"الشّيء الصّحيح" - Traduction Arabe en Turc

    • doğru olanı
        
    • doğru şeyi
        
    • Doğru olan şeyi
        
    Büyük doktorlarınsa doğru olanı yapacak cesaretleri vardır. Open Subtitles الأطباء العظماء عِنْدَهُمْ الأحشاءُ للعَمَل الشّيء الصّحيح.
    Yanlış davrandığımı düşünebilirsin ama benim doğru olanı yaptığımdan şüphem yok. Open Subtitles لكن ليس هناك a شَكّ في رأيي بأنّني عَملتُ الشّيء الصّحيح.
    Sen doğru olanı yaptın ve bu seni pişman edecek değil. Open Subtitles عَملتَ الشّيء الصّحيح و أنت لَنْ تَأْسفَ له.
    Çoğu insan sadece kolaylarına geldiğinde doğru şeyi yapar. Open Subtitles أكثر الناس يفعلون الشّيء الصّحيح فقط عندما هو سهل لهم
    - doğru şeyi yapmalısın ki mirası sana kalsın. Open Subtitles هو يُمْكِنُ أَنْ يَعْملَ الشّيء الصّحيح. يتوقف عن الهراء ويعطيك ميراثك
    Bu yüzden doğru olanı yapmak istemiyorsun. Open Subtitles في حالة أنت لا تُريدُ للعَمَل الشّيء الصّحيح.
    doğru olanı yapabilir. Open Subtitles هو يُمْكِنُ أَنْ يَعْملَ الشّيء الصّحيح.
    doğru olanı yapman her zaman doğru değil. Open Subtitles عَمَل الشّيء الصّحيح لَيسَ دائماً الشيءَ الصحيحَ.
    Şimdi gidip doğru olanı yapmalısın. Open Subtitles الآن يَجبُ أَنْ تَذْهبَ وتَفعْلَ الشّيء الصّحيح
    Özür dilerim, doğru olanı yaptığımı düşünüyordum. Open Subtitles أنا آسف. إعتقدت بأني كنت أعمل الشّيء الصّحيح
    O yüzden doğru olanı yapacaksın. Open Subtitles لِهذا أنت سَتَعْملُ الشّيء الصّحيح.
    - Bence de doğru olanı yaparsın. Open Subtitles -حَسناً، أعتقد إنك تَفعْلُين الشّيء الصّحيح
    Bir bayan kendini öyle kötü bir durumda bulursa, onurlu bir erkek öne çıkıp doğru olanı yapmak zorundadır diye düşünüyorum. Open Subtitles أَعتقدُ إذا a إمرأة يَجِدُ نفسه في مثل هذا المأزقِ، رجل شرف لَهُ إلتزامُ للعَمَل الشّيء الصّحيح.
    Bak, her ne olursa olsun Cole doğru olanı yaptı. Open Subtitles النظرة، مهما حدث، عَملَ الشّيء الصّحيح.
    Umarım doğru şeyi yapmışızdır. Open Subtitles آسف، أَتمنّى بأنّ نكون قد فعلنَا الشّيء الصّحيح
    Hayatında bir kere, doğru şeyi yap. Open Subtitles لمرة واحدة في حياتك، إفعل الشّيء الصّحيح.
    Hiç doğru şeyi yapmana rağmen, kendini suçlu hissettiğin oldu mu? Open Subtitles تَعْملُ الشّيء الصّحيح أبداً وما زالَ يَشْعرُ بالذّنب بخصوصه؟
    doğru şeyi yapmaya korktuğun için kötü şeylerin olmasına seyirci kalmamalısın. Open Subtitles أنت يجب أن لا تقف جانبا وتدع شيئا مزعج يحدث لأنك خائف جدا من عمل الشّيء الصّحيح
    doğru şeyi yapmaya korktuğun için kötü şeylerin olmasına seyirci kalmamalısın. Open Subtitles أنت يجب أن لا تقف جانبا وتدع شيئا مزعج يحدث لأنك خائف جدا من عمل الشّيء الصّحيح
    Bunları anlatmak için bana gelmekle doğru şeyi yaptın, Lacy. Open Subtitles عَملتِ الشّيء الصّحيح بمجيئك لرُؤيتي بهذا، لايسي
    Bazen yapmak zorunda olmadığın için Doğru olan şeyi yaparsın. Open Subtitles أحياناً تفعلين الشّيء الصّحيح لأنه ليس من الضروري فعله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus