"الشيء هو" - Traduction Arabe en Turc

    • Olay şu
        
    • Sorun şu
        
    • Mesele şu
        
    • şu ki
        
    • Bu şey
        
    • o şey
        
    • şeyin
        
    Olay şu ki bu yaka kartı, beni buraya getirmenizin muhtemel sebebi. Open Subtitles الشيء هو ، أنّ هذه الشارة من المحتمل أنّها سبب وجودي هنا
    Evet, peki, Olay şu, Meg bana kara sevdalandı.. Open Subtitles الشيء هو .. أن ميج أصبحت مغرمة بي قليلاً
    Sorun şu ki işte konuşmak çok zor çünkü zerre mahremiyet yok. Open Subtitles الشيء هو أنه من الصعب التحدث في العمل لأنه ليس هناك خصوصية
    Sorun şu ki, henüz "Hoşçakal" demeye hazır değilim. Open Subtitles لان الشيء هو ، أنني لا أستطيع أن أقول وداعاً بعد.
    Mesele şu, ne kadar zeki olduğumuzu düşünsek de bu deneyin muhtemel sonucu 4,5 gün önce sorgu yargıcının seni araması. Open Subtitles الشيء هو مهما توقعنا اننا اذكياء اكبر نتيجة لتجربتنا هي انك منذ 4 ايام مضت تلقيت اتصال من المكتب الطب الشرعي
    Mesele şu, ben Red Sox fanatiğiyim. Open Subtitles الشيء هو أنني من مناصري الجوارب الحمراء نعم؟
    Gizemli bir şey, belki incir çekirdeği kadar önemsiz gözükse de Bu şey bilinen evrendeki en marifetli kodlama. Open Subtitles إنه شيء غامض ربما يكون شيئاً عادياً أن ننظر إليه لكن هذا الشيء هو أذكى شفرة في الكون المعلوم
    Ama Olay şu ki zor bir dönemden geçtiğim için çizgiyi biraz aştım ama sebebini bilmiyorum. Open Subtitles لكن، الشيء هو مثل، كما تعلمين لقد مررت نوعا ما بوقت صعب عبور ذلك الخط قليلا وأنا حقا لا أعلم لماذا
    Olay şu, bir şeyler hissediyor olabilirim. Open Subtitles إذن ، الشيء هو أعتقد أنّه ربما يكون لديّ بعض المشاعر
    Evet, Olay şu ki, küçük bir asi gücü aydaki ormana iniş yaptı ve oğlum onlarla birlikte. Open Subtitles نعم,الشيء هو قوة متمردة صغيرة هبطت في قمر الغابة وإبني معهم
    Olay şu ki Malcolm, David'in parayı verdiğine hiç inanmadı. Open Subtitles الشيء هو مالكوم لم يصدق بأن ديفيد قد صرف تلك الأموال
    Olay şu ki yıllar boyunca diğer 5 kadın da kaçırılıp haber alınamamaış. Open Subtitles الشيء هو ان على مر السنين، خمس نساء أخريات فقدوا ولم يسمعهم عنهم مره أخرى
    Ama Olay şu ki üniformaya saygı için bu. Open Subtitles ولكن الشيء هو أن هو من احترام الزي العسكري.
    Sorun şu ki arkadaşım diyabet. Open Subtitles إذاً، الشيء هو أن صديقتي هناك مريضة بالسكر
    Sorun şu ki, çocuklarımı korumak için mi karşı çıkıyorum yoksa bencillik yapıp onları yanımda tutmak istediğim için mi, bilemiyorum. Open Subtitles الشيء هو أنني أريد أن أعرف اذا ما أنا أقاوم لأني اريد حماية أطفالي أو لأنني أناني
    Ama Sorun şu ki, yardımına ihtiyacımız var. Open Subtitles ولكن الشيء هو أننا بحاجة إلى شيء على مساعدته.
    Mesele şu, ben Red Sox fanatiğiyim. Open Subtitles الشيء هو أنني من مناصري الجوارب الحمراء نعم؟
    Pekala, şey, Mesele şu ki Sid, Kristin'in vücudunda silikon bulamamış. Open Subtitles حسنا، الشيء هو لم سيد لم تجد قطرة من السيليكون في الجسم كريستين.
    Mesele şu ki kaybolduğu gece adamın evine gittim. Open Subtitles الشيء هو , في ليلة من اختفائها, ذهبت إلى منزله,
    Cennete geri alınacak ve sana bakıp şöyle denilecek sadece tek bir şey ruhun eksikliğini tamamlayabilir Bu şey de aşktır. Open Subtitles السماء سوف تعيدك وتنظر إليك وتقول شيئاً واحدً يمكنه فقط أن يُكمل الروح وهذا الشيء هو الحب
    Dinle, o şey eğer dediğin gibi bir şeyse, baban da bende olduğunu biliyorsa, tabutumun son çivisini çakmışsın demektir. Open Subtitles أنظر , إذا ذلك الشيء هو حقاً ما تقول ووالدك يعرف بأني أملكه فسيكون هذا أخر مسمار في نعش كفني
    Evet, duyuyorum ve hala O şeyin bir tekne olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أجل بالفعل، ما زلت لا أصدق أن هذا الشيء هو قارب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus