Hani, şu, garson sıcak olduğunu söylediği halde tabağa dokunma olayı var ya? | Open Subtitles | اتعرفون ذالك الشيء حول لمس المقلات بعد أن قال لك النادل انها حارة؟ |
Yeni başlangıçların olayı bitişleri için başka bir şeye gereksinimleri olmasıdır. | Open Subtitles | الشيء حول البدايات الجديدة يتطلب شيء آخر أن ينتهي |
şu % 1'lik olayı bir kontrol edeyim dedim. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنه من الممكن ان اطرد خارجا ماهذا الشيء حول الواحدِ بالمائة |
Pekala, şu cinsel suç olayı? | Open Subtitles | ذلك الشيء حول مرتكبي الجرائم الجنسية؟ |
Yani İnci'i alıp bilgilerini tazelesin iyi edersin... malum 10 Emir ve şu cüceli hikayeler. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تحضري أنجيلك وتتمرني حول أوامرك العشرة وذلك الشيء حول الأقزام |
Tüm bu "yetkin yok" olayı, FBI'da gerçekten işe yaramaz. | Open Subtitles | حسناً، هذا الشيء حول "بدون صلاحيّة قضائيّة" لا يوقف المباحث الفيدراليّة حقاً |
Ayı'yı düzeltelim olayı şakaydı. | Open Subtitles | الشيء حول إصلاح الدب كان ذالك المزحة |
Çünkü ayı saldırılarının olayı da bu zaten. | Open Subtitles | لإن ذلك الشيء حول هجمات الدب |
Rae Earl'ün olayı budur, sizi hayal kırıklığına uğratır. | Open Subtitles | "هذا الشيء حول راي إيرل, هي ستخذلك " |
İşte şu "seni seviyorum" olayı. | Open Subtitles | تعلمين, الشيء حول "أحبك" |
- Avustralya olayı gerçek. - Tabii. | Open Subtitles | - الشيء حول أستراليا حقيقيُ. |
Bir de şu "yakışıklı" mevzusu bir lütuftan çok lanet benim için. | Open Subtitles | وذلك الشيء حول المظهر الجميل انه لعنة اكثر من كونه نعمة. |