"الشمسِ" - Traduction Arabe en Turc

    • güneşin
        
    • güneş
        
    • güneşe
        
    • Sun
        
    • güneşi
        
    • güneşte
        
    • güneşten
        
    • Güneşle
        
    Ve güneşin altında şapkasız beklediğim için burnum kıpkırmızı. Open Subtitles وأنا أَعرف بأنّ أنفي أحمر من الإنتظار في الشمسِ بدون قبعة على
    Kovboy güneşin batışına doğru atını sürmeye devam mı ediyor? Open Subtitles يَغادر راعيَ البقر بعيداً إلى مكانِ جلوس الشمسِ ؟
    Yukarıdaki güneş ışıklı sularda dolaşan yaratıkların yağdırdığı, bir deniz karı bu. Open Subtitles الثلج البحري، بقايا مِنْ المخلوقاتِ عَجّ في المياهِ المضاءة بنور الشمسِ فوق.
    Üstünde yaprak olmadığı için güneş ışınları doğrudan toprağa düşer. Open Subtitles بدون وجود الأوراقِ فوقالأشجار، أشعة الشمسِ ستضربْ أرضيةَ الغابةَ مباشرة
    Herkes güneşe bakılmaması gerektiğini bilir. Open Subtitles كُلّ شخص يَعْرفُ أَنهْ لا يُحدّقَ إلى الشمسِ
    Böyle şeyleri neden sevdiğin belli. The Sun okumak gibi. Open Subtitles لا عجب أنك تحب هذه الأشياء إنها مثل قراءة الشمسِ
    Ben, Proteus, bütün insanlığın bilgi ve cehaletine sahibim ama güneşi yüzümde hissedemiyorum. Open Subtitles بروتيس يَمتلكُ الحكمةَ ويتجاهل كُلّ الرجال لكن آي لا استطيعُ أن أحس الشمسِ على وجهِي
    Sen de biraz güneşte yansan hiç fena olmaz. Open Subtitles يبْدو أنه يُمْكِنُك أَنْ تمرح في الشمسِ مع نفسك أتَعْرفُ
    Endüstriyel kaynaklarla güneşten gelen radyasyonu elektriğe çevirmeye yarayan bir ünite. Open Subtitles الوحدة الضرورية لتَحويل الإشعاع مِنْ الشمسِ إلى كهرباءِ على القاعدةِ الصناعيةِ.هي فقط بذلك الحجمِ.
    Ve yaşam, güneşin ulaşamadığı 1500 metre derinlikteki sönmüş bir volkana uzanır. Open Subtitles رغم بإِنَّهُ جميعاً يَتفتّحُ على بركان خامدِ a ميل تحت وصولِ الشمسِ.
    Diyor ki, yılanın gözü güneşin altında kıvranır ama ayın altında hareket etmez. Open Subtitles يَقُولُ إستراحةِ عينى الأفعى تحت الشمسِ وتحت القمرِ لا يَتحرّكُ.
    güneşin ısısı, ateş gibi yanın. Open Subtitles حرارة الشمسِ تحرقُ مثلَ النارِِ حرارة الشمسِ تحرقُ مثلَ النارِِ
    güneşin ısısı, ateş gibi yanın. Open Subtitles حرارة الشمسِ تحرقُ مثلَ النارِِ حرارة الشمسِ تحرقُ مثلَ النارِِ
    Şapka takmadan 5 saat boyunca güneşin altında çalıştı. Open Subtitles يَعْملُ في الشمسِ لخمس ساعاتِ بدون قبعةَ.
    Sonra şehirden uzaklaşırız. Yüzümüz biraz güneş görsün, değil mi? Open Subtitles من ثمّ يتوجب علينا أن نخرجُ من هذه البلدةِ لنجِدُ بَعْض الشمسِ.
    Babanız burayı kurduğundan beri güneş Güvenlik bu işte en iyisi. Open Subtitles أمن الشمسِ كَانَ أفضل منذ أن بَدأَه أبّاكَ.
    Yaratıkların güneş ışığında varolmak için vücutlarımıza ihtiyaçları var. Open Subtitles المخلوقات تَحتاجُ أجسامنا ونحن ننجوَ في النّور الشمسِ.
    Burada, yağmura ve tropik güneşe doymuş olan ot tam potansiyeline ulaşır. Open Subtitles هنا، تبلل بالمطرِ وإستحمَّ في الشمسِ الإستوائيةِ العشب يَصِلُه إمكانيةُ كاملةُ.
    Neşelenmek için biraz güneşe ihtiyacın var. Open Subtitles تَحتاجُين لبَعْض الشمسِ لكي تفرحكِ.
    Sun Güvenlik baban ona başladığından beri en iyisi oldu. Open Subtitles أمن الشمسِ كَانَ أفضل منذ أن بَدأَه أبّاكَ.
    Evet, Sun Valley'de, Ken Lauterbach yerinde. Open Subtitles نعم، في كين Lauterbach مكان في الشمسِ فالي.
    Karın güneşi erittiği gibi beni eriten" Open Subtitles تُذوباني بينما يَتَساقَطُ الثلجُ مِنَ الشمسِ
    güneşte kuruyan yaprakları görünce koşarak geri dönecektir. Open Subtitles إنتظار حتى يَرانا تَجفيف الأوراقِ في الشمسِ. هو سَيَجيءُ الركض.
    Kontakt lens diye birşey yaptıklarını biliyorsundur... güneşten sürekli olarak koruyabilir gözlerini. Open Subtitles هل تعلم أنهم صنعوا العدسات اللاصقة الآن والتى يُمْكِنُ أَنْ تَحْمي عيونَكَ مِنْ الشمسِ دوماً؟
    Güneşle ıslatıp, Güzel bir limonlu kek yapabilir Open Subtitles إنقعْه في الشمسِ واصنع فطيرة ليمونِ رائعةِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus