"الشوربة" - Traduction Arabe en Turc

• çorba
• çorbayı
• Çorbanın
• çorbaya
• çorbası
• çorbadan
• çorbada
• Çorbamı
• çorbana
• " Çorba
• çorbasını
• çorbasına
• çorbacıya

Venedik'te, domates sosu ve değişik otlarla bunlardan çorba yaptık.
في فينيسيا، نصنع الشوربة منهم مع صلصة الطماطة وأعشاب مختلفة.

çorba, yılanbalığı, yahni, domuz bacağı. Birçok sağlıklı yemek var.
الشوربة , وحساء الدجاج , وفخذ الخنزير كلها أطعمة صحية

Bu şey o kadar gelişmiş ki, bununla çorba bile yapabilirim.
هذا الشيء متطور جداً لدرجة أنه يمكن أن أعد الشوربة بواسطته.

Basınçlı hava üfleyici sayesinde çorbayı soğutmak için üflemeye ve enerji sarf etmeye gerek yok.
مع آلة دفع الهواء المضغوط غير ضروري النفخ بالفم لا طاقة مطلوبة لتبريد الشوربة

Çorbanın analizini yaptı ve içindeki maddeleri televizyonda açıkladı. "Murphy ana" iflas etti.
فطلبوا منه في لقاء تلفزيوني تحليل الشوربة وأخبرهم بشأن ماوضعته الأم مورفي بها

Bilgi verme bittiyse, çorbaya başlayalım Anne, açlıktan ölüyorum.
و بما أن تعريفنا بأنفسنا قد انتهى لنشرب الشوربة فأنا أتضور جوعاً

çorba katının sıvı içinde askıda kalmasıyla olur yani sıvı olarak nitelendirilir.
حَسناً، الشوربة يعلق بها مواد صلبةُ لذا يمكن اعتبارها من السوائل الجامدة

Bu gece çorba var. Sabahları ise kahve ve çörek...
الشوربة الليلة، القهوة و الكعك في الصباح

Ayine geldim ve çorba içmeye hak kazandım.
لقد حضرت القداس لي الحق في تناول الشوربة

çorba yapmayacaktım, ama sonra dedim ki çorbasız bir yemek, yemek sayılır mı hiç?
أفضل دائما صنع الشوربة ..لذا فأناأعتقد. أن العشاء بدون شوربة ليس عشاء ..

Affedersiniz. çorba gibi basit bir şeyler var mı?
المعذرة سيدي , هَلْ عِنْدَكَ أيّ شئ بسيط مثل الشوربة

çorba yapıp içine kola katabiliriz.
أعرف، نحن يمكن أن نبتدع بعض الشوربة ووضعه في كوكا.

çorba bu geceki gibi mi servis edildi?
و هل تم تقديم الشوربة بالطريقة نفسها التي قدمت فيها الليلة ؟

Seni öyle kötü döveceğim ki bundan sonra yalnız çorba içebileceksin!
سأضربك بشدة حتى تتناول الشوربة لبقية حياتك

Bir tabak sıcak çorba bulsa şeyini onun içine bile sokar.
هو سيلصقه في صحن الشوربة إذا هو ما زال دافئ.

Onlar onun ahçısı değil. çorba bir adak.
إنهم ليسوا طباخيها إنهم يقدمون الشوربة فقط

Ama çorbayı sevdiler.
احبو الشوربة هل تعتقد ان بامكانك فعلها مره اخرى؟

Çok garip bir şekilde. Çorbanın içinde buldum.
حسناً لقد كان أمر خارق للطبيعة فقد اتضح أنه كان في الشوربة

Bir ses daha çıkarsa oraya gelir, kafanızı çorbaya sokarım.
اذا سمعت صوتاً واحد, سوف أنزل الى هناك وأضع رأسك المُختل في الشوربة

Sanırım orada en az iki tip bezelye çorbası vardı bir türünü genellikle yemek yerine koymazsın.
أعتقد انه كان هناك على الأقل إثنان مِنْ أنواعِ البازلاءِ في الشوربة انتي عادة لا تضعين نوعا واحدا

çorbadan ilk başta bir kaşık yiycez ve sonra yeni ramen hakkında kararımızı vericez..
عندما تأكل رامن بطريقه جديدة, يجب عليك أولا أن تتذوق معلقة واحدة من الشوربة

Ben ve bazı eleştirmenler, Gusteau'nun yerinde, büyük şefin ölümünden beri pek de takdir etme sekte çorbada yeni bir devrim yaşandı.
كنا قد شطبنا مطعم جوستو منذ وفاة الشيف العظيم لكن الشوربة كانت رائعة تجربة رائعة من المذاق المتبل

Pekâlâ, Peralta. Zamanını böyle öldürmenden gına geldi makarnalı sebze Çorbamı pantolonuma döktüm, şu anda da boxerla oturuyorum.
حسناً بيرالتا, سئمت من تضييعك للوقت لذا نعم لقد أسكبتُ القليل من الشوربة

Gargara suyuna, çorbana ve kafeinsiz kahvene yapardım.
سأفعله في غسول الفم أو الشوربة وقهوتكِ

Dördüncü Hanım, bu nilüfer kökü çorbasını için.
الزوجة الرابعة إشربي هذه الشوربة لبذرة اللوتس

Bir kase tavuk çorbasına hayır demezsin umarım?
مارائيك فى قدر من الشوربة المطبوخة؟

Neyse, hani sana 'açım abi' demiştim, beni çorbacıya götürmüşdün.
المهم، قلت أنني جائع وأخذتني إلى محل الشوربة