Büyük doktorlarınsa doğru olanı yapacak cesaretleri vardır. | Open Subtitles | الأطباء العظماء عِنْدَهُمْ الأحشاءُ للعَمَل الشّيء الصّحيح. |
Yanlış davrandığımı düşünebilirsin ama benim doğru olanı yaptığımdan şüphem yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك a شَكّ في رأيي بأنّني عَملتُ الشّيء الصّحيح. |
Sen doğru olanı yaptın ve bu seni pişman edecek değil. | Open Subtitles | عَملتَ الشّيء الصّحيح و أنت لَنْ تَأْسفَ له. |
Çoğu insan sadece kolaylarına geldiğinde doğru şeyi yapar. | Open Subtitles | أكثر الناس يفعلون الشّيء الصّحيح فقط عندما هو سهل لهم |
- doğru şeyi yapmalısın ki mirası sana kalsın. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَعْملَ الشّيء الصّحيح. يتوقف عن الهراء ويعطيك ميراثك |
Bu yüzden doğru olanı yapmak istemiyorsun. | Open Subtitles | في حالة أنت لا تُريدُ للعَمَل الشّيء الصّحيح. |
doğru olanı yapabilir. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَعْملَ الشّيء الصّحيح. |
doğru olanı yapman her zaman doğru değil. | Open Subtitles | عَمَل الشّيء الصّحيح لَيسَ دائماً الشيءَ الصحيحَ. |
Şimdi gidip doğru olanı yapmalısın. | Open Subtitles | الآن يَجبُ أَنْ تَذْهبَ وتَفعْلَ الشّيء الصّحيح |
Özür dilerim, doğru olanı yaptığımı düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا آسف. إعتقدت بأني كنت أعمل الشّيء الصّحيح |
O yüzden doğru olanı yapacaksın. | Open Subtitles | لِهذا أنت سَتَعْملُ الشّيء الصّحيح. |
- Bence de doğru olanı yaparsın. | Open Subtitles | -حَسناً، أعتقد إنك تَفعْلُين الشّيء الصّحيح |
Bir bayan kendini öyle kötü bir durumda bulursa, onurlu bir erkek öne çıkıp doğru olanı yapmak zorundadır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ إذا a إمرأة يَجِدُ نفسه في مثل هذا المأزقِ، رجل شرف لَهُ إلتزامُ للعَمَل الشّيء الصّحيح. |
Bak, her ne olursa olsun Cole doğru olanı yaptı. | Open Subtitles | النظرة، مهما حدث، عَملَ الشّيء الصّحيح. |
Umarım doğru şeyi yapmışızdır. | Open Subtitles | آسف، أَتمنّى بأنّ نكون قد فعلنَا الشّيء الصّحيح |
Hayatında bir kere, doğru şeyi yap. | Open Subtitles | لمرة واحدة في حياتك، إفعل الشّيء الصّحيح. |
Hiç doğru şeyi yapmana rağmen, kendini suçlu hissettiğin oldu mu? | Open Subtitles | تَعْملُ الشّيء الصّحيح أبداً وما زالَ يَشْعرُ بالذّنب بخصوصه؟ |
doğru şeyi yapmaya korktuğun için kötü şeylerin olmasına seyirci kalmamalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن لا تقف جانبا وتدع شيئا مزعج يحدث لأنك خائف جدا من عمل الشّيء الصّحيح |
doğru şeyi yapmaya korktuğun için kötü şeylerin olmasına seyirci kalmamalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن لا تقف جانبا وتدع شيئا مزعج يحدث لأنك خائف جدا من عمل الشّيء الصّحيح |
Bunları anlatmak için bana gelmekle doğru şeyi yaptın, Lacy. | Open Subtitles | عَملتِ الشّيء الصّحيح بمجيئك لرُؤيتي بهذا، لايسي |
Bazen yapmak zorunda olmadığın için Doğru olan şeyi yaparsın. | Open Subtitles | أحياناً تفعلين الشّيء الصّحيح لأنه ليس من الضروري فعله |