"الشّمال" - Traduction Arabe en Turc

• Kuzey
• Kuzeydeki
• kuzeye

Tabi, eğer batıya doğru gidiyorsak... o zaman diğeri Kuzey.
بالطبع سنتّجه غرباً والآخر ناحية الشّمال

İlk olarak Kuzey'den gelen, kasırgaya benzer bir ses duydular.
أوّل ما سمعوه هو ضجّة كأنّها إعصار قد حلّ بهم من الشّمال

Batı, Güneybatı, Güneydoğu, Kuzey.
الغرب، الجنوب الشّرقي، الجنوب الغربي، الشّمال

Babanla kardeşlerin öldü ama sen buradasın, Kuzeydeki Kral.
والدك وأخوتك ماتوا، ومع ذلك ها أنت تقف هنا، ملك الشّمال.

Ne Kuzeydeki Kral, ne de danışmanıyla hoş bir vedalaşmam olmadı.
لم أفترق بشروطٍ جيّدة مع ملك الشّمال أو مع مستشاره.

Kuzeylilerin hepsi yüzünü kuzeye çevirdi Duvar'ın ötesindeki tehditten korkuyorlar.
الشّماليون يواجهون الشّمال جميعاً، قلقون حول التهديد من وراء الجدار.

Kaleden ayrılmaya ikna edersem, Kuzey'e güvenle geçmelerine izin verecek misin?
إن أقنعتُه بالتّخلي عن القلعة، ستضمن عبورًا آمنًا إلى الشّمال.

Tarzı değil, Kuzey'in izlediğini biliyor.
تلك ليست طريقته. فهو يعلم أنّ الشّمال يُراقب.

Ama Kuzey benim evim olduğu için kabul ettim.
ولكنني قبلت بهذا المنصب لأني الشّمال هو موطني.

Kuzey'i onun yerine yönetmesi gerektiğini düşündüğün biri var mı?
أهناك شخص آخر تعتقدين أنّه يجب أن يحكم الشّمال بدلاً منه؟

Rüzgar Kuzey, kuzeybatı yönünden 10.2 hızla esiyor.
سرعة الرّيح - - 10.2 الشّمال بشمال الغرب

Ben dönene dek Kuzey senindir.
إلى حين عودتي؛ الشّمال ملكاً لكِ.

Kuzey. Demek Langley'e gitmiyoruz.
إلى الشّمال , هذا لا يؤدي . ( إلى ( لا نجلي

Majesteleri, eğer Kuzeydeki düşmanı yenmezsek tanıdığınız herkes kış sona ermeden ölmüş olacak.
جلالتك، كلّ شخصٍ تعرفينه سيموت قبل أن ينتهي الشّتاء.. إذا لم نهزم العدو في الشّمال.

Bana sorarsan Kuzeydeki tek düşman sensin.
بقدر ما أستطيع رؤيته؛ أنت العدو في الشّمال.

Kuzeydeki lordlar onlara önderlik etmem için bana güvendi.
سادة الشّمال وضعوا ثقتهم بي لأجل أن أقودهم،

Böyle kolay vazgeçerek Kuzeydeki Kral olduğunu düşünmek pek akla yatmıyor.
يبدو من غير المرجح أنّك أصبحت ملك الشّمال عن طريق انسحابك بهذه السهولة.

Kuzeydeki Kral'a Kuzeyde ihtiyacımız var.
نحن بحاجة لملك الشّمال في الشّمال.

Kuzeydeki Kral'ı çağırmamız için bize yalvardın halbuki.
لقد توسلتِ إلينا لنستدعي ملك الشّمال.

Arabaya atlayıp kuzeye gidebilirdik.
بإمكاننا أن نصعد إلى السّيّارة و نتّجه نحو الشّمال

kuzeye, Büyük Karlı Dağ'a doğru gideceğim.
سوف أركبُ الشّمال نحو الجبلُ المُثلج الشاهق.

kuzeye yönlendirldik.55. dakika.
لقد انحرفنا نحو الشّمال لمدّة خمسن ثانية.