! | Open Subtitles | الشمام الصغير توسل للعفو . معلم |
İlk baktığım iki yerde kavun kalmamıştı. | Open Subtitles | ، أول محلين لم يكن لديهم الشمام .. لذا |
Profesör bunlar jambonlu kavun dilimler. | Open Subtitles | أيها الأستاذ هذه شرائح الشمام مع اللحم |
"kavun" diyorsun. Hoş olur. Ama antre olarak olmaz. | Open Subtitles | اوه , الشمام انه منعش ولكن ليس جميعه |
Şu kavunu şok tabancasıyla vurunca neler olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | أردت أن أعرف ماذا سيحدث إذا صعقت هذا الشمام |
kavunu severim ama suya karadutun işleyeceği kadar işlememiş. | Open Subtitles | أُحب الشمام أحبه لكن... أنه لم ينقع في الماء مثل ماتفعله التوت |
Her gün, annesinin koyduğu kavunu eline alır, sarmaşıkların arasına fırlatırdı. Sonra da meyveli jelibon ve puding falan yerdi. Ben de şöyle dedim, "Riley, böyle yapmamalısın, meyvelerini yemen lazım." | TED | كانت تأتي بالفاكهة معها، وكانت انها تعطيها الشمام كل يوم، فترمي الفتاة به في العُشب ومن ثم تاكل وجبة فواكه خفيفة مع أكواب من الحلوى، فأقول لها"رايلي، لا يمكنكِ عمل هذا،، يجب ان تآكلي الفاكهة." |
Ahh! Şu hackman peruklu kan dolu kavuna bakın hele. | Open Subtitles | شاهد تطاير دم الشمام من باروكة (هاكمان) المحشوة به |
- Bu kavunlar taze mi? | Open Subtitles | ، هل هذه الشمام الطازجة ؟ |
Hayır, kavunları gördüm. Seksi sayılırlar. | Open Subtitles | لا, لقد رأيت مجلة الشمام الصور التي بها مثيرة نوعاً ما |